Biz Bize Yeteriz Türkiyem
Covid-19 salgını hepimizi etkiliyor. Hayatımızı, günlük yaşantımızı hatta alışkanlıklarımızı tümüyle değiştiriyor. Virüsten korunmak için evde kal çağrısına uyuyoruz. Sağlık çalışanları, ulaşım, iletişim, güvenlik, gıda satışı, ülke yönetimi gibi alanların dışında çalışanların büyük kısmı evde kalıyor, çalışmıyor ya da çalışmaya evden devam ediyor. Bu alanlarda çalışanların da bir kısmı yaşı ileri olduğu için ya da çeşitli sağlık problemleri olması sebebiyle idari izinle bu dönemi evinde geçiriyor.
Beraberlik zamanı
Sağlık dışındaki birçok alanda çalışma yükü büyük oranda azaldı. Bu durum insanların büyük kısmına durup düşünmeye, birbiriyle konuşmaya, birbirini dinlemeye, anlamaya, ya da kendi kendine kalıp değerlendirmeler yapmasına imkân tanıyor. Biz millet olarak dostluk, kardeşlik, yardımlaşma, vatan ve millet için bir araya gelme içgüdüsüne sahip insanlarız. İçimizde nice tanınmış, tanınmamış kahramanlar mevcut. Birlik, beraberlikten kuvvet doğar. Biz gücümüzü tarihte de şimdi de hep birbirimizden alırız. İşte şimdi de birlik ve beraberlik zamanı. Birbirimize destek olma zamanı. İçinde bulunduğumuz bu zor günleri de elbirliğiyle başarıyla atlatacağımıza inanıyorum. Sağlık alanında hem bilimsel açıdan hem de hizmet bakımından dünyadaki en iyi merkezlerle yarışacak düzeydeyiz, hatta birçok bakımdan daha da iyiyiz. Bizzat Amerika ve Avrupa’daki bu meşhur merkezlerin birkaçında uzun yıllardır bulunduğum ve de çalıştığım için kıyaslamayı rahatlıkla yapabiliyorum.
Mersin’de gönüllüler, koronavirüs tedbirleri kapsamında evlerinde kalan çocuklara kitap dağıttı.
Bayraktar ailesi
Teknoloji alanında da kazandığımız başarılar kendi kendimize yeteceğimizin güzel örneklerini gösteriyor. Bunun en güzel örneğini savunma sanayinde gurur kaynağımız yerli İHA ve SİHA’larımızla gördük. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin güvenliğimizi korumada ve terörle mücadelesinde çığır açacak ilerlemelerine imkân yaratan Özdemir Bayraktar ve evlatları Haluk, Selçuk, Ahmet Bayraktar ‘a çok şey borçluyuz. On beş yılı aşkın süredir tanıdığım ve her bakımdan hayranlık ve takdirle andığım bu aile Baykar Makine olarak teknik müdürleri Selçuk Bayraktar’ın önderliğinde geliştirilen insansız hava araçlarını takiben şimdi de yerli solunum cihazının ülkemize kazandırılmasında rol oynuyor.
Yerli üretim
Bildiğiniz gibi Covid-19 hastalığının en korkulan yanı akciğerleri etkileyerek ilerlemesi, arkasından gelişen solunum problemleri ve çoklu organ yetersizliği ile hastaların kaybedilmesidir. Covid-19 hastalarının yoğun bakıma ihtiyaç duyduklarında uygulanan tedavinin en önemli kısmını solunum cihazları kapsıyor. Bir salgınla mücadele ediyor olduğumuz için sayının çok hızlı artışı da söz konusudur. Yoğun bakımlarda bulunan solunum cihazlarının yetersiz kalması durumunda bazı ülkelerde hastalar arasında tercih yaparak örneğin yaşlı ya da iyileşmesi daha zor hastaları bırakıp diğerlerine kullanıldığına dair haberleri okuyoruz. Ne mutlu ki ülkemizde bu ihtiyaca cevap verebilecek hem de kimseye muhtaç olmadan yerli üretimle karşılayan bir kaynak var.
Bakan teşviki
Sanayi ve Teknoloji Bakanımız Mustafa Varank’ın da teşvik edici hareketiyle yerli solunum cihazı için ilk çalışmayı, Biosys Biyomedikal tasarladı, Arçelik üretti. ASELSAN ve Baykar Savunma Mühendisleri teknik destek vererek hayata geçirdi. Biz birlikte başaracağız ve biz bize yeteriz. Bunu hiçbir zaman unutmamalıyız.
Bedenimize dikkat
Covid-19 ile mücadelemizde de hep beraber savaşıyoruz. Biz sağlık çalışanları olarak üzerimize düşen vazifeyi yerine getirirken hepimiz de ayrıca bedenimize ve sağlığımıza azami dikkati göstermeliyiz. Biliyoruz ki kendimize ne kadar iyi bakar sağlıklı beslenir, sağlıklı yaşarsak sadece virüs değil tüm hastalıklara karşı sağlam durabiliriz.
Bir boks maçı
Sözlerime ağabeyim Bülent’in yaptığı bir benzetmeyle son vermek istiyorum. Aslında bu benzetme olayı son derece güzel bir şekilde özetliyor. Bu virüse karşı boks maçı yapan bir boksör gibi gardınızı iyi almalısınız. Gardınız düştüğü zaman yumruğu yersiniz. Bu yumruk size ne kadar zarar verir yere mi yapıştırır yoksa sadece gözünüzü mü morartır o da sizin dayanıklılığınıza bağlı.
