Dr. Eyüp Vural Aydın - Kamu Özel İşbirliği (KÖİ) modelinin aslı bina, yol, baraj, hastane, köprü ortaya çıkarmaktan çok, o yapıların çıktısı olan kamu hizmetine hızlı kavuşmak ve o hizmeti uzun süreli kontrol altına almaktır. Vatandaşın aldığı sağlık hizmetinin ölçülmesi, kullandığı köprünün herhangi bir sorunda kapanmaması, trafik derdi ile karşılaşmasını engelleyecek bir tünelin o sabah çalışmayacak olduğunu vaktinde öğrenmesi gibi basit ama yaşam kalitesine artıran hususlar, KÖİ modelinin en önemli çıktılarıdır.
Rakip bir yatırım değil
Öncelikle şunun altını kalınca çizmek gerek: KÖİ modeli tercih edildiğinde kamu kendisi bir yatırım yapmıyor değil. KÖİ’ler ne kadar çok olursa olsun, kamu yatırımları içindeki payı yüzde 20’ye dahi ulaşmıyor. Demek ki, klasik kamu alımı ve KÖİ modeli alım türleri birbirinin yerine geçmiyor. İki modelin de yatırım projesinin özelliğine bağlı olan ayrı ayrı getirileri, tercih edilme sebepleri var.
Kamu, makro ekonomik bir bakış açısı ile bazı projelerin çıktısı kadar inşaat süresini de hızlı tamamlamayı önemser. Bir bölge kalkınması için köprüye 10 yılda sahip olursanız, ne makro fizibiliteniz, ne mikro fizibiliteniz tutar. Bu sebeple, sadece yapım bedelinin yarıştırıldığı geleneksel model ile yıllara yayılacak- ki tamamlama süresi, hak ediş performansına doğrudan bağımlıdır- kamu yatırımı stratejik hedeflere cevap vermez. Oysa dışsal faydayı hesap eden, ekonomik fizibiliteye yapacağı katkıyı ortaya koyan ve bu amaçla yapının hizmete geçme süresinin kısalığına odaklanan KÖİ modelinde, kamu büyük resmi yakalama ve bunun getireceği faydalara erişme şansına erişir. Bu resimde, dile gelenin aksine, kamu öz yatırımları, KÖİ modeli yatırımlara tamamlayıcılık esasına dayalı çalışır. Bir bölgeye ulaşan köprü, özel finansmanla sağlanırken, o bölgedeki diğer altyapı ve sanayi gelişim hamleleri kamu iradesiyle koordineli olarak tamamlanır. Kısacası, KÖİ ve kamu yatırımları rakip değil, ikisi de ayrı özelliklere sahip “tamamlayıcı kamu yatırım” araçlarıdır.
Geleceği nasıl olacak?
Peki kamu, KÖİ modeli yatırımlarının geleceği nasıl olacak?
Hayatımıza giren ve birçok geleneksel yaklaşımı yerle bir eden Kovid gerçeği, şüphesiz altyapı yatırımlarına olan genel yaklaşımı da derinden etkiledi. Birleşmiş Milletler sürdürülebilirlik hedefleri, global düzeyde yatırımları, çevresel etkilerini, bunların finansman kurgularını ve iklim değişikliği katkısını öne çıkardı. Artık altyapı yatırımlarını finanse eden çevreler bu hedeflerle paralel imkânlara yöneliyor. Çevre ve sosyal etkiler daha çok önem taşıyor. Kısa süreli değil, aksine, güçlü, sağlam ve sürdürülebilir altyapı tesisleri hedefleniyor.
Bu noktada hepimizin malumu, kamu harcama bütçeleri, hedefleri yakalama konusunda yetersiz. Dolayısıyla, özel sektör finansmanının kamu yatırımlarına daveti daha da önem kazanmış durumda. Doğru proje ve doğru proje modeli; özel sektörün cezbedilmesi, global rekabette bu yatırımları davet edecek politikaların önemsenmesi gibi konular, gelecekteki ana başlıkları oluşturacak. KÖİ modeli ise bu davette önemli bir rol üstlenecek.
