Ankara’da siyaset, asker ve sivil güvenlik kurumları KCK’da yapılan değişiklikleri nasıl okuyor? Bu soruya yanıt bulmak amacıyla yaptığım görüşmelerden çıkan sonuçları şöyle özetleyebilirim:
Öcalan’ın hakimiyeti
Ankara, KCK’daki değişikliğin Abdullah Öcalan’ın talimatı doğrultusunda yapıldığını biliyor. KCK’da yönetim değişikliğini Öcalan’ın örgüte hakim olduğu biçiminde okuyor. Bu sürecin sekteye uğratılmamasını isteyen ve müzakereyi Öcalan’la yürüten siyaset kurumunda olumlu karşılanmış görünüyor.
Algı yönetimi
Ankara’da değişikliklere “algı yönetimi” teşhisi konulmuş durumda. Öcalan’ın yaptığı bu değişikliklerle hükümet nezdinde “sürece uygun politik ağırlıklı değişiklikler yapıyoruz”, kamuoyu nezdinde “biz elimizden geleni yapıyoruz, sıra hükümette” algısı yaratmaya çalıştığı yorumu yapılıyor.
Bayık-Karayılan
Karayılan’ın yerine Bayık’ın ve Hozat’ın getirilmesiyle hükümete, “KCK’nın başına askeri yönünden çok politik yönleriyle bilinen bir ekip getirildi, bu çözüm sürecine daha uygun bir yapılanmadır” mesajı veriliyor. Değişikliğin eşbaşkanlık sistemiyle yapılması siyasete hazırlık işareti algısı yaratmaya dönük olduğu da Ankara’nın yorumları arasında.
Karayılan-Bahoz Erdal
Ankara’da bir başka değerlendirme, HPG’nin başına Karayılan’ın getirilmesiyle, Ankara’nın çok hassas olduğu Suriyeli Fehman Hüseyin’in (Bahoz Erdal) ve Suriyeli PKK’lıların Şam bağlantılı biçimde süreci provoke etmemeleri için kontrol altına alındıkları mesajı verildiği yönünde. Ankara’nın rahatsız olduğu, güven duymadığı ve etkisiz kılmaya çalıştığı Fehman Hüseyin’in Türkiye’de değil Suriye’de faaliyetlere yoğunlaşacağı mesajı da taşıyor.
Karayılan’ın HPG’nin başına getirilmesi sadece Türkiye’deki değil, Suriye, Irak ve İran’daki silahlı PKK’lıları koordine etme ve Suriye’de PYD eliyle özerk Kürt bölgesi oluşumuna ve diğer gruplarla mücadelesine öncelik verilmesi tercihini de yansıttığı, güvenlik birimlerince dillendirilen bir diğer değerlendirme.
PKK’nın faaliyetleri
Devletle-Öcalan ve BDP’nin kurduğu köprüyle Öcalan-Kandil arasında müzakere yürürken, PKK, KCK sözleşmesinde belirlenen yönde faaliyetlerini sürdürüyor. Asker ve sivil güvenlik birimlerinin bu konuda yaptıkları saptamalar şöyle:
1- Çekilme hem nicelik hem nitelik açısından tatmin edici biçimde yapılmıyor. PKK, kadın ve yeni katılan PKK’lıların ağırlıklı grupları çekiyor. Deneyimli olanlar içeride kalıyor. Hareket halindeki PKK’lıların hepsi sınır dışına çıkmıyor, yerleri değiştiriliyor. Bazı bölgelerde sayılar artıyor. Bugüne kadar çekilenlerin sayısının 290-300 civarında olduğu tahmin ediliyor. Bu sayı Türkiye’deki silahlı PKK’lıların yüzde 15-20’sini oluşturuyor.
2- PKK daha rahat hareket ettiği süreçte silahlı propaganda faaliyetlerini sürdürüyor. Silahlı gruplar köylere, şenliklere, törenlere katılarak hakimiyet görüntüsü veriyor.
3- Piknik, kutlama, koyun kırpma şenlikleri vesilesiyle gençler dağa ve oradan Kuzey Irak’a geçiriliyor. Süreç boyunca PKK’ya bu yolla katılan gençlerin sayısı 1200-1500 olarak tahmin ediliyor.
4- PKK kurumlaşma görüntüsü vermeye özen gösteriyor. Asayiş birlikleri görüntüsü bu amaçla veriliyor. Ailelere özerklikle birlikte çocuklarınız bunlar gibi polis olacak, iş bulacaklar, propagandası yapılıyor. Cizre’de ortaya çıkan üniformalı asayiş birlikleri bölgedeki illerde oluşturulmaya çalışılıyor.
5- Mahalle komiteleri kurularak bir yandan yerel seçimler için faaliyet yürütülürken, diğer yandan halk mahkemeleri, eğitim ve sağlık komiteleri oluşturularak, özerk yönetim hazırlıkları yapılıyor.
6- Kırsal kesimde şehitlikler oluşturuluyor. Halk tarafından hassas olunduğu bilindiği için mezarlıkların bulunduğu yerlere silah ve mühimmat depolanıyor. Böylece daha iyi korunacakları düşünülüyor.
7- Haziran ve temmuz boyunca çeşitli gösterilere katılımlar teşvik ediliyor. Bugüne kadar yapılan gösterilere katılanların sayısının 150 binden fazla olduğu tahmin ediliyor.
8- Yol kesme, haraç toplama, şantiye basma, iş makinesi yakma, adam kaçırma faaliyetleri de yer yer devam ediyor.