Kış aylarında üst solunum yolu enfeksiyonlarının diğer mevsimlere göre daha sık olması beklenir. Ancak bu sene sanki çok artmış gibi gözüküyor. Bunun nedeni uzun bir süre maskelerle ve diğer koruma tedbirleriyle nispeten steril bir ortamdan sanki her şey bitmiş gibi özgür bir sürece giriş olabilir. Bağışıklık sistemimiz de neye uğradığını şaşırıyor tabii.
Kış mevsiminde en sık rastlanılan hastalıkların başında nezle ve grip geliyor.
Nezle
Hapşırma, burun akıntısı veya burun tıkanıklığı, gözlerin kızarması, sulanması ve yanması, bazen yüz ve alın bölgesinde dolgunluk hissi, baş ağrısı, boğaz ağrısı ve boğazda gıcık hissi, öksürük, koku ve tat duyularında azalma nezlenin belirtileridir. Yaklaşık bir hafta sürer. Genellikle ateş olmaz ve hastalık ayakta geçirilebilir. Hastanın genel durumunu ve yaşantısını çok etkilemeyen işinden alıkoymayan belirtiler çoğu zaman ilaç kullanımı dahi gerektirmez. Sadece birkaç gün mendil ile dolaşmak gerekebilir. Nezlenin en yaygın nedeni rinovirüslerdir.
Grip
Nezleye göre daha ağır geçer. Belirtilere ateş mutlaka eklenir. Ayakta atlatmak zordur. Eklem ağrıları, halsizlik, iştah bozukluğu olur. Yatak istirahati gerekir. Belirtiler için sıklıkla ilaç tedavisine gerek duyulur.
Gribin en sık sebebi olan influenza virüsünün A, B ve C olmak üzere üç tipi vardır. İnsanlarda grip hastalığına en sık neden olan influenza A virüsüdür. İnfluenza B ve C virüsü sadece insanlarda hastalık yaparken, influenza A virüsünün konak yelpazesi çok daha geniştir. İnsanların dışında örneğin kuşlarda, domuzlarda da hastalık yapar ve insanlara da bulaşır. Bu yüzden kuş gribi, domuz gribi gibi isimlerle anılır.
RSV RSV (Respiratuar Sinsisyal Virüs), de benzer şekilde solunum yolu enfeksiyonuna sebep olan virüslerdendir.
Artık gribe benzer şekilde geçen Kovid-19’da da genellikle kolay düşmeyen bir yüksek ateş oluyor. Beraberinde de ani başlayan şiddetli bir baş ağrısı, halsizlik, kas ağrıları gözlenebiliyor. Tat ve koku kaybı olabiliyor. Boğaz ağrısını takiben kesik kesik ve günden güne artan bir öksürük yaşanabiliyor.
Nasıl bulaşır?
Virüs genellikle damlacıklarla hapşırma, öksürük ve konuşma sonrasında etrafa yayılır ve havada asılı kalır. Özellikle 30 cm. ile 2 metrelik bir alanda daha bulaşıcıdır. Bu nedenle özellikle kış mevsiminde daha sık görülen hastalıklar kapalı ve kalabalık yerlerde, toplu taşıtlarda, sinema, tiyatro gibi kapalı salonlarda daha kolay bulaşır. Hasta kişinin kullandığı havlu, çatal, kaşık gibi cisimlerin ortak kullanımı da yayılımı artırır. Özellikle vücut direnci düşük, beslenmesi bozulmuş, kronik hastalıkları olan kişilerde bulaşma ve virüsün yayılımı daha hızlı olur. Hastalık virüs vücuda girdikten 1-4 gün sonra belirti verir. Bulaşıcılık belirti vermeden bir gün önce başlar, 5-7 gün sürer. Bu süre çocuklarda yedi günden fazla olabilir.
Korunmak için neler yapmalı?
Bağışıklık: Gripten korunmanın yolu bağışıklığı yüksek tutmaktan geçer. Zira gün boyunca bulunduğumuz değişik ortamlar, temas ettiğimiz kişi veya nesneler, hatta soluduğumuz hava yoluyla birçok mikropla da karşı karşıya kalırız. Ancak bu mikropların çoğuna karşı bağışıklığımız vardır ya da bağışıklık sistemimiz hemen onlarla mücadeleyi kazanıp hastalık oluşturmasını engeller. Bu nedenle bağışıklığımızı kuvvetli tutmak için önce doğru beslenmeye dikkat etmeliyiz. Vitamin ve antioksidan oranı yüksek yiyeceklere öncelik vermeliyiz. Grip tedavisinde olduğu gibi önlemek için de en yaygın bilineni C vitaminini bol tüketmektir. Ama burada bağışıklıkta etkisi kanıtlanmış D vitamini dahil tüm vitamin ve minerallerin yeterli miktarda tüketimi göz ardı edilmemelidir. Yeterli sürede uyku, stresi yönetebilmek, bol su tüketmek el ve ortam temizliğine dikkat etmek gerekir.
Aşı: Gripten korunmanın bir yolu da grip aşısıdır. Grip mikrobunun her sene kılık değiştirmesi sebebiyle yüzde 100 koruyuculuğu yoktur. Bu nedenle grip aşısı da bir önceki grip sezonunda dolaşan suşlardan hazırlanılarak her sene özellik değiştirir ve her yıl tekrarlanması gerekir. Aşının koruyucu etkisi iki hafta sonra başlar. Bu nedenle aşının en uygun zamanı, gribin sık görülmeye başladığı dönemden hemen önce yapılmasıdır. Ekim ve Kasım ayları tercih edilmelidir. Aşılanmayanlar ise mart ayının sonuna kadar aşılanabilir. Koruyuculuk yaklaşık 6-8 ay sürer.