Özetle, KÖİ modeli, ek finansman yaratma gücü, modelin tarafları olan kamu ve özel sektörün ayrı ayrı özelliklerini güçlendirme ve öne çıkarma özelliği, hızlı ve öngörülebilir bir bütçe dahlinde kamu otoritelerine uzun süreli projeksiyon çizme yetisi, projelerden kaynaklı riskleri öngörme, yönetme ve kamu hizmetlerinin sürdürülebilir kalitesinin denetlenmesine olan katkısı ile küresel iklim değişikliğinin sebep olacağı olumsuz etkilere kamu idarelerinin hazırlamasına imkân tanıması gibi çok geniş açılarından, yaşanan tüm tartışmalara rağmen kamu otoritelerinin yakın gelecekte “daha sık” başvuracağı bir model olarak gündemimizde olmaya devam edecek.
İstanbul’a geliyorlar
Bu vizyona uygun olarak, ülkemizin son yıllarda elde ettiği deneyim, proje yönetme becerisi, alandaki yetişmiş insan gücü bu rekabette ülkemizi bir adım öne çıkarmak için yeterli. Bu yüzden, 2015’ten bu yana düzenlenen İstanbul KÖİ Haftası etkinliği, 2023 yılı ocak ayına da damga vuracak. Bu etkinliğe, Dünya Bankası, BM KÖİ Komitesi, BM Asya KÖİ Komitesi, Avrupa Kalkınma ve Yatırım Bankası, İslam Kalkınma Bankası, Dünya Bankası Özel Sektör Finansman Kurumu (IFC), Dünya KÖİ Uzmanları Birliği, Avrupa Yatırımcılar Fonu, Afrika Yatırım ve Varlık Fonu gibi global oyuncuların ilgisi şaşırtıcı değil. Afrika, Avrupa, Balkanlar, Ortadoğu, Orta Asya başta olmak üzere dünyadan 41 ülkenin KÖİ global gelişmelerini İstanbul’da dinleyecek olması, sahip olunan çekim gücünü göstermesi açısından net.
KÖİ konusu, siyasi bir alana taşındığında, sadece konunun profesyonellerinin değil; herkesin söz söyleme hakkı olan bir alana dönüşüyor. Rakamlarla arası iyi olanlar için de iyi bir dans pisti. Doğruluğu, yanlışlığı, eksikliği ya da fazlalığının kontrolü de pek mümkün olmayınca, garantilerden inşaat maliyetlerine, havada uçuşan milyon dolarlardan şirketlerin kârlılığına kadar pek çok tartışmada, bir dizi karavana atışa rastlanıyor.
Son olarak vurgulamak isterim ki; bir proje için iyinin üst limiti yoktur. Mükemmele giden yol uzundur. KÖİ modelini daha sürdürülebilir hale getirmek de mümkün. Türkiye, KÖİ modelindeki bilgi birikimini elbette artıracaktır. Örnek olmaya devam edecektir. İdeolojilerden bağımsız bir proje üretme mekanizması olan model, ülkelerin gelişmesi için iktidarların sahip olacakları önemli bir enstrümandır. Yeni yılla birlikte sadece merkezi idarenin değil, yerel yönetimlerimizin de KÖİ enstrümanının kullanmalarının yasal altyapısının artık tamamlandığını hatırlatarak, sözümüzü bitiriyorum ve yeni yılınızı kutluyorum.
Özay Şendir
F-35 meselesinde kitabın orta yeri...
29 Kasım 2024
Didem Özel Tümer
Ankara’da ‘değerlendirme’ kulisi: Öcalan ile kim görüşecek
29 Kasım 2024
Abbas Güçlü
Diploma mı, meslek mi?
29 Kasım 2024
Abdullah Karakuş
Bölgede satranç ve terörle mücadele
29 Kasım 2024
Mehmet Tez
Suudi Arabistan başarabilecek mi?
29 Kasım 2024