CHP, yine parti içi tartışmalar nedeniyle gündemin üst sırasına taşındı. Ana muhalefet partisinde, Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün’ün Paris’te öldürülen PKK’lıların ailelerine taziye ziyaretinde bulunmasının ardından bir grup milletvekili açıktan tepkilerini göstermişti. Bu konudaki tartışmaların dinmesi beklenirken, İzmir Milletvekili Birgül Ayman Güler’in Meclis’te, “Türk ulusu ile Kürt milliyetini bana eşit gördüremezsiniz” sözleriyle oluşan gerginlik, CHP’deki görüş ayrılıklarının artık örtülemez bir halde su yüzüne çıktığını ortaya koydu.
Bu gelişmeler sonrasında CHP’nin, “yenilikçi” ve “ulusalcı” diye iki ayrı cepheye ayrıldığı, hatta ulusalcı olarak isimlendirilen kanadın partiden ayrılarak İşçi Partisi’ne geçeceğine kadar çeşitli yorumlar yapıldı.
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, durumu, “AKP’yi eleştiremeyenler CHP’yi eleştirme kolaycılığına kaçıyor” diyerek özetledi ve bugün partisinin stratejisini açıklayacağını ilan etti.
Farklı görüşlerin dillendirilmesi nedeniyle gündeme gelen, “CHP’de neler oluyor” sorusunu yönelttiğim Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Haluk Koç, “Partinin bir programı var. Bütün soruların yanıtları orada yazılı” karşılığını verdi.
Siyaset mühendisliği
Koç, konu CHP olunca, “siyaset mühendisleri”nin hemen devreye girdiğini belirterek, şu değerlendirmeyi yaptı:
“Bizim bir programımız var. O programda açıkca CHP’nin kimlik siyaseti yapmayacağı yazılı. Programımıza göre, kimsenin kimseye bir üstünlüğü yoktur. Devlet, kimlik tarif etmez ve yönlendirmez. CHP’nin anlayışı şudur; hepimiz eşit hukuku paylaşan eşit cumhuriyet yurttaşlarıyız. CHP, bu ülkeye yurttaşlık bağıyla bağlı olan herkesi kucaklayan bir partidir.”
“Temenniler boşa çıkacak”
Parti Sözcüsü Koç, Türkiye’yi başka bir yapıya dönüştürmeye çalışanların CHP’yi engel olarak gördüklerini de vurguladı ve şöyle devam etti:
“Şimdi anlaşılıyor ki, Türkiye’yi yeni bir yapıya dönüştürmek isteyenler her fırsatı değerlendiriyorlar. Son tartışmaları da bu gözle gördükleri için CHP’yi kamplara bölmeye, bu yöne itmeye çaba gösteriyorlar. Partinin bölüneceğini, kopuşlar yaşanacağını, başka bir partiye bir grup milletvekilinin geçeceği havası yaratmaya çalışıyorlar. Bütün bunlar CHP’nin programında da belirttiği değerlere sahip çıkacağı bilindiği için yapılıyor. Bu bağlamda CHP’nin direncini kırmaya çalışıyorlar. Ancak, bu temennileri boşa çıkacaktır.”
Parti Sözcüsü Haluk Koç, bu gayret içinde olanların Türkiye’nin çimentosunu gevşetmek, seyreltmek isteyenler olduğuna da dikkat çekti.
CHP’nin Türkiye’nin ulusal bütünlüğünü savunan ve temsil eden bir parti olduğunun unutulmaması gerektiğine vurgu yaparak, “Kimsenin gücü CHP’yi tanzim etmeye yetmez. Kimse CHP’yi tanzim etmeye kalkmasın” dedi.
Ulusalcılık
Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Koç, ulusalcılığın bir suçlama gibi gündeme getirildiğini, asıl anlamından farklı bir şekilde kullanıldığına da işaret ederek, şu değerlendirmeyi yaptı:
“Ortaya ulusalcı ve yenilikçi diye kavramlar atarak CHP’yi cephelere ayrılmış gibi göstermeye çalışmak yanlış bir anlayıştır. CHP’liler elbette ülkenin ulusal çıkarlarını gözetirler. Tıpkı Fransızların Fransa’nın çıkarlarını gözetmeleri gibi. Hollande’ın seçim kazandığı gün de meydanda birçok kesimden çok farklı insanlar, gruplar vardı. Ancak sonuçta herkes Fransız milli marşını söyleyerek meydandan ayrıldı. CHP’lilerin de ulusal bütünlüğü savunmak, ulusal çıkarları korumak konusunda duyarlı olmalarından daha doğal bir şey olamaz.”