Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Velveleye vermeden çözüm için çabaladı

Meclis Başkanı Çicek, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel’in, Ergenekon davasında müebbet hapse mahkum edilen eski Genelkurmay Başkanı Başbuğ için gösterdiği çabayı Milliyet’e anlattı.

Genelkurmay eski Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ’un Genelkurmay Başkanı Necdet Özel’e “Sessizliğiniz sürecek mi?” diye sorarak gönderdiği siteme yanıtları dün yansıtmıştım. Genelkurmay Başkanı Özel cephesinden gelen yanıt, “Hiç susmadık ki” başlığı altında... Gelen yanıtların ortak noktası Genelkurmay Başkanı’nın devlet katında başta İlker Paşa olmak üzere komutanlarla ilgili terörist suçlamasına karşı çıktığı, kabul edilemez bulduğu, tutuklu yargılanmalarına itiraz ettiği ve bu sorunun çözülmesi için her gün mesai harcadığıydı. Tutuklu komutanlara zarar verir, yargıyı etkilemeye çalışmakla suçlanır düşüncesiyle bu konuda kamuoyuna açıklama yapmayı uygun bir yöntem olarak görmediği ve söyleyeceklerini her fırsatta ikili görüşmelerle devletin en üst makamlarına aktardığı vurgulanıyordu.

‘Özel’in çaba gösterdiğine şahidim’
TBMM Başkanı Cemil Çiçek’le dün yaptığım görüşmede bu konu da gündeme geldi. Çiçek, Genelkurmay Başkanı Necdet Özel’in bu sorunun çözülmesi için gösterdiği çabaların tanığı olduğunu belirterek şu değerlendirmeyi yaptı:
“Sayın Genelkurmay Başkanı’nın bu konuda ortalığı velveleye vermeden çözüm bulunması için büyük çaba gösterdiğine ben şahidim. Gösterdiği yoğun çabayı ben biliyorum. Ben Milli Güvenlik Kurulu da dâhil devletin birçok toplantısına katılmış biriyim. Keçi can derdinde, kasap et derdinde. Sayın Komuta’nın sorunu çözme çerçevesinde çok büyük bir çabanın içinde olduğuna çok kez tanık oldum.
Tabiatıyla, beyanat vermek suretiyle tartışma, kutuplaşma, inatlaşma yaratmak yerine sorunu anayasal zeminlerde, hukuk yoluyla çözmek için gayret göstermesi daha doğru bir yol olmuştur. Ergenekon sorununda yapılan ilgili-ilgisiz, tutarlı-tutarsız, yetkili-yetkisiz açıklamalar ve karşı beyanlar, tartışmalar, dava dosyasındaki evrakların sayısından neredeyse fazladır. Bu hareket tarzıyla hukuki sonuç alınacağını beklemek yanlıştır. Ortamı germek, inatlaşma yaratmaktan başka bir faydası da olmamıştır. Birçok kişi Anayasa’nın ve Türk Ceza Kanunu’nun ilgili maddelerini dikkate almadan kendi siyasi görüşüne göre yapılan açıklamalardan bir sonuç çıkarmaya çalışmış, karşılıklı suçlamalar ötesinde de bir sonuç yaratmamıştır. Demokratik ülkelerde olmaması gereken olaylar ve tartışmalar yaşanmıştır. Oysa sorunun çözümünü hukuk içinde aramak gerekir.”

‘Hepsine geçmiş olsun’
TBMM Başkanı Cemil Çiçek, eski Genelkurmay başkanı İlker Başbuğ ve diğer komutanlara verilen cezalar konusunda ise duygu ve düşüncelerini şöyle ifade etti:
“Elbette hepsine geçmiş olsun diyorum. Aralarında beraber görev yaptığımız isimler var. Sorunların çözümüne Anayasa, hukuk ve kanunlar çerçevesinde bakmak gerekir. Çabalar bu çerçeve içinde olmalıdır. Herkesin siyasi durumuna göre olayları bir tarafa çekmesinden bir sonuç çıkmıyor.”

‘Hiçbir şey olmamış değil’
Çiçek, Türkiye’de demokratik ülkelerde yaşanmayan olaylar yaşandığının bir gerçek olduğuna vurgu yaparak, değerlendirmesini şöyle sürdürdü:
“Bu ülkede her şey başından beri normal gitmedi. Birçok görev ihlalleri oldu. Demokratik ülkelerde olmaması gereken olaylar yaşandı. Bu ülkede cumhurbaşkanı seçilemedi. İktidar partisine kapatma davası açıldı. Demokrasilerde yeri olmayan şeyler oldu. Dolayısıyla hiçbir şey olmamış gibi yaklaşmak, davranmak da doğru değil. Böyle bir yaklaşım inatlaşmadır. Bu ülkede gündemde olmayan, olmaması gereken konular gündeme sürüldü. Milli Güvenlik Kurulu toplantılarından bir hafta önce bazı konular gündem yapıldı, beklentiler oluşturuldu. Milli Güvenlik Kurulu toplantısının yapılacağı günlerde Çankaya Köşkü’nün önüne canlı yayın arabaları geldi. Acaba içeriden ne çıkacak, nasıl bir sorun yansıyacak diye merakla beklenirdi. Hâlâ bile MGK günü canlı yayın arabaları geliyor. Bunlar demokratik ülkelerde görülmeyen şeylerdir.”

‘Çözüm için çizgi çekmeli’
Çiçek, siyasi tartışmaların, inatlaşmaların sorunların hukuk çerçevesinde çözülmesine katkı sağlamayacağını vurgulayarak, bundan sonrası için şu öneride bulundu:
“Eğer çözüm isteniyorsa, olan olmuştur deyip, bir çizgi çekip, çözüm aramak gerekir. Oysa yapılan açıklamaları ben böyle bir yaklaşıma oturtamıyorum. Bana göre yapılması gereken hukuk içinde çözüm aramak olmalıdır, geçmişle ilgili tartışmalar, suçlamalar değil. Daha önce yapılan açıklamalara, tartışmalara şahit olduk, bir sonuç getirmedi.”