Can Dündar

Can Dündar

candundarada@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

“Taşeron... Maşa... Kukla...” Bu sözcükleri peş peşe sıralayınca bir cinayeti aydınlatmış dedektif gibi heyecanlanıyoruz. Oysa aslında cinayeti böyle belirsiz adreslere yıkarak tam bir muammaya gömmüş oluyoruz.
“Kuklacı” kim?
Biliyorsak neden bunca yıldır deşifre edeceğimize biz de onun ipinin ucunda sallanıp duruyoruz?
Yanıt yok.
* * *
Bunlar bayatlamış sözler... Tarih ise tam ters yönde seyrediyor. Tezgâh çevirenler elbette var, ama olaylar, belki de hiç olmadığı ölçüde, “büyük organizatörler”den, “küçük girişimciler”in kontrolüne geçiyor.
İHH’yı düşünün:
İstediğiniz kadar “maşa” deyin; bir yardım kuruluşu yola koyuldu; bir yabancı büyükelçinin hafta sonu bana söylediği gibi “kendi görüşlerini merkez medyaya dikte etti” ve uluslararası bir krize yol açıp Türkiye’nin dış politikasına ipotek koydu.
PKK’nın yerel birimleri de öyle:
“Taşeron” da olsalar, çoğu zaman kendiliklerinden saldırıya geçiyorlar ve bazen 20-30 kişilik bir silahlı grup, bütün savunma konseptini ya da açılım politikasını yerle bir edebiliyor.
* * *
Siyasetin yeni aktörleri, “büyük film”in “yardımcı oyuncuları”...
Türkiye’nin kaderini değiştirebilecek büyüklükte rol oynayan sivil oyuncular...
Bazen cesur bir savcı, koca bir tarikat tezgâhını deşifre edebiliyor.
Bazen meczup bir şoför, birlikte olduğu papazı bıçaklayıp uluslararası bir skandalı tetikleyebiliyor.
Baykal’ın odasına kamera yerleştirenler de belki “büyük senaristler”di, ama unutmayalım ki, oradaki “gönüllü küçük oyuncu”, siyasette devrim niteliğinde bir dönüşüme imza attı.
Güneydoğu’da taş atan çocuklar; belki dağdaki ağabeyleri tarafından sokağa sürüldüler; ama devletin bu “küçük oyun”a gelmesiyle şimdi çözümün koşullarından biri haline geldiler.
Faili meçhul yakınları da sahneye çıkıyor şimdi...
Muhtemelen çok yakında şehit aileleri başrole tırmanacak.
* * *
Olayların küresel ölçekte birbirine bağlı olduğu bir çağda, büyük oyuncular edilgen kalınca küçükler rol çalıyor.
Devlet, eski Olağanüstü Hal’den başka çare bilmiyorsa ya da açılıma cesaret edemiyorsa, küçük oyuncular bir anda rol üstlenip ve oyunu istediği gibi kuruveriyor.
Amaç, ayrışmayı hızlandırmak mı; resmi politikanın akıl tutulmasının da yardımıyla iki PKK çetesi tek hamlede yapabiliyor bunu... Süreci kolayca tersine çevirebiliyorlar.
Dikkat edin, son dönemde İçişleri’nin, MGK’nın, MİT’in adını daha az işitiyoruz; ama Fethullah Gülen’in iki cümlelik açıklