İstanbul Aydın Üniversitesi’nde yaptığım Psikoloji yüksek lisansının hemen ardından geldi pandemi. Bu süreçte katıldığım online eğitimler içinde kendi adıma en özeli Altınbaş Üniversitesi’nden aldığım uluslararası akredite sertifikalı Sanat Terapisi’ydi. Hocamız Psikiyatrist Hira Selman Kalkan’dı. 120 saat süren eğitimin ardından sanatın iyileştirici gücünü uzun yıllardır deneyimleyen bir sanat gazetecisi olarak, bu güce inancım daha da pekişti.
Özel bir çalışma
Sanat terapisi, insanın bireysel, ruhsal ve duygusal gelişimini sanatın yaratıcı gücünü kullanarak iyileştirmeyi amaçlayan bir disiplin. Bu disiplinde sanatın yaratım süreci, iç çatışmalarımızın ve problemlerimizin çözümüne, yeteneklerimizin keşfine, stresimizi kontrol etmemize, en önemlisi de kendimizle ilgili farkındalık kazanmamıza yardımcı oluyor.
Bu destek mekanizmasında sanat bir iletişim aracı. Duygularımızı dışa vurmamıza katkı yapıyor, onlarla iletişim kurmamızı sağlıyor. Davranışlarımızda değişikliğe gidebilmemiz için duygularımızın farkındalığı çok önemli. Çünkü düşünce duyguyu, duygu ruh hâlimizi, ruh hâlimiz de davranış ve deneyimlerimizi şekillendiriyor. Sanat terapi bugün klinik psikologların ve psikiyatrların yaygın olarak kullandıkları bir terapi yöntemi. İçimizin ifade edemediğimiz kirini pasını dökmemizi sanat yardımıyla sağlıyor bu yöntem, gerisini danışan ve terapist kolaylıkla hallediyor.
Diğer terapi çeşitleri gibi onun da uygulama prensipleri var ve bunların tam ortasında sanat duruyor. Üstelik zaman kazandırıyor. Duygularınızı normal yollarla ifade etmeniz çok sayıda seans gerektirebilirken sanat terapisiyle bir-iki seansta çözülüyorsunuz.
Benim çok önemsediğim, daha çok yaygınlaşmasını arzu ettiğim bir terapi türü. Sanatı meslek edinmiş biri olarak bile onun sayısız faydasını gördüm, iyileştirme gücüne tanıklık ettim bugüne dek. Hâl böyle olunca Sakıp Sabancı Müzesi’nin yeni başlattığı, dünyada örnekleri bulunan ama Türkiye’de bir ilk olan Müzede An’da projesi bu yıl en fazla heyecanlandığım işlerden biri oldu. Projede sanat terapisi prensipleriyle, SSM için tasarlanmış bir rehberli ses deneyimi yaşatılıyor sanat izleyicilerine. SSM’nin çıkış noktası müzelerin potansiyel iyileştirici mekânlar olduğunu göz önünde bulundurarak, ziyaretçilerini sanat eserlerine odaklanmaya ve eserlerle dönüştürücü ilişkiler kurmaya davet etmek.
SSM’nin “Modernizmin İzinde Türk Resmi” sergisinden seçilen sekiz eserle birlikte müze bahçesinde yer alan Anish Kapoor ve Seyhun Topuz’un heykelleriyle hazırlanmış Müzede An’da programı. İçeriğini ziyaretçiler akıllı telefon veya tabletleriyle hem müzede hem de diledikleri yerde SSM’nin web sitesi üzerinden çevrim içi olarak deneyimleyebiliyor. Dışavurumcu Sanat Terapi Uygulayıcısı Seren Pehlivanoğlu İlkdoğan iş birliğiyle tasarlanan programın müze dışında kullanılan çevrim içi uygulamasını deneyimledim bu hafta.
Müzenin web sitesinden uygulamaya girdim. Son derece kullanıcı dostu. Halil Paşa’nın “Şakayıklar ve Kadın” adlı resmini açtım önce. Sayfada resmin görseli ve müze dışındakilerin takip etmesi gereken bir buton beliriyor. Oyuncu Ayşe Draz’ın sesinden yönergeleri takip ediyoruz. Önce derin bir nefes almamız isteniyor. Ayaklarımızın yerle temasını, bedenimizin duruşunu fark etmemiz söyleniyor. Bedenimiz nasıl bugün? Yorgun, enerjik, durağan, hareketli? Peki ya düşüncelerimiz? Aklımızda hızla hareket eden birçok düşünce mi var? Geçmişe mi ait, bugüne mi yoksa yarınla mı ilgili? Bu soruları art arda soruyor Ayşe Draz. Ardından resme odaklanmamızı istiyor. En çok dikkatimizi çeken ne ilk bakışta? Renkler, dokular, fırça darbeleri? Sonra resmin bütününü görmeye başlıyoruz. Hangi özelliğin ilgimizi çektiğini tartıyoruz. Ve yine sorular: Sanatçı hangi mevsimi resmetmiş? Günün hangi saati olabilir? Şakayıkların kokusu burnumuza geliyor mu? Kadının yüz ifadesi? Hangi duyguları hissediyor, neler düşünüyor olabilir? Şimdi artık resme odaklandığımız süre boyunca aklımıza gelen düşüncelere ve bizde uyandırdığı duygulara bakabiliriz. Bu eser bize nasıl hissettiriyor? Bu duyguların en yoğunu hangisi?
Bu deneyimde aklımıza gelen düşüncelerin, duyguların farkına varmak çok heyecan verici. Her bir eserde farklı deneyimler yaşayıp yeni farkındalıklar geliştiriyoruz. Onlar bize ne yapmamız gerektiğini söylüyor zaten. Neye ihtiyacımız olduğunu. Fazla ve sizi zorlayan bir duygu yoğunluğu olursa ara vermenizde fayda var. Günün sonunda tarifsiz güzellikte bir huzur da cabası.
Şunu da belirtmek isterim: Bu program, profesyonel bir sanat terapisi değil. Sanat terapisinin çok fazla materyali ve yöntemi var. Onlardan birini kullanarak tek başına uygulayacağınız özel bir çalışma. Profesyonel uygulama için bir terapistinizin olmasında fayda var. Müzede An’da deneyimini müzede de yaşamak mümkün. Ayda bir defa düzenli olarak yapılacak. Tarihler kesinleştiğinde SSM açıklayacak. Ama şu an evinizin konforunda online deneyim şansınız var. Sanatın ne kadar iyi geldiğine hayretle tanık olacaksınız.
İyi pazarlar dilerim.