Pazar günlerini sevmem.
Pazar günlerini sevenleri hiç sevmem.
Çünkü pazar günleri lanet olası apartman toplantılarının yapıldığı gündür genellikle.
Nedense herkesin evde olduğu sanılan pazar günü en kısası yedi saat süren bu manasız apartman geyiğine ayrılır.
Oysa ben pazar günleri içimdeki çocuğu gezdirmeye çıkartırım.Bu yüzden de başkasının çocuğunun apartman duvarına "Bunu yazan tosun, apartmana uzun uzun okusun" yazmış olması, bu yazıyı kapatmak için apartman girişinin boya masrafı beni hiç ilgilendirmez.
Bu yüzden her apartman toplantısında bir yakinim ölür...
Apartman sakinleri toplanır ben sakin sakin tüyerim.
(Bu paragrafın atasözü: Bir apartmana yönetici olmaktansa kapıcı olmayı tercih ederim. Prehistorik dönem Hitit atasözü)
***
Bu apartman sakini de hoş laftır yani.
Sakin lafını duyan insanlar da bu toplantılarda sakin sakin apartman sorunları konuşulur sanır.
"Bana bakın Aylin hanım. Ya şu piçinize bir terbiye verin ya da bırakın iki tokat aşkedeyim suratına. Benim arabama vurup vurup alarmını öttürüyor."
"Miktir sidikli... Hele benim çocuğuma bir dokun, her gün balkonumdan sana doğru halı silkelemezsem bana da 7 numaralı Cevahir demesinler.""Horospunun söylediğini doydunuz di mi komşular."
"Sen kime küfür ediyorsun ulan!"
Şimdi bunlar mı apartman sakini...
(Bu paragrafın özeti: Ev alma komşu al atasözü Naomi hanımın komşusu tarafından söylenmiş bir atasözüdür. Ben de Naomi hanımın veya Linda Evangelista hanımın komşusu olsaydım hiç tereddüt etmeden aynı atasözünü söylerdim.)
***
Ayrıca bu apartman toplantılarının yapıldığı mekanlara gıcık olurum.Ya köy odasına benzeyen kapıcı dairelerinde ya da sakinlerin sakin sakin kıçının donduğu sığınaklarda yapılır bu toplantılar.
Kimse "gelin evime, yayılın koltuklarıma, size çay ve kuru pasta ikram edeyim" demez.
Zaten hiçbir toplantının 10. dakikasından sonra kimse de bişey yiyecek ve içecek hal kalmaz. Yöneticiler genellikle öyle bir bütçe ortaya koyarlar ki, öyle paralar isterler ki, ben her apartman toplantısından sonra "Acaba bu daireyi kerhane olarak işletsem yöneticinin istediği parayı çıkartabilir miyim?" diye düşünürüm.
(Bu paragrafın özeti: Ev alacaksan tuğladan, kız alacaksan Muğla'dan atasözü düşünülmeden söylenmiş bir atasözüdür. Herkes bu atasözüne uygun davranıp, Muğlalı bir kızla evlenmeye kalkarsa ne Muğla ne de civar kent ve kasabalar bu ihtiyaca cevap verebilir. Sayın alıngan Tuzlalı hanfendi, bu hafta Tuzla ile ilgili bir espri yapmıyorum gördüğünüz gibi... Müsterih olun veya olmak istediğiniz bişey varsa ondan olun.)
***
Apartman toplantıları böyledir işte. Zemin kattakiler çatının onarılmasını istemezler, çatı katındakiler de bahçenin düzenlenip güzelleşmesini.
Ben zemindekiler ve çatıdakiler kapışırken, onları öldürüp içimdeki çocuğu Kalamış parkındaki Viking gemisine bindirmek isterim.
Marinada yelkenlilerin direkleri rüzgarla bir türkü tutturur, Orhan Veli gelir aklıma. Onun hiçbir apartman toplantısına katılmadığını düşünür, sevinirim onun adına.