Rahmetli Erdal İnönü, bir bilim adamı olarak, Türkiye’nin “bilgi üretemediği” için geri kaldığını söylerdi. İnönü, çağdaş medeniyete yetişmek ve onu aşmak gibi bir hedef söz konusuysa, bunun ancak “bilgi üretimi” ile mümkün olacağını da savunurdu.
Dün Çırağan Sarayı’nda bu yönde atılmış önemli bir adıma tanık olduk.
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım’ın girişim ve öncülüğü ile Türkiye bilişim alanında önemli bir atağa kalktı. Avrupa’nın ve dünyanın en önde gelen yazılım şirketi SAP, Yıldırım’ın girişimleriyle İstanbul’da bir araştırma-geliştirme merkezi kurma kararı aldı ve çalışmalara başladı. SAP’ın Türkiye projesi dün Bakan Yıldırım ve Türk bilim adamlarının da katılımıyla dünyaya duyuruldu.
Tersine beyin göçü
Telekom’un altyapısına da katkıda bulunan SAP’ın Sabiha Gökçen Havaalanı’nın yakınındaki tekno-kentte kuracağı araştırma geliştirme merkezinde, 300 üst düzey mühendis görev yapacak. Çoğunluğunu Türk mühendislerin oluşturacağı merkez halen yurtdışındaki Türk mühendisler ve bilim adamları açısından tersine beyin göçünü sağlamayı hedefliyor.
Bu merkezde üretilecek yazılımlarla Türkiye milli ihtiyaçlarını karşıladığı gibi dünya pazarına da açılacak. SAP’ın İstanbul’da yapacağı laboratuvar yatırımlarıyla Türkiye, bilişim alanında dünyanın önemli merkezleri arasında yer alacak.
Zihniyet değişikliği
SAP’ın İstanbul’da araştırma geliştirme merkezi oluşturma kararına katkısı olan Berlin Teknik Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Şahin Albayarak, bu yatırımla Türkiye’de hem üniversitelerin hem de özel sektörün zihniyet değişikliği yaşayacağı inancında.
Milliyet ekibinin sorularını yanıtlayan Albayrak, eski ve yeni zihniyeti şöyle özetledi:
“Bizim kültürümüzde üretim yok. Daha çok alıp-satma kültürüne sahibiz. Bu durumda da ürün ve onu üreten teknoloji başkasına ait oluyor. Oysa bizim yapmak istediğimiz zihniyet değişikliği alım-satım kısır döngüsünden çıkıp, bunun yerine üretip-satma zihniyetine geçiş yapabilmek. Bu zihniyetin üniversitelerimiz ve reel sektörümüze hakim olmasını amaçlıyoruz. Başkalarının ürünlerini alıp satmak yerine, kendi ürettiğimiz ürünleri dünya pazarına sürmek ve Türk markaları oluşturarak, bilgi üretiminde rekabete girmek temel amacımız.”
Neler yapılacak?
Alman Ulusal Yapay Zeka Laboratuvarı yöneticisi olan Prof. Dr. Albayrak, bilişim sektöründe önemli bir adım olarak gördüğü SAP merkezinde geliştirilecek yazılımlarla, günlük yaşamda çok şeyin değişeceğini şöyle anlattı:
“Bu çalışmaların sonucunda her şey daha akıllı olacak. Günlük yaşam daha kolay ve daha güvenli hale gelecek. Akıllı şehirler ortaya çıkacak. Akıllı siteler, binalar yapılacak. Örneğin Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün’ün işbirliğiyle Antalya‘da kuracağız. Bu öyle bir yaşam alanı olacak ki, evler, siteler, tesisler kendi temiz enerjilerini üretecekler ve çok büyük enerji tasarrufları sağlanacak. Aynı zamanda çevreyi koruyan teknolojiler üretilecek. Bu çalışmalar Türkiye’nin savunma sektöründe de kendi yazılımlarıyla ulusal güvenliğine katkı sağlayacak, iletişim güvenliği yaratılacak; cep telefonlarından bilgisayarlara kadar dijital ortamda artık güvenlik sorunları yaşanmayacak. Telefon dinlemeleri önlenebilecek. Türkiye belki birçok alanda bu araştırma geliştirme çalışmalarıyla marka haline gelecek.”
Albayrak, Türkiye’nin bilgi üreten ve dünya ile rekabet edebilen bir ülke hedefine ulaşabilmesi için öncelikle araştırma geliştirmeye yatırım yapması, bu yolda üniversitelere kaynak yaratılması ve reel sektörün de bilgi üretimine ağırlık vermesi gerektiğine vurgu yapıyor.