Dr. Demet Erciyes

Dr. Demet Erciyes

demeterciyes@yahoo.com

Tüm Yazıları

Vücutta su kaybı ile beraber kanın akışkanlığında azalma ve pıhtılaşmaya yatkınlık olur. Bunun sonucunda pıhtıya bağlı damar tıkanıklıkları daha sık gözlenir

Tüm canlılarda olduğu gibi insan vücudunda da tüm hücreler ve beraberinde tüm organ ve sistemlerin işleyebilmesi için suya ihtiyaç vardır. İnsan vücudundaki su oranı cinsiyet, yaş, fiziksel özellikler ve günlük fiziksel aktivitelerine göre değişim gösterir. Çocukların vücutlarındaki su oranı yüzde 70 civarlarında iken, yetişkin bireylerde bu oran kadında vücut ağırlığının yüzde 50’si erkekte ise yüzde 60’ı kadardır.

Haberin Devamı

Bulunduğumuz ortamın sıcaklığına, yaptığımız aktivitenin türüne ve vücudumuzdaki su dengesini değiştirebilecek diğer bazı şartlara göre değişen şekilde günde yaklaşık 1.5 litre su kaybederiz. Kaybolan suyu dengelemek için de günlük ortalama 2-2.5 litre su almalıyız. Günlük ortalama su ihtiyacı alınan kaloriye, kişinin kilosuna, sağlık durumuna ve ortamın sıcaklığına göre değişebilir. Gün içinde yeteri kadar su içtiğimizi idrarımızın rengine bakarak anlayabiliriz. İdrarın görünümü suya yakın berraklıkta ve renkteyse yeteri kadar su tüketmişiz demektir. Az su içen kişilerin idrar rengi genelde koyu sarıdır.

Yaz mevsiminde ya da sıcak bir ortamda terleme ile su kaybı fazla olacağından özellikle spor da yapılıyorsa ya da fiziksel aktivitede artış varsa suya ihtiyaç da aynı oranda artacaktır.

Susuz 7-12 gün dayanılabilir

Su fizyolojik bir ihtiyaçtır. Vücut bize bunu susama refleksi ile bildirir. Susadığımız halde su içmezsek ilk tepkiyi veren organımız, beyindir çünkü vücut suyunu düzenleyen merkez beyindeki hipotalamus bölgesidir. Bu düzenlemeyi susama duyusunu yaratarak ve idrar miktarını değiştirerek yapar. Susadığımızda ağzımız kurur bu ihtiyacı gidermezsek günlük hayatımıza stres, unutkanlık, panik, gerginlik olarak yansıyabilir. Sersemleme, karar verme mekanizmasının bozulması ve algılama yeteneğinde düşme gözlenebilir. Benzer şekilde ileri yaştaki kimselerde ateşli hastalık ya da çok sıcak havalarda aşırı terlemeye bağlı bilinç bulanıklıkları sık görülür. Ağızdan ya da damardan serum ile kayıp karşılanınca da çok kısa sürede düzeldiğini gözleriz. Vücutta su kaybı ile beraber kanın akışkanlığında azalma ve pıhtılaşmaya yatkınlık olur. Bunun sonucunda da kalpte ve tüm vücutta pıhtıya bağlı damar tıkanıklıkları daha sık gözlenir. Ayrıca yeterli su almamak cildin kurumasına, erken yaşlanmaya, saçlarda matlaşmaya, halsizliğe, kabızlığa neden olabilir. İnsan gıda almadan yalnız su içerek yaklaşık 5 hafta hayatını sürdürebildiği halde susuzluğa ancak 7-12 gün dayanır.

Haberin Devamı

Su içmek kilo verme konusunda da yardımcı olur. Kepekli, lifli gıdalar su sayesinde midede şişerek daha çok yer kaplar ve tokluk hissi yaratır. İçilen su aynı zamanda metabolizmayı da hızlandırarak kilo vermeye yardım eder. Kabızlığı önleyen, sindirime yardımcı olan su aynı zamanda çok sık gözlenen reflü hastalığına da iyi gelir. İlaçların ve toksin olarak adlandırdığımız birçok zararlı maddenin atılımını sağlayan böbrekler, yeterli sıvı alınmadığı takdirde bu işlemi gerçekleştirmekte zorlanırlar. Bu durum birtakım böbrek hastalıklarına yol açtığı gibi, doğru şekilde atılamayan bazı maddelerin birikimi ile böbrek taşı oluşumuna da neden olur.

Haberin Devamı

Çay, kahve gibi içecekler susuzluğu geçici olarak gidermekle beraber idrar miktarını arttırarak daha da çok sıvı kaybına yol açar. Bu nedenle günlük sıvı miktarını karşılarken buna dikkat etmek gerekir. Ayrıca yazın sıcakta terle beraber suyun yanında, yorgunluk ve halsizliğe sebep olabilecek mineral kaybı da yaşandığını unutmamak gerekir.