Nâzım Hikmet, Münevver Andaç çiftinin oğlu ressam Mehmet Nâzım. Hakkında hemen hiçbir şey bilmediğimiz. 14 Ekim 2018’de babası gibi kalp rahatsızlığı nedeniyle Paris’te hayata veda eden. 67 yıllık yaşamı boyunca babasını susan Mehmet! Vaktiyle annesiyle birlikte kaçtıkları Varşova’dan defalarca istemesine rağmen Türkiye’ye dönmesine izin verilmeyen, memleketine küskün Mehmet. Tıpkı babasına olduğu gibi.
Mehmet Nâzım’la yapılan ilk ve tek röportaj 1970 yılında Milliyet gazetesi yazarları Halit Çapın ve Orhan Türel tarafından gerçekleştirildi. Şöyle sona eriyordu o röportaj: “Ve Memet. Daha sağını solunu bilmeyen. ‘Babam da pek bilmezmiş sağını solunu’ diyen Memet… Hüzünlü bakışlı, kulakları ağır işittiği için bağıraraktan konuşan, ‘Ben burada Slavlaşıp gideceğim. Çok yalnızım’ diyen Memet… Babasına hınçla karşı çıkan Memet. Belki babasını çok ama çok seven Memet”.
Aynı röportajda şöyle der Mehmet: “Babam Ruble karşılığında şiir yazan bir adamdı... Hasta annemi ve henüz 3 aylık olan beni terk edip başka kadınlara gitmiş bir adam için kılımı kıpırtdatmam.” Bu röportaj çok tartışılır vaktiyle. Mehmet’in bu lafları edeceğine inanmak istemez kimse. Ama Mehmet hayatı boyunca bu röportajı tekzip etmez ve bir daha da basına konuşmaz. “Nâzım Hikmet’in oğlu olmak” üzerine inşa etmez hayatını. Şiirler yazıp, resimler yaparak sessizce yaşar.
Bizim için bir bilinmez olarak kaldı Mehmet Hikmet. Suskunluğu
içinin bir türlü
soğumadığını işaret ediyordu ama iç dünyasında neler olup bittiğini bilemedik hiç. Milliyet röportajındaki fotoğrafını saymazsak, elimizde ona ait hiç fotoğraf yok. Ölüm ilanında bile çok sevdiği Gary Cooper’ın fotoğrafını kullanmayı tercih etti yakın dostları. Kaç yaşında olursa olsun, benim gözümde Nâzım Hikmet’in çizgili tişörtüyle uzandığı kanapenin arkasındaki çerçeveden bakan küçük bir erkek çocuğu olarak kaldı.
Karşı yaka memleket
Sesleniyorum Varna’dan,
işitiyor musun?
Memet Memet
Karadeniz akıyor durmadan,
deli hasret deli hasret,
oğlum sana sesleniyorum,
işitiyor musun?
Memet… Memet…
Bu şiiri her okuduğumda içimi sızlatan, babasından ayrı düşmüş bir çocuk.
Peki o çocuk neler yaşadı? Nâzım zorlu hayatının evlat hasreti bölümünü nasıl geçirdi? Baba Nâzım Hikmet kimdi? İşte bu soruların cevabı Karakarga Yayınları’ndan çıkan “Mehmet’in Babası Nâzım” kitabında. Çok özel, alanında ilk olan bu kitabın metinlerini, şiirsel üslubuyla Gündüz Vassaf yazdı. İçindeki birbirinden güzel, yine şiir gibi illüstrasyonların sahibi ise M.K.Perker. Bir yandan Nâzım Hikmet’in bildiğimiz hayatını, çocukluğundan ölümüne dupduru bir anlatımla takip ediyor bir yandan da Mehmet’in çocukluğunun izlerini sürüyoruz. Anlatımlara çizimlerin yanı sıra, Nâzım’ın hâlâ her okuduğumuzda dönemin Türkiyesi adına vicdan azabı çektiğimiz dizeleri eşlik ediyor:
Nasip olmayacak Memed’im yavrum
Seni bir daha görmek…
Müşküldür
Babasız büyütmek erkek evladı.
Ananı üzme oğlum,
Ben güldüremedim yüzünü,
Sen güldür…
Anan,
İpek gibi kuvvetli ipek gibi yumuşak;
Anan,
Nineliğinde bile güzel olacak…
Anan,
Ayrıldık bir sabah,
Buluşmak üzre,
Buluşamadık…
Kitap her yaştan okura hitap ediyor. Gerçekten çok özel bir çalışma. En önemlisi, bir ömür ayrı kalan baba oğlu buluşturuyor.
Okumanızı çok isterim.
İyi pazarlar dilerim.