Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

MİLANO
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, kabinenin en sakin üyelerinden biri.
Ağır konuşması ve soğukkanlı yapısıyla tanınıyor.
Gezi Parkı olaylarının yarattığı tartışmalar karşısında soğukkanlılığını koruyarak yaklaşıyor olaylara. Yıldırım’ı Milano Teknik Üniversitesi’nde güncel siyasi tartışmalara çekmek oldukça zor.
Yıldırım’ı bu tartışmalar değil projeler heyecanlandırıyor. Milano Teknik Üniversitesi’nin hocalarıyla konuşurken, konu projelere gelince dili çözülüyor. 3. köprünün rüzgar testinden başarıyla geçmesinden sonra gündemdeki projeleri heyecanla anlatıyor.

2013’te bitecekler
Yıldırım, “Milano kent merkezine daha çok geleceğiz. Çamlıca televizyon kulesi ve Çanakkale Boğaz Köprüsü’nü de burada test ederiz herhalde” diyerek, önce bitecek projeleri sıralıyor:
“2013 sonuna kadar Marmaray, Ankara-İstanbul hızlı treni ve Ankara metrosunun iki hattını bitireceğiz.”
“Ayrıca” diye devam ediyor:
“Bu sene içinde bitecek havaalanlarımız da var. Bunlar Şırnak, Bingöl, Hakkari ve Kastamonu havaalanları. 2013’ü böyle tamamlayacağız. Bazıları için açılış hedefi, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı.”

2015’te bitecekler
Yıldırım, 2015’te tamamlanacak mega projeleri de sıralıyor:
“3. boğaz köprüsü, boğazın altından geçecek ve otomobillerin kullanacağı Avrasya 2. Tüp Geçişi, İzmit Körfezi Köprüsü ve Ovit Tüneli.”

2015’e kadar atılacak temeller
Yıldırım, 2015’e kadar çizdiği yol haritasını, temeli atılacak projelerle tamamlıyor:
“Çanakkale Boğaz Köprüsü, Ankara-Niğde otoyolu, Ankara-Delice otoyolu, İstanbul Kanalı ve Çukurova Uluslararası Havaalanı.”
Yıldırım, 2016 için de hazırlanan projelerden söz ediyor:
“Ankara-İzmir hızlı tren hattı, Ankara-Bursa-İstanbul hızlı tren hattı.”

Altyapı sıçraması
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Yıldırım’a göre bu projeler tamamlandığında Türkiye, büyük bir altyapı sıçraması yapacak. Yıldırım, altyapı yatırımları konusunda çok geç kaldığını, o nedenle öncelikleri altyapıya verdiklerini de vurguluyor. Projelerin tamamlanması halinde Türkiye’nin sadece bölgesinde değil başta Avrupa olmak üzere tüm dünya için hava ulaşımı, ihracat-ithalat üssü ve enerji köprüsü olarak, çok önemli bir cazibe merkezi haline geleceğini belirtiyor.
Türkiye’nin Avrupa ülkeleri içinde çok fazla mega proje üreten ülke konumuna geldiğini, bu nedenle de yatırımcıların ve finans dünyasının Türkiye’ye olan ilgisinin hızla arttığına işaret ediyor.

Bürokrasi kalkmalı
Yıldırım, Türkiye’nin, yılların alışkanlığıyla oluşturduğu bürokratik yapıyı değiştirmesi gerektiği üzerinde de durdu.
Elektronik çağının hızla ilerlemesine rağmen devletin hâlâ yazışmalarla büyük zaman kaybettiğini, mevzuatın teknolojiye ayak uyduramadığını bu nedenle de öncelikle devlet yapısı ve zihniyetinin değiştirilmesi gerektiğini savunuyor.
Devletin, memura iş güvencesi sağlayan ancak üretmeyen ve üretim sürecinin önünü tıkayan yapısından bir an önce kurtulması için büyük çaplı reformlara ihtiyaç olduğunu vurguluyor.
Devlet hizmetlerinin de kalite, hırs ve rekabet anlayışıyla yürütülmesi gerektiğini kaydediyor.
Yıldırım’a göre, yürüyen ve temeli atılacak bu mega projelerin zamanında tamamlanabilmesi için karar alma mekanizmasının bürokratik hantallıktan kurtarılması gerekiyor.

Toprak’ın açıklaması
CHP Genel Başkan Yardımcısı Erdoğan Toprak, Ulaştırma, Denizlik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım’ın Gezi Parkı olaylarına ana muhalefet milletvekillerinin katkı verdiğine, Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun her ne kadar bireysel olarak geldiğini ifade etse de bunu kimsenin yutmayacağına yönelik sözlerine yanıt verdi.
Toprak, gönderdiği yazılı yanıtta, şöyle dedi:
“Sayın Binali Yıldırım’ın, ana muhalefet milletvekilleri de katkı verdiler. Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu, bireysel buradayım demiş olsa bile bunu kimse yutmaz. Bir kaos çıkması için uğraşanlar var, sözleri demokrasi için talihsiz açıklamalardır.
Taksim’e giden ve eylemleri yakından izleyen bir siyasetçi olarak burada kaos çıkarmaya dönük hiçbir olaya tanıklık etmedim. Barışçıl, demokratik ve özgürlükçü bir hak arayışı vardı. Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu ve hepimizin bütün çabası demokratik eylemlere gölge düşürecek olayları önlemekti. Bu manada iktidar sorumluluğunu biz üstlendik. Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu’na teşekkür edeceklerine olayları çarpıtmaya ve eylemcileri de partimizi karalayıp suçlu göstermeye yönelmeleri kabul edilemez.”