Hükümet cephesi, bir yandan Abdullah Öcalan ve BDP’yle süreci yürütürken bir yandan da CHP’yi yokluyor. CHP’nin tutumunun önemini hükümet de biliyor.
Sürecin koordinatörü Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, CHP Genel Başkanı Yardımcısı Faruk Loğoğlu’yla bu manada temas kuruyor.
Atalay’la Loğoğlu, dün telefonla konuştular.
Bir günlük gecikme
Atalay’la görüşmesinden sonra Loğoğlu’yla konuştum.
Telefonla gerçekleşen temasla ilgili sorularımı yanıtlarken şu bilgiyi verdi:
“Sayın Atalay, dün (önceki gün) beni Meclis’teki büromdan aramış. Fakat ben ciddi bir böbrek taşı sorunu yaşıyordum ve gün boyu bu sorunumla uğraşmak zorunda kaldım. Bu nedenle kendisini aynı gün arayamadım. Bugün (dün) aradım. Sayın Atalay da Marmara bölgesi milletvekilleriyle toplantı halindeymiş. O toplantı sonrasında öğlen saat 13.00 gibi beni aradı. Konuştuk.”
Yeni öneri yok
Loğoğlu’na, Atalay’ın Akil İnsanlar Komisyonu veya Meclis’e verdikleri araştırma komisyonu önerisiyle ilgili bir önerisi olup olmadığını veya yeni bir bilgi verip vermediğini sordum. Şu yanıtı verdi:
“Kısa bir konuşma oldu. Akil İnsanlar Komisyonu veya Meclis’e verdikleri araştırma komisyonu önerisine değinilmedi. Bu konular açılmadı. Sayın Atalay, sadece Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu ile birlikte Sayın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ı genel merkezlerinde ziyaret ettiğimizde gündeme gelen bir önerilerini hatırlattı. O ziyarette Sayın Kılıçdaroğlu, Sayın Başbakan’a, 4 partinin bir araya gelmesi önerisinde bulunmuştu. Sayın Başbakan da ‘4 parti bir araya gelmiyor biz de iki parti olarak bir kurul kuralım’ demişti. Biz de önerimizin 4 partiyi kapsadığı yanıtını vermiştik. Şimdi Sayın Atalay, tekrar bu iki parti önerisini hatırlattı. Ben de 4 partinin bir araya gelmesine ilişkin görüşümüzü tekrarladım ve Genel Başkan Sayın Kılıçdaroğlu’nu bu görüşmeyle ilgili olarak bilgilendirdim.”
Erdoğan’ın iade-i ziyareti
Loğoğlu’na Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün CHP’nin sürece alınması yönündeki sözünü anımsatarak, Atalay’ın girişimlerini bu yönlü girişimler olarak görüp görmedikleri sorusunu yönelttim.
Loğoğlu, deneyimli bir diplomat olarak şu değerlendirmeyi yaptı:
“Esasen bu tür temasların bir rajonu vardır. Siyasi kültürün gereği Sayın Erdoğan’ın Sayın Kılıçdaroğlu’nu ziyaret etmesidir. Biliyorsunuz biz, önerilerimizi böyle bir ziyaretle Sayın Başbakan’a ilettik. Sayın Kılıçdaroğlu, Sayın Erdoğan’ı bu amaçla ziyaret etti. Şimdi Sayın Başbakan’ın da iade-i ziyarette bulunması gerekir. Böyle bir ziyaret bana göre çok faydalı olur. Başbakan ve ana muhalefet lideri, yüz yüze konuları görüşme olanağı bulurlar. Biz, açık kapılardan girmeyi ve kapı açmayı isteriz.”
Önemli bir çağrı
Loğoğlu gibi deneyimli bir devlet adamının CHP Genel Başkan Yardımcısı olarak Başbakan Erdoğan’ın Kılıçdaroğlu’na iade-i ziyarette bulunmasının yararlı olacağını söylemesi, üzerinde durulması gereken bir çağrı niteliğinde. CHP, böyle bir beklentiyi dile getirdiğine göre Erdoğan’ın, Kılıçdaroğlu’na iade-i ziyarette bulunması iktidar ile ana muhalefet arasında yeni bir kapı açabilir.