Böbrek taşları büyüklüğüne, bulunduğu yere ve herhangi bir tıkanıklığa yol açıp açmadığına göre değişik derecede hasarlara yol açabilir. Bazı taşlar ise hiçbir hasara yol açmadan kendiliğinden idrar yolunu kullanarak düşer gider. Ancak tabi bu taşların tekrarlama gibi de kötü bir huyu vardır. Gelin taş olmaması için ya da tekrarlamaması için nelere dikkat etmeliyiz ya da olduğu zaman da bunun tedavisi nasıldır bir göz atalım.
Taş oluşumundan korunma yolları
“Akan su yosun tutmaz” derler atalarımız. Bu çalışkanlığın, hareketliliğin iyi geldiğini göstermek için söylenmiş çok güzel bir atasözüdür. Taş oluşumunu önlemek için de bol sıvı alıp böbrekleri bir çeşit yıkamak iyi gelir. Bu nedenle her gün belli miktarda başlıca su olmak üzere sıvı almak gerekir. Bu miktar kişiye göre, kilosuna göre, mevsime ve bulunan ortamın sıcaklığına göre, yapılan fiziksel aktiviteye göre değişir. Ne miktarda su içilmesi gerektiğini anlamanın en iyi yolu çıkarılan idrarın rengine bakmaktır. Eğer idrar su gibi berrak ise yeterince sıvı alınmış sayılır.
İçtiğimiz suyun ya da sıvının miktarının yanı sıra aldığımız farklı gıda ve içeceklerin çeşidine göre de taş oluşumuna birtakım etkileri olabilir.
Okzalattan zengin besinler böbreklerde okzalat taşlarının oluşma riskini artırır. Böyle bir durumda soya, domates, bamya, yeşil fasulye, kereviz, pırasa, karalahana, pancar, ıspanak, pazı, patates, bezelye, fındık, fıstık, badem, susam, tahin, incir, çilek, böğürtlen, çikolata gibi bol okzalat içeren besinlerden biraz kaçınmak yerinde olur. Sebzeleri pişirirken önce suda haşlayıp bu suyu döktükten sonra yemek yapılması içeriğindeki okzalatın azalmasına yardımcı olabilir.
İhtiyaçtan fazla C vitamini almak taş oluşumunu artırır
Özellikle içinde bulunduğumuz pandemi döneminde gereğinden fazla C vitamini alırken taş oluşumu riskini de artırdığını iyi bilmemiz gerekir. Her şeyin olduğu gibi vitaminlerin de azı karar çoğu zarardır.
Pürin içeren sardalya, ançuez, sakatat, kuru bakliyat, mantar, ıspanak, kuş konmaz, karnabahar ve et gibi yiyecekler ile bira ve benzeri alkollü içecekler ürik asit taşlarını oluşturmaya yatkın kişilerde bu taşların oluşum riskini artırır. Bu nedenle bu tür yiyeceklerden de kaçınmaları uygun olur.
Tuzu dikkatli tüketmek gerekir. Böbrek hastalarında, hipertansiyon hastalarında, kalp yetersizliğinde kullanımı kısıtlanması gereken tuzun burada da olumsuz etkisi karşımıza çıkar. Tuz, en sık görülen böbrek taşı bileşiminin elemanları olan kalsiyum ve oksalatın böbrekten daha fazla atılmasına sebep olur. Bu nedenle yediklerimizin üzerine ekstra tuz ekerken taş hikayesi varsa daha dikkatli olmamız gerekir.
Limon doğal olarak içerdiği C vitamini ile çok faydalı olduğu gibi burada da idrarı alkali hale getirip özellikle en sık görülen taş cinsi olan kalsiyum okzalat taşlarının oluşumunu azaltır.
Mısır püskülünün İçeriğinde böbrek taşı oluşumunu engelleyici tartrat vardır ve ayrıca idrar söktürücü etkisi ile taş oluşumuna yol açan kristallerin vücuttan atılmasında yardımcı olur. Ayrıca mısır püskülünün idrar kesesinin iç yüzünü döşeyen tabakayı da (epitel) güçlendirici ve koruyucu etkisi vardır.
