Bu hafta sanat tarihini kediler üzerinden anlatan çok yaratıcı bir kitap çıktı Vakıfbank Kültür Yayınları’ndan: “21 Kedide Sanat Tarihi”. Yazarları Diana Vowles ve Jocelyn Norbury. Kitapta yer alan çarpıcı illüstrasyonları Nia Gould çizmiş. Güzel çevirinin sahibi ise Ebru Berrin Alpay.
Baştan söylemek isterim, ben bu kitabı çok sevdim. Sanat tarihini öğrenmek için bir başlangıç kitabı arayanlar ve özellikle gençler için son derece iyi hazırlanmış eğlenceli bir rehber.
Kitapta 21 akıma yer veriliyor: Antik Mısır, Bizans, Rönesans, Rokoko İzlenimcilik, Art İzlenimcilik, Noktacılık, Simgecilik, Fovizm, Kübizm, Dadacılık, De Stijl, Büyülü Gerçekçilik, Art Deco, Sürrealizm, Soyut Dışavurumculuk, Cobra, Pop Art, Minimalizm, Grafiti, Genç Britanyalı Sanatçılar.
Her bir akım bir kedi illüstrasyonuyla açılıyor. Bu kedi, akımı temsil eden özellikler, teknikler, bakış açıları dikkate alınarak çizilmiş. Hemen ardından, akım hakkında bilgi veriliyor. Sonraki iki sayfada ise kedi illüstrasyonlarından ayrıntılar alınarak ilgili sanat akımının öğeleri, sembolleri sanatçıları kısaca anlatılıyor.
Kitabı bitirdiğinizde hem 21 sanat akımı hakkında temel bilgilere sahip oluyorsunuz hem de sözgelimi fovist bir resim ile sürrealist bir resmi birbirinden ayırmayı öğreniyorsunuz beyninize nakşolunan, ilgili sanat akımına göre illüstrasyonları çizilmiş tatlı kediler aracılığıyla.
Rokoko bölümündeki kedimiz Rokoko üslubunun ürünü olan dekoratif amaçlı, gösterişli, dönemin zenginliğini ve ihtişamını yansıtan bir Josephine koltuğa boylu boyunca uzanmış. Önceki akımların ağır başlı üsluplarının tersine, Rokoko’ya özgü parlak ve canlı renkler kullanılmış illüstrasyonda. Toplumdaki tüm yozlaşmışlığın ve lüksün temsilcisi olan çiçekler ise kedimizin arkasında yükselen sütunu süslüyor.
İzlenimcilikteki Degas atıflı balerin kedimiz Monet’nin nilüferleriyle dolu bir göletin etrafında parmakları ucunda piruet dönüşü yapıyor.
Fovizmi temsil eden kedi, akımın parlak, alışılmadık renkleriyle büyük ve basit formlarla çizilmiş. Çoğu sanatçının geçici bir evre olarak kullandığı bu akımın en ünlü temsilcisi Matisse’in hep bir Fovist olarak kaldığını vurgulayan kitap, Matisse’in karısını yüzünün ortasından geçen yeşil bir çizgiyle betimlediği “Yeşil Çizgi” resminden söz ediyor. Aynı yeşil çizgi kedimizin yüzünde de yer alıyor.
Birinci Dünya Savaşı’nın dehşetine, yıkımına tepki olarak gelişen Dadacılık’ta sanatçıların üslup bakımından ellerine geçen her şeyi kullandıkları ve “çoğunlukla kendilerini anlamı ve mantığı olmayan biçimlerde” ifade ettikleri belirtiliyor. Bu bilgilere eşlik eden kedimizin iki patisinde yüksek topuklu ayakkabı varken diğer patilerinde iş makinesi görülüyor.
Sürrealizm bölümünde ise şu bilgiye yer veriliyor: “Yapıtların büyük kısmı ilk bakışta ayrım gözetilmeksizin bir araya getirilmiş rastlantısal objelerden ibaretmiş gibi görünür. Bu görüntünün ardında çok çarpıcı bir felsefe yatar. Sanatçılar, izleyicinin olağan varsayımlarını yıkıp bilinçaltında neler olduğunu düşünmeye zorlar.” Kedimize gelince, Sürrealist hareketin sembollerinden kabul edilen Magritte’in melon şapkasını takmış. Bedeninin alt kısmına denizkızı kuyruğu çizilmiş. Kuyruğun içine Miro’nun takımyıldızları eklenmiş. Patileri ise Salvador Dali’nin işlerinde çok sık kullandığı istakoz kıskacı şeklinde.
Velhasıl çok ama çok keyifli, ilgiyle okunan, bilginin yaratıcı sunumunun işlevselliğine örnek teşkil eden şahane bir kitap “21 Kedide Sanat Tarihi”. Okuyun isterim. Ama en çok da çocuklarınıza, çevrenizdeki gençlere hediye etmenizi...