Akıl almaz şeyler oluyor Türkiye’de: Darbe iddiasıyla aranan askerler, “sığınma evi” haline gelen orduevlerinde saklanıyor.
Kapıda polis bekliyor. Çıkanı tutukluyor.
Aranan bir komutan, onu arayan Emniyet’in başındaki İçişleri Bakanı ile birlikte şehit cenazesine katılıyor.
Bir diğeri Başbakan’a siperde bilgi veriyor.
Bir yoruma göre, terfi beklerken hakkında tutuklama kararı çıkan 11 general yakalanırsa terfi edemeyecek.
O yüzden “adli ve fiili direniş” zamana karşı sürüyor.
Ve bugün Yüksek Askeri Şûra (YAŞ), sanık generallerin terfiini görüşmek üzere toplanıyor.
* * *
Akdeniz’de teknede olan Cumhurbaşkanı Gül, önceki gece tatilini kesip İstanbul’a uçtu.
Saat 22.00’de Tarabya Köşkü’nde Başbakan Erdoğan‘la buluştu. 3 saat “YAŞ’ta ne yapacaklarını” konuştular.
Ardından Gül, dün Org. Başbuğ’u çağırıp görüştü.
Hakikaten kritik bir karar bu:
Bir yanda hükümeti devirmeye yönelik darbe hazırlığını ortaya koyan belgeler ve ses bantları...
Bir yanda görevdeki komutanların tutuklanmasıyla zaafa uğraması muhtemel terör tırmanışı...
Öte yanda etkisi malum Arınç’ın “Soruşturma sürecinde sanık olan komutanlar değiştirilmeli” çıkışı...
Türk Silahlı Kuvvetleri’nin içten içe kaynayışı...
Ve aslında bazı darbeci paşalardan “yaka silktiği” bilinen, lakin alt kadroların “diren” baskısı altında olduğu tahmin edilen Genelkurmay Karargâhı’nın kararsız tavrı...
* * *
Herkesin el tetikte beklediği bir “pat durumu” var ortada...
Taraflar hamleyi karşıdan bekliyor.
Arınç, Org. Başbuğ’un sanık komutanları işten el çektirmesini istiyor; Org. Başbuğ ise, orduyu zora sokacak bir “komutanlar operasyonu”nu engellemeye çalışıyor.
Bunun böyle gidemeyeceği ortada...
YAŞ-günü, o yüzden önemli...
* * *
Benim karar vericilere tavsiyem, Albay Talat Aydemir’in (Yapı Kredi Y. 2010) hatıralarını okumaları...
Yaklaşık 50 yıl önce Harp Okulu Komutanı Aydemir’in darbe girişimi silahla bastırılmıştı.
Başbakan İnönü, ihtilalci subayları “Kan dökmeden teslim olursanız tahkikata uğramazsınız” diyerek ikna etmiş, ama girişim tekrarlanınca mahkemeye sevk etmişti.
Aydemir savunmasında isyan gerekçelerini şöyle sıraladı:
İktisadÓ kriz... İşsizlik... Hükümetin zaafları... Doğudaki durum ve güvenlik...
50 yıl sonra Balyoz duruşmasında benzer gerekçeler dinleyeceğimize şüphe yok.
* * *
1962-63’ün farkı şuydu:
1) Başbakan’ın otoritesi tamdı. Kararlı davranıp darbecileri mahkûm ettirdi.
2) Hükümetin darbecileri ezerken orduyu bertaraf edip iktidarını sağlamlaştırma peşinde olduğuna dair kuşkular yoktu.
3) O sayede komuta kademesi de darbecilere mesafe koydu. Onları orduevinde saklamadı; tersine yakın arkadaşlarına tutuklattı.
Albay Aydemir’i evinden pijamayla götürmeye çalışan Kurmay Yarbay kimdi biliyor musunuz?
Daha sonranın Genelkurmay Başkanı Necip Torumtay...
* * *
Özetle, darbe böyle bastırılmaz:
1) Darbeyi kışkırtan nedenleri ortadan kaldırırsınız.
2) Hükümetiyle Genelkurmay’ıyla kararlı davranırsınız.
3) Komutanları yargılarken siz dokunulmazlık zırhına sığınmazsınız.
O zaman hem herkesin desteğini alır, hem de YAŞ-gününde yaş tahtaya basmamış olursunuz.