Fibrin yıkan enzimler içeren ananas, taşın yapısındaki oksalik asidi parçalayan özellikte ve B vitamini içeren muz, taş oluşumunu engelleyici pirofosfat ve A vitamini içeren havuç gibi yiyecekler tüketilmesi önerilen yiyecekler arasındadır.
Çay, kahve tüketimini makul düzeyde tutmak, kola gibi gazlı içeceklerden kaçınmak gerekir.
Düzenli yürüyüş yapmak sağlıklı yaşam için çok faydalı olduğu gibi böbrek taşı oluşumunu önlemede de yardımcıdır.
Böbrek taşları nasıl tedavi edilir?
Taşın boyutuna, sayısına ve yerleştiği yere göre tedavi yöntemleri de değişir. 5 -6 mm’nin altındaki taşlar kendiliğinden düşebilir. Üreter kanallarını genişletici İlaç tedavisi, bol su ve hareket taşların düşmesine yardımcı olur.
ESWL (Ekstracorporeal Shock Wave Lithotripsy) Ses (şok) dalgasıyla taş kırma yöntemi
Böbrek taşı tedavisinde en yaygın kullanılan yöntemdir. Dışarıdan uygulanan ultrasonik dalgalarla taş üzerinde meydana gelen titreşimler sayesinde taşın parçalara ayrılmasını sağlayan bir yöntemdir. Bu sayede taş kırılıp ufalanarak idrar yolundan atılması planlanır. Bu tedaviyi yapmak için böbreğin ve idrar yolunun uygunluğunun yanı sıra hastanın da uygun olması gerekir. Çünkü bu uygulama hamilelerde, aşırı şişman kimselerde, idrar kanallarında taşın ufalandığında atılmasına engel olabilecek daha alt bölgelerinde tıkanıklık olanlarda, abdominal aortada anevrizması olanlarda, İdrar yolunda enfeksiyon olanlarda, kanama, pıhtılaşma bozukluğu olanlarda uygulanamaz. 2 cm üzerindeki taşlarda bu yöntem uygun olmayabilir. Çünkü bu taşlar yine büyük parçalara ayrılabilir ve bu parçalar idrar kanallarında tam bir tıkanıklık meydana getirebilir. Yöntemin uygulanacağı taşların cinsi de tedavideki sonucu etkileyebilir.
Örneğin sistin ve kalsiyum oksalatmonohidrat taşları bu tedaviye dirençli olabilir. Bu taşlarda farklı tedavi yöntemi kullanmak gerekir. Taş kırma seansı ağrılı olabilir. Bunun için ağrı kesici ve anestezi uygulanabilir.
Sıklıkla tek seans yeterli olmayabilir. Birkaç kez tekrarlamak gerekebilir.
Üreteroskopi
Dışarıdan uygulanan şok dalgalarıyla taş kırılamazsa idrar kanalına üreteroskop denilen bir kateterle girip doğrudan taşa ulaşılarak kırma işlemi yapılır. Bu işlem anestezi altında uygulanır.
Perkütan Nefrolitotomi (PNL)
Kapalı böbrek taşı ameliyatı olarak da adlandırılan bu yöntem, 2 cm üzerindeki taşlarda şok dalgasıyla kırma ya da üreteroskopi uygulanamadığında seçilen yöntemdir. Genel anestezi altında 1 cm‘lik bir yer açılarak böbreğe ulaşılır ve içindeki taşlar temizlenir.
Açık cerrahi
Diğer yöntemlerin uygulanamadığı büyük böbrek taşlarında kullanılan bir yöntemdir. Genel anestezi altında yapılır.
Özay Şendir
Öğretmenlik ve sosyal statü
24 Kasım 2024
Didem Özel Tümer
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’dan ABD’ye YPG mesajı: Sineye çekmeyeceğiz
24 Kasım 2024
Abbas Güçlü
Öğretmenler neden mutsuz?
24 Kasım 2024
Zeynep Aktaş
Her şey faizlere kilitlendi
24 Kasım 2024
Ali Eyüboğlu
Aşkın Nur Yengi: ‘‘Rekabet derdimiz yoktu’’
24 Kasım 2024