Tarih boyunca önemli salgınlara yol açan virüsler özellikle kış aylarında etkilerini artırarak başımıza dert olmayı sürdürüyorlar. Bilim dünyası da bu kendi küçük marifeti büyük mikroplarla mücadele için sürekli çaba sarf ediyor. Bu çabalar, araştırmalar da bize her geçen gün yeni bilgileri kazandırıyor. Pandemide kuersetinin ve onun daha da ileri bir formu olan isokuersetinin faydalarından sıklıkla bahsettim. Bağışıklık sistemimizi kuvvetlendirmede en güçlü yardımcılarımızdan biri olan kuersetin mikrobun kendisine de bizi kurtarıcı etkilerde bulunuyor.
Virüslerin hızlı değişir
Virüslerin hızlı değişimi kabiliyeti tedaviyi zorlar. Biz bu olumsuz özelliği her yıl grip virüsündeki değişim ile önceden beri biliyoruz. Bu nedenle her yıl grip aşısı değişiyor ve ancak bir önceki yılın virüsüne göre hazırlanıyor. Bu aşı birebir o yılın virüsüne ait olmasa bile en azından hafif atlatmayı sağlıyor. Benzer olayı koronavirüs ailesindeki baş döndüren değişimlerle de pandemi boyunca yakından izledik. Durmadan yeni varyantlar çıkaran bu aile ne zaman uslanacak diye dört gözle bekledik. Çok şükür artık o korkulu günler geride kaldı. Artık çoğumuz ya aşıyla ya da hastalığı geçirerek bu virüse karşı bağışıklık kazandı.
Aşı, bulaşmaya engel değil
Aşı virüsün bulaşmasına engel olmaz ancak hastalığı ağır geçirmeyi önler. Bunu tıpkı üstün silahları kuşanmış etkili ve güçlü bir orduya sahip olmaya benzetebilirsiniz. Belki böyle bir orduya sahip olmak düşmanların size saldırmaya kalkışmasına engel olamaz. Ancak doğru silahlara sahipseniz o düşmanı çok iyi tanıyan güçlü bir ordunuz var ise çok kısa bir süre içinde ve size hiçbir zarar vermeden bu düşmanı geri püskürtebilirsiniz. Eğer aksi durum söz konusuysa askerler o düşmanla mücadele etmek için iyi bir eğitimden geçmemiş ise tıpkı mikrobun her yere yayılıp çoklu organ yetmezliğine kadar götürmesi gibi tüm ülke de kolayca elden gidebilir.
Kanser tedavisindeki yeri
Japonya’da Sakae Arimoto-Kobayashi liderliğindeki Okayama Üniversitesi’nden araştırmacılar fareler üzerinde yaptıkları bir çalışmada kuersetinin akciğer kanseri tedavisinde tümörün büyümesini baskıladığını gösterdiler. Çalışmanın sonuçlarına göre aynı zamanda DNA onarımını da hızlandırarak antimutajenik yani kanser oluşumunu engelleyici etkisi olduğunu da gösterdiler.
Bu çalışmada ana bileşeni isokuersetin olan bir Japon meyvesinin suyunu kullandılar. Sarunashi olarak da bilinen Actinidia arguta, Japonya’nın Okayama Eyaletinde yetiştirilen yenilebilir bir meyvedir. Piyasadaki birçok hekim gibi size adını sanını duymadığınız bir meyveyi veya yiyeceği söyleyip gidin bulun alın yiyin demeyeceğim. Çünkü hepsinden iyisi isokuersetin içeren ve Sağlık Bilimleri Üniversitesi Teknoloji Geliştirme Bölgesinde yerli imkanlarla üretilen bir milli ürünümüz zaten var.
Kuersetin etkisi
Kuersetin, virüslerle olan savaşımızda etkili bir görevde olan askerlerimizin yani bağışıklık hücrelerimiz arasında hafızasına çok güvendiğimiz T hücrelerinin olgunlaşmasında rol oynar. Onların aktivitelerini teşvik eder böylece bağışıklığımızı iyileştirir. Bağışıklığı iyileştirmekle de kalaz, virüsü de engeller.
Bunun yanı sıra koronavirüslerin ACE reseptörlerine bağlanmasını ve insan hücresine girişini önlemede yardımcı olur. Böylece hastalığın bulaşmasına doğrudan engel olur. Ayrıca tedavide de yeri olan bu değerli antioksidan vücutta virüsün replikasyonunu yani çoğalmasını da önler. Bu özelliği sayesinde koronavirüs dahil diğer bir çok üst solunum yolu virüslerinin tedavisine de büyük katkısı olur. Semptomları yani hastalık belirtilerini hafifletir. İyileşmeyi çabuklaştırır ve kolaylaştırır.