SELAHATTİN Duman'ın köşesine yazdığı bir fıkra ile ilgili olarak başına gelenleri duymuşsunuzdur.
Yöresel şaklabanlık yapmak dışında hiçbir meziyeti olmayan bir radyo istasyonunca başlatılan Selahattin Duman aleyhindeki kampanya manasız bir kan davasına dönüşüyordu neredeyse.
Ben anlatanların yalancısıyım ama radyo spikeri ile telefon bağlantısı yapılan bir dinleyicinin arasındaki konuşma eğer yalan değilse, alınganlık konusunda gerçekten çok vahim noktalara geldiğimizin işaretidir.
DİNLEYİCİ - Selahattin Duman'ın linç edilmesini isteyiruk.
RADYOCU - Bu konuda bazı çalışmalar var. Gelişmelerden sizi haberdar edeceğiz.
* * *
Ayıptır yahu?
Gülünüp geçilsin diye anlatılmış bir fıkra alt tarafı.
Hani Karadenizlinin engin mizah anlayışı?
Hani Karadenizlinin kendisine karşı uydurulan fıkralara karşı olan hoşgörüsü?
Üstelik fıkraya baktım, köy ismi yok, kasaba ismi yok, insan ve sülale ismi yok.
Yani birinin şahsen üstüne alınması için hiçbir neden yok.
Karadenizli diye genel bir tanımlama yapılıp geçilmiş.
Yani olay Romanya sahillerinde geçiyor da olabilir. Üstelik adı üstünde fıkra bu?
Temel, İdris, Dursun diye başlayan yüzlerce fıkradan biri.
Bir fıkra yüzünden bir yazarın üstüne bu kadar gelinir mi?
Selahattin Duman ve gazete buna rağmen defalarca özür dilediler.
Hoşgörü ve af istediler, ama bakıyorum hala dediğim dedik diyenler var.
Bu alınganlık niye?
Biri kalkıp "İstanbul'da p...vengin biri" diye başlayan bir fıkra anlatsa benim bir İstanbullu olarak gidip gazeteyi kurşunlamam mı lazım?
Çok kızdıysanız okumazsınız o yazarı bir daha. Çevrenize de söylersiniz, olur biter.
Bir yazarın yazdığı bir fıkra yüzünden korumalarla gezmesi olacak şey mi?
Yapmayın etmeyin. Biraz akıl ve izan lütfen.
* * *
Umarım bu yazı yayınlandığında Selahattin Duman tatilden döner ve yazılarına yeniden başlar.
Ve başladığı gün aklı başında Karadenizlilerden olumlu mesajlar alır.
İşte sözüm bu aklı başında insanlara olacak.
Birkaç kendini bilmezin, Karadenizlinin mizah anlayışına ve hoşgörüsüne leke sürmesine izin vermeyin.
Ben şahsen öyle yapacağım.
O radyo istasyonu Selahattin Duman'dan özür dileyene kadar hiçbir köşemde laz fıkrasına yer vermeyeceğim.
Laz fıkrası yazan köşe yazarlarını da uyaracağım.
Madem ki hoşgörü yok, fıkra da yok...
* Partinin gençleşmeye ihtiyacı var. Aday olunacak. Hatta nüfusa erken yazılmışım denilecek yaş küçültülecek. Gönül Yazar'la aynı yaşa gelinecek.
* Partiden yaşlıları kaçırmak için, genel merkezde sürekli tekno müzik ve rap çalınacak.
* Benim için yapılan "Kasımpaşa haylazı" benzetmesi iyi oturdu, Recai Kutan için de "Ankara dinozoru" yakıştırması yapılacak.
* Erbakan'ın telefonla partiyi idare etmesi önlenecek. Telefonuna parazit yapılacak veya aranıp aranıp yanlış numara denilecek.
* Parti başkanlığı yüzünden şey, eee şey şehrinin belediye başkanlığını ihmal ettim.
Haydaa adını da unutmuşum. Hangi şehrin belediye başkanı olduğum öğrenilecek.
Yazara E-Posta: G.Mujde@milliyet.com.tr