Filiz Aygündüz

Filiz Aygündüz

filiz.aygunduz@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

İstanbul Film Festivali’nin “Eşit Bir Hayat: Aralık Seçkisi”nde yer alan filmlerden biri de “Margaret Atwood / Sözcüklerin Gücü”ydü. 2020 San Luis Obispo’de En İyi Belgesel Ödülü’nü alan, Nancy Lang ve Peter Raymont’un yönettiği film Nobelli yazar, şair, düşünür ve aktivist Margaret Atwood’un yaşamına odaklanıyor. Her bir odakta sözcükler merkezde. Sadece yaşamı hakkında bilgi almakla kalmıyor, kelimelerindeki görkemin gücüne de tanıklık ediyoruz.

İlk romanı bir karınca hakkında

Türkiye’de genel olarak “Damızlık Kızın Öyküsü” adlı distopyasıyla bilinen Kanadalı yazar, 18 Kasım 1939 Ottawa doğumlu. Belgeselde “kültürel ve edebi bir rock yıldızı, uluslararası bir hazine” şeklinde tanımlanırken, Kanada edebiyatının kurucu annesi olduğuna da vurgu yapılıyor. Annesi ilkokul öğretmeni olan yazarın babası orman böcekbilimcisi. Daha altı aylıkken ormana götürülüyor. 81 yıllık hayatında doğanın başrollerden birini kapmasının nedeni de bu olsa gerek. Yazmaya kısa öyküler ve çizgi romanlarla başlıyor. İlk romanı bir karınca hakkında ve onu yazdığında sadece 7 yaşında. Kadınların sınırlı sayıda meslek sahibi olabildiği 60’lı yıllarda Harvard Üniversitesi’nde İngiliz Edebiyatı okumaya başlıyor. Harvard’daki kütüphanelerden birine giremiyor. Çünkü sadece erkekleri alıyorlar. Üstelik şiirle ilgili geniş bir arşivi var bu kütüphanenin. Erkek arkadaşları yardımıyla kitaplara ulaşıyor. Şaşılacak bir şey yok, öyle bir zaman dilimi ki kadınlar öğretim görevlisi olamıyor sözgelimi.

Haberin Devamı

‘Bu ödülü sen almalıydın’

İlk şiir kitabı Harvard’da öğrenciyken yayımlanıyor. Ve bu ilk kitabıyla valilikten ödül kazanıyor. İlk romanı “Evlenilecek Kadın” 1969’da kadın hareketinin ilk yıllarında çıkıyor. Kimi eleştirmenler kitabı feminizmin başarılı bir örneği olarak kabul ederken kimileri de bu feminizm illetinden tez zamanda kurtulmasını diliyor.

Adalet duygusu çok gelişmiş bir yazar Atwood. Genel Vali Ödülü’nü kazandığında yarışmaya katılan, kitabını çok beğendiği bir yazar arkadaşına “Bu ödülü sen almalıydın” diyecek kadar hakkaniyetli; ego savaşlarından uzak.

Haberin Devamı

‘Eğlenmezsem ev ödevi olur’

Kendisi kabul etmese de belgeselde kendi kuşağının aksine aktivist bir yazar olduğu ısrarla vurgulanıyor. Toronto polisinin 1981 Şubat’ında gey hamamlarına yaptığı baskını değerlendirirken “Toronto polisinin temizliğe garezi mi var?” ironisinin ardından şöyle diyor: “Güçsüz olduğu varsayılan grupları eğlence için dövüyor, ceza almayacaklarını iddia ediyorlar ki bu beni hasta ediyor. Demokratik olduğunu iddia eden bir toplumda bireylere kurumsal aşağılanma uygulanmasını anlamıyorum.”

Aktif bir Twitter kullanıcısı Atwood. 1.95 M takipçisi var. Beğendiği tweet’leri retweet’lemekten çekinmiyor. “Ah benimkini de retweet’lese” diye bekleyen binlerce kullanıcı var. Yazarken eğlenen yazarlardan Atwood. Bunu da şöyle açıklıyor: “Eğlenmezsem ev ödevi olur. Ev ödevleri sevilmez ki.” Nitekim severek yapmadığınız biri işi, onu sunduğunuz insanlar da sevmez.  

Gerçek sizi güçlü kılacaktır

Belgeselde “Damızlık Kızın Öyküsü” (Doğan Kitap etiketiyle bulabilirsiniz)romanının TV uyarlamasıyla ilgili genişçe bir bölüm de yer alıyor. Atwood bu kitabı yazma nedenini şöyle açıklıyor: “80’lerin başıydı, o sıralarda her şey tersine dönmeye başlamıştı. Buna tepki olarak yazdım.” Peki ya “Ahitler”? “Onu yazma nedenim Trump’ın seçilmesiydi. Doğru bildiğimiz her şey yanlıştı artık. Beni yazmaya iten şey buydu.”

Haberin Devamı

Gerçekliğin eğilip bükülmesine sözcüklerinin kudretiyle karşı çıkıyor Atwood. Nitekim belgeselin sonunda bir konferansta 17-18 yaşındakilere ilk tavsiyesinin oy kullanmak olduğunu belirttikten sonra şöyle devam ediyor: “Daha sonra önünüze çıkan her şey için sorun ‘Doğru mu bu?’ diye. Yaşadığımız çağda gerçeği önemsizleştirmeye çalışıyorlar harıl harıl. Gerçek önemsiz değildir.”

Gerçekliğin her fırsatta çarpıtıldığı günümüzde Atwood’un bu sözüne sıkı sıkı sarılmamız gerek zira Dostoyevski’nin dediği gibi “Gerçek sizi güçlü kılacaktır.”