Adınızla bin yaşayın Erol Bey!

Son günlerde Mert Demir ve Mabel Matiz’in seslendirdiği “Antidepresan”ı sık sık dinliyor ve seviyorum. Köhn’ün “Seni Bi’tek Ben Anlarım”ına bayılıyorum. Bittikçe başa sarıyorum Spotify’da. Artık kaset döneminden kalma başa sarmak lafı tedavülden kalksa da. Yaşlı Amca’nın “Hep de Yorgun” şarkısı gençlik yakınmalarımı hatırlatıyor bana, gülümsüyorum. Madrigal’in “Dip”i favorilerimden. Adını yazmakta zorlandığım Dedublüman’ın “Çözemezsin”i beni alıp götürüyor kördüğümlere dayanıksız olduğum günlere. Cem Adrian, “Ben Seni Çok Sevdim” derken o muhteşem sesiyle, gözlerimi yaş basıyor.

Hepinizi çok seviyorum arkadaşlar. Ama 13 Ocak’tan bu yana sizi dinlemiyorum. Zira o gün Türk pop müziğinin efsanelerinden Erol Evgin’in “Sevdiklerim 2” albümü çıktı. Benim gibi 50 yaşını tecrübe edenlerin gençlik aşkı. Yıllar içinde içtenliğiyle, kalbindeki iyilikle insan olma sürecimize ışık tutan. Sesinin şefkatinde bizi sarıp sarmalayan.

Sözleri Murat Balkuş’a, bestesi Erol Evgin’e ait olan “Kar” isimli şarkıyla açılıyor albüm. “Eskiden kar yağardı adam boyu” diye başlıyor şarkı. Sahiden de eskidendi. Karın yüzünü bize göstermediği bu güneşli ocak günlerine pek yakışıyor bu şarkı. “Kar sendin kar bizdik - Henüz bölünmemiştik – Bir arada birlikte sımsıcacık yaşardık – Zengini yoksulu esnafı bir arada birlikteydik” diye devam ediyor Evgin’in tango tadındaki bestesinde. Şahane sesinde bugünkü bölünmüşlüğümüzün hüznü. Yağsın artık şu kar!

İkinci şarkı söz ve müziği Sezen Aksu’ya ait “İkinci Bahar”. Bazı şarkılar yıllar geçse de ergen kalırken bazıları büyür olgunlaşır. “İkinci Bahar” onlardan biri. Evgin’in sesine de o kadar çok yakışıyor ki. Ömrünün ikinci baharını yaşayıp “bugünkü aklıyla sevme”ye hazırların çağrısını kendi baharında çiçeklendiriyor Erol Evgin. Derken söz ve müziği Murat Evgin’e ait “Kaderimsin” çıkıyor sahneye: “Dar ağacında olsam da son sözüm yine sensin - Dünyayı yakar gelirim - Sen benim kaderimsin”. Sahiden böyle aşklar var mı; deli boranların, kara bulutların yıldıramadığı? Vallahi inanıyorum Erol Evgin söyleyince. Biz onun sesine o kadar çok güvendik ki. Olur mu olur.

Hiç yaşlanmayan ses

Veee söz ve müziği İlhan Şeşen’e ait o unutulmaz “Sen Benim Şarkılarımsın”la devam ediyor albüm: “Geçmiş değil bugün gibi yaşıyorum hâlâ seni - Gündüzümde gecemdesin, çalınmasın söylenmesin - Sen benim şarkılarımsın”. Birinin şarkıları olmak. Ta 1986’da ilk kez dinlediğimde ikna olmuştum buna. Erol Evgin’in sesi inancımı tazeliyor. Bir-iki şarkı sonra “Aldırma Gönül”e geçiyor Evgin. Sözler Sabahattin Ali, müzik Yavuz Örten: “Dışarda deli dalgalar, gelip duvarları yalar - Seni bu sesler oyalar- Aldırma gönül aldırma.” Sinop Cezaevi’ne dek uzanıyor Evgin’in sesindeki samimiyet. O duvarları yıkıp geçiyor. Görecek günlerimiz olduğuna bizi inandırıyor Erol Evgin’in yıllar içinde bilgeleşen sesi. “Düşleri olmalı insanın” diyor Erol Evgin, bestesi kendisine, sözleri Dr. Selma Çuhacı’ya ait bir sonraki şarkıda. “Görkemli bir yalnızlık dünya dediğin - İçinden sevda geçmiyorsa”. Ama o görkemli yalnızlık bazen hiç fena değil Erol Bey diyesim geliyor. Kim inanır bana, Evgin öyle içten, yürekten söylerken? Aman siz yine Erol Evgin’e inanın. Sıradaki şarkının sözleri Hüsnü Arkan’a, müziği Mehmet Nadir Göktürk’e ait: “Sigaramın Dumanına Sarsam”. Sevgiliyi sigaramın dumanına sarıp sarmalayıp saklayacak kadar âşık olduğum günlere gidiyorum. Pare pare olduğum. Öyle bir söylüyor ki Erol Evgin, helali hoş olsun demekten başka çare yok. Sırada söz ve müziği Ahmet Kaya’ya ait “Kum Gibi” var. Yıl 1994. İki yıl olmuş üniversiteyi bitirip hayatı öğrenmeye başlayalı. Bir yıl sonra Diyarbakır Silvan’a gideceğim ve bir yıl önce Kaya’nın ne demek istediğini tam anlamadığım “Aydınlansın diye şu kirli yüzler - Biz durmadan savaşırdık” sözlerini anlamlandıracağım, “Dayan kitap ile, dayan iş ile” diyen Ahmed Arif sayesinde. 28 yıl öncesine götürüyor beni Evgin. Hâlâ kitap ile dayanıyorum bir sürü şeye ben.

Düzenlemeleri Firuz İsmailov’a ait “Sevdiklerim 2” albümü böyle böyle Erol Evgin’in sevdiği şarkılarla devam ediyor. Her şarkıyı kısa bir köşe yazısına sığdırmak mümkün değil. Diyeceğim o ki yazının başında andığım arkadaşlarım, tekrarlıyorum, hepinizi çok seviyorum. Ama Erol Evgin’le bir tarihimiz var. O tarihin içinde hiç yaşlanmayan, hep şaha kalkan sesi beni ben yapan değerleri temize çekiyor bugün. Umarım bir gün sizinle de olur. Şimdi izninizle, Erol Evgin’in önünde saygıyla eğiliyorum. İyi ki onun kuşağına denk düşmüş ilk gençliğim, orta yaşım. 50 yıldır yiğit bir mücadele verdiniz müzik sektöründe. Hiç bozulmadınız, acılaşmadınız. Adınızla bin yaşayın Erol Bey. İyi pazarlar.