Can Dündar

Can Dündar

candundarada@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Meğer ne çok dertli varmış. “Taksici terörü”ne dair önceki günkü yazımdan sonra öyle çok mesaj aldım, o kadar çok şikâyet dinledim ki...
Her yazan okur, kendi tatsız deneyimini anlatıyor, başıboşluktan yakınıyor, “Çözüm” diye feryat ediyor.
* * *
En sık rastlanan şikâyetler, taksicilerin gidilecek adresi, mesafeyi beğenmemesi, müşteriyi tersleyip reddetmesi...
En yoğun saatlerde ya da yağmur altında, yani en çok ihtiyaç olduğunda yolcu almaması...
Rahat saatlerde ise otobüs duraklarını, kaldırımları işgal etmesi, kornayla yayaları taciz etmesi...
Yol bilmemesi...
Güzergâh pazarlığı yapması veya yolcuyu dolaştırıp kazıklaması...
Trafik kurallarına, ışıklara, hız sınırına riayet etmemesi...
Yüksek sesle müzik dinlemesi...
Para üstü vermemesi...
Kendisinin ya da aracının bakımsızlığı...
“Kötü muamele” etmesi... Burada aktarılan örnekler, ters davranmadan başlayıp küfre, dayağa kadar gidiyor. Ağız dalaşıyla başlayıp karakolda ya da hastanede biten tartışma örnekleri çok...
Yakınmaların ortak paydası, kuralsızlık...
Bir standardın olmaması...
Şikâyetlerin karşılıksız ve sonuçsuz kalması...
Öyle olunca da herkes kendince önlem almaya başlamış.
Kimi okurlar, “Artık hiç binmiyorum” diyor.
Kimi, duraktan binmemek için uzun süre yürüdüğünü yazıyor.
Bazısı boykot kampanyası öneriyor.
* * *
Gelelim işin sevindirici yanına:
Yazım üzerine açıklama yollayan taksici örgütleri, diğer meslek grupları gibi “Bizde olmaz öyle şey” demiyorlar.
Sorunları samimiyetle kabul ediyorlar.
Çözüm aradıklarını söylüyorlar.
Türkiye Taksiciler Vakfı Başkanı Güneş Taş, “Sayıları 100 binleri bulan taksi şoförlerinden bazılarının vurdumduymazlığını, size bir özür yazarak çözemeyeceğimizi biliyoruz. Ancak hukuksal altyapı tamamlanmadan taksicinin sorunları çözülemez” diyor.
İstanbul Taksiciler Esnaf Odası Başkanı Yahya Uğur da üzüntüsünü iletiyor, “taksi camiası adına özür diliyor”.
Bu bile başlı başına önemli bir adım...
Uğur’un verdiği bilgiye göre İstanbul’da 18 bin taksi var.
Bu taksiler ayda ortalama 16 milyon yolcu taşıyor.
Uğur da, yolcular gibi taksicilikte hiçbir meslek standardının olmamasından dertli... Diyor ki:
“B sınıfı ehliyeti olan herkes, sicil kaydına, lisansına, eğitimine bakılmaksızın direksiyona geçebiliyor. O yüzden, ‘Hiçbir şey olamazsan taksicilik yap’ mantığı hâkim oluyor.”
Uğur, aksaklıkların derhal bildirilmesini istiyor; mutlaka değerlendirip cezalandırma sözü veriyor:
Şikâyet hattı: 444 15 23 veya 325 15 15...
* * *
Ama kalıcı çare başka:
Taksi şoförü olacaklara yol bilgisi, ilk yardım, mesleki İngilizce gibi eğitimler verilmeli...
Bu eğitimi tamamlayanlara özel bir ehliyet tahsis edilmeli.
Bu yolla taksicilerin sicili tutulabilmeli, hatalılar saptanabilmeli...
Bu arada taksicileri sosyal güvenceye kavuşturmak, araçlarını yenilemek şart...
Taksilere navigasyon cihazları yerleştirmek, ortak bir teknolojiyle araçları ve taksimetrelerini takip sistemleri geliştirmek mümkün.
Bunlar için acil yasal düzenleme gerekiyor. Dileyelim, yeni hükümetin öncelikli işlerinden biri de bu olsun...
Taksiciyle müşteri arasındaki gerilim son bulsun.