Yılın son pazarı bugün. Bir kişisel hesaplaşma yapmanın tam zamanı. 2021 hayatımın köşe taşı yıllarından biri oldu. Üzerinde “yaşlılık tahsis numarası” yazan bir kartım var artık. Emekli oldum evet. Devletin ilgili makamlarında yaşlı sayılıyorum. Ama niyeyse güleceğim tutuyor bu sıfatı kullanırken. Kaldı ki, işimi bırakmadım. Sadece önümüzdeki yıl 50 yaşına girecek olan Milliyet Sanat dergisine daha çok vakit ayırmak için, diğer yöneticilik görevlerimi son derece başarılı gazeteciler olan arkadaşlarıma devrettim.
Uzun yıllar çalıştığım Haftasonu Ekleri’ni titizliğiyle, çalışkanlığıyla, gazetecilik refleksleriyle çok takdir ettiğim Sanem Özyürek hazırlıyor artık. 26 yıldır çalışanı olmanın gururunu taşıdığım Milliyet gazetesinde çok uzun zaman kültür sanat alanında çıkan ekleri ve gazetenin sanat sayfasını yönettikten sonra bugün o görevleri Efnan Atmaca yürütüyor. Ben de onun hazırladığı bu şahane kültür sanat ekinde “Bir Kahve İçimi” adlı köşemi yazmaya devam ediyorum.
Efnan müthiş bir kadın. Her şeyden önce çok iyi bir gazeteci. Son derece tatlı dilli, hayata her daim pozitif bakışıyla kafa tutan ve ekibini motive eden biri. Ben de bundan nasibimi alıyorum doğrusu. Bu hafta ne yazsam temalı telefon görüşmemizde beni öyle bir motive etti ki, normalde ertesi gün yazımı yazmam gerekirken kalkıp bilgisayarın başına oturdum, bir heves yazdım yazımı. Yani diyeceğim o ki, tüm Milliyet Ailesi gibi, emekliliğimle birlikte benim bıraktığım yerden devam eden arkadaşlarım birbirinden güzel işler yapıyor. Yıllarca yöneticiliğini yaptığım yayınların bugün yazarı ve okuruyum. Ve gördüğüm başarılı süreç beni inanılmaz mutlu ediyor.
Bu arada haberiniz olsun, deli gibi çalışıyoruz Milliyet Sanat’ın 50. yılı için. Çok heyecan verici projelerimiz olacak. Dünya standartlarından taviz vermediğimiz dergimiz bu çok özel yaşında, yenilenmiş, yıllanmış, yıllara meydan okuyup genç kalmış bir formatta sizlerle buluşacak. Milliyet Sanat’ın çok değerli gazetecilerden oluşan ekibi Asu Maro, Ayla Dündar, Erkan Aktuğ, Erol Seyitoğlu, Seray Şahinler, Müjde Işıl, Seyhan Akıncı ve Hazal Özlü’nün emekleri büyük. Arkamızda dağ gibi duran Milliyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Mete Belovacıklı, bir sanat dergisinin başına gelen en iyi maestro. Resmi makamlar ne derse desin, böyle bir kadronun içinde yaşlanmak söz konusu değil. 50 yaşımı da idrak ettiğim 2021’in sonunda bugünlerde kendimi gazeteciliğe başladığım yılların enerjisinde, heyecanında hissediyorum.
Yine bu yıl, dördüncü kitabım, üçüncü romanım olan “Annem Beni Görsün” çıktı. Sosyal medya kuşağı yazarlarından olduğum için, okurlarımla çok hızlı iletişime geçip, onların kitap hakkındaki düşüncelerini öğrenme fırsatım oluyor. Öyle güzel yorumlarla bana ulaştılar ki, ‘okurlarım beni gördü’ diyebilmenin mutluluğunu doyasıya yaşadım.
Özetle, bütün tatsızlıklarına ve sertliklerine rağmen, hayatımdaki insanların güzelleştirdiği, hafiflettiği bir yılı geride bıraktım. Başta siz olmak üzere, kalbime dokunan, zor günlerimde destek olan, iyi günlerimi kendi günleri gibi paylaşan, yalansız, dolansız, içtenliğinden, samimiyetinden sual olmayan aile, iş ve arkadaş çevremdeki herkese teşekkür ederim. Hepinizin yeni yılı kutlu olsun.
Sevgili Sezen Aksu’nun dediği gibi…
“Gelsin, hayat bildiği gibi gelsin
İşimiz bu, yaşamak”
2022’de ‘çok’ yaşamak dileğiyle…