AK Parti’de moralin üç kaynağı

AK Parti 31 Mart 2024 yerel seçimlerinden sonra yaşadığı moral kaybını aşıyor. Seçimden sonra değişimin, dönüşümün hızla başlamaması bazılarını tatmin etmedi. Ancak son dönem gelişmeler, onların da havasını değiştirecek cinsten.

En önemli moral kaynağı Suriye’de Esad’ın ülkeyi terk etmesini sağlayan iktidar değişimi. AK Parti’de de bundan dolayı bir “haklı çıkmanın gururu” duygusu hâkim. Bu durum Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sözlerine de ziyadesiyle yansıyor. Henüz Suriye’de birçok belirsizliğin olduğu, ülkenin önünde zor, zahmetli bir yolculuk ve riskler bulunduğu kabul ediliyor. Yine de Suriye’deki gelişmelerin Türkiye’ye uluslararası alanda kazandırdığı “repütasyon”dan dolayı moral yüksek. Bazı kamuoyu araştırmacıları bu durumun yeni anketlere yansıyacağı görüşünde.

İkincisi; 23 Şubat’ta planlanan büyük kongreye doğru il kongrelerinde hissedilen toparlanma duygusu. İl kongrelerindeki atmosferin yanı sıra “görev alma” talebindeki canlılık da parti yönetimi açısından bir gösterge. Bu talebin sadece parti yönetiminde rol üstlenme için değil, kongreye paralel kabinedeki değişim beklentisi için de geçerli olduğunu ise söylemeye gerek yok.

Açıkçası son dönemde Ankara’da bu konuda bazılarının sergilediği “gayretkeşlik” neredeyse elle tutulur boyutta. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ilk kez bir uçak sohbetinde kabinede değişimden bahsetmesinden bu yana bazı bakanlıkların içinin kaynadığı konuşuluyor. Bakanının değişeceğini öngören bürokratların nasıl ağırdan aldığı, bazı bakan yardımcılarının bakan koltuğuna sıçramak için fırsat kolladığı anlatılıyor. Geçenlerde bir bakan, sohbet sırasında kabine değişikliği beklentisi nedeniyle bakanlığın muhatabı bazı özel kuruluşların “kendisinin görevden alınacağı beklentisiyle yükümlülüklerini ağırdan almaya başladığını” anlattı.

Cumhurbaşkanının sağ gösterirken, sol vurmasının meşhurluğu unutuluyor besbelli ama neyse…

İstanbul örneği

Bu arada il kongreleri demişken, AK Parti İstanbul il yönetimindeki “yumuşak geçişe” ayrı bir parantez açmak gerekiyor. İl Başkanı Osman Nuri Kabaktepe, 8 Şubat’taki kongrede görevini Bağcılar Belediye Başkanı Abdullah Özdemir’e bırakacak. Buna rağmen ikilinin verdiği birlik, beraberlik görüntüsü ve duygusu örnek gösteriliyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı il binasına gelişinde birlikte karşılamalarından, 19 yeni ilçe başkanının ilanında aynı karede yer almalarına kadar... İstanbul’daki yeni isim tercihleri için “partinin öz kaynağının değerlendirildiği” vurgusunu bir not olarak aktarayım. Bu arada başka büyükşehirlerde de il başkanı değişikliği planlandığı konuşuluyor.

Partiye katılımların sürmesi de ayrı bir moral kaynağı. Son olarak İYİ Parti’den istifa eden Kürşad Zorlu’nun katılımı bekleniyor. Bu katılımların partinin hem merkezde, hem de çekim merkezinde olduğu düşüncesine vurgu yaptığı düşünülüyor. Partiye milletvekili ve belediye başkanı düzeyinde katılımın süreceği belirtiliyor. AK Parti’ye gelmek için uzun süredir çaba gösteren bazı isimlerin geçmişteki paylaşımlarının partide sıkıntı yarattığı ancak bunların zaman içerisinde çözümlenebileceği düşünülüyor.

Bu arada AK Parti’den istifa ederek Yeniden Refah Partisi’nden Şanlıurfa Büyükşehir Belediye Başkanı seçilen Kasım Gülpınar’ın, AK Parti’nin Şanlıurfa il kongresinde yeniden rozet takacağı beklentisi var. Ankara’da Gülpınar’ın belediye başkanlığından kabineye geçiş yapabileceği söylentisi de kulislerde dolaşıyor. Halen bir muhalefet partisinin belediye başkanı olan, henüz istifa etmediği için adını vermeyeceğim eski bir AK Partili ismin de yakında döneceği belirtiliyor. Sonuçta tüm bunlar partiye yeniden dinamizm kazandırıyor.

AK Parti’deki üçüncü ve belki de en önemli moral kaynağı ise CHP’nin son dönem performansı. Suriye meselesinde Özgür Özel’in Kilis’te yaptığı açıklamadan başlayarak yanlış bir çizgi tutturduğu, kamuoyunun meseleye yaklaşımını “iyi okuyamadığı” belirtiliyor. Geçen süre içerisinde CHP’nin çok aktörlü yapısına bağlı iç çekişmeleri de açıkçası AK Parti açısından bir avantaj olarak değerlendiriliyor. CHP Genel Merkez yönetimi “zayıf” bulunuyor.

AK Parti’nin karşısında etkili muhalefet göremediği için rahat hissettiğini söylemek mümkün.