Zafer İşeri - Ülkemizde son dönemlerde sayısında artış olan depremler, zorunlu deprem sigortasının farkındalığını bizlerde arttırdı. Bunun neticesinde DASK ve Zorunlu Deprem Sigortalarına dair sorular da artmıştır. Bu soruların başında gelenlerden, DASK ve Zorunlu Deprem Sigortası’nın hasarın tamamını karşılamaması depremzedelerin şikayetlerine konu olmuştur.
19 Ağustos 1999 depreminden sonra 2000 yılında kurulan Doğal Afet Sigortaları Kurumu (DASK), ülkemizde Zorunlu Deprem Sigortası edindirme, uygulama ve yönetimi faaliyetlerinden sorumlu, tüzel kimlikli bir kamu kuruluşudur.
Zorunlu Deprem Sigortası'nın süresi bir yıldır. Sigorta sözleşmesinin her yıl poliçe süresi sona ermeden yenilenmesi gereklidir. DASK, konutun güncel, piyasa değerini karşılamamaktır. DASK, konutun yeniden inşa bedelini teminat altına alır. DASK’ın bu tutumu yerindedir çünkü binaya asıl değerini katan arsadır. Depremde zarar gören arsa değil binadır. Zorunlu Deprem Sigortası evinizde zarar gören eşyalarınız için bir tazminat ödemez. Zorunlu Deprem Sigortası, devlet tarafından sunulan bir güvencedir. DASK, depremin sebep olabileceği hasarlardan; patlama, konutta yangın çıkması, yer kayması veya tsunami gibi sebeplerle binada meydana gelen zarara yönelik hasarları kapsadığı için ödenmesi gereken ücret binada meydana gelen zarara yönelik olmalıdır çünkü özellikle İstanbul gibi büyükşehirlerde asıl değerli olan bina değil arsadır. Yaptırılması zorunlu olan DASK, belediye sınırları içinde yer alan, tapuya kayıtlı konutlara yapılmaktadır. Binaların içindeki ticarethane, bürolar da sigorta kapsamındadır. Kat irtifakı tesis edilmiş, tapuda cinsi tashihi yapılmayıp tapuda arsa olarak görünen binalar, tapu tahsisi henüz yapılmamış kooperatif evleri de sigortalanarak depreme karşı güvence altına alınmaktadır. Yeniden inşa bedelleri de her yıl enflasyon oranında güncellenmektedir. Özetle DASK’ın sigortalılara verdiği teminat, ekonomik şartlara göre korumaya alınarak arttırılmaktadır. Buna bağlı olarak primlerde de artış olmaktadır.
Sigortalının hasar başvurusunun ardından DASK hasar tespit görevlisi sigortalı konutları ziyaret eder. Böylece uygun olan en kısa sürede hasar tespit edilerek, tazminat tutarı belirlenmiş olur. DASK’ın kimin tarafından yaptırılacağına dair ortaya çıkan sorun da merak edilen hususların başında gelmektedir. DASK, konutun sahibi tarafından yani tapuda hak sahibi olarak görünen kişi tarafından yaptırılmaktadır. DASK yani sigorta tazminatı, deprem sonrasında kimin tarafından yaptırıldığına bakılmaksızın direkt tapuda hak sahibi olarak görünen kişiye ödenmektedir.
Toplu konutlarda, zorunlu sigorta bedelinin ödenmesi hususunda komşuların çoğunluğunun deprem sigortası yaptırıp yaptırmamasının zorunlu deprem sigortası yaptıran kişiye karşı sigorta tazminatının ödenmesi konusunda bir önemi yoktur. Sigorta tazminatını-deprem sonrasında gerekli şartları oluşan - herkes alabilmektedir.
Elektrik ve su abonelikleri için DASK’ın, zorunlu deprem sigortasının zorunlu tutulmasının yanı sıra daha sıkı kuralların yanında teşvikler de getirilerek yukarıda belirtilen durumlardan dolayı zorunlu deprem sigortası bulunmayan konut sayısı sıfıra indirilmelidir.
Hasarın ödenmesi hususunda ise konutun gerçek metrekaresi ve tapudaki metre karesinin uyuşmadığı durumlarda ise tapuda yazan metrekare esas alınmaktadır dolayısıyla hasar bedeline dair yapılan ödeme tapuda yazılı olan metrekareye göre yapılmaktadır.
Son olarak özellikle Van ve İzmir depremleri sonrasında zorunlu deprem sigortası yaptırılmasında yaşanan artışlardan dolayı depremin hemen sonrasında zorunlu deprem sigortası yaptırılıp yaptırılamayacağına dair sorular da en çok sorulanlar arasındadır. Bu durumda, deprem sonrasında konutta herhangi bir hasar yok ise sigorta yapılmaktadır.
DASK, Van depreminde olduğu gibi büyük depremlerin sebep olabileceği çok büyük maliyetleri karşılayabilecek güçtedir dolayısıyla özellikle İstanbul gibi deprem riski yüksek olan kentlerde de meydana gelebilecek zararları karşılayabilecek rezervlere sahiptir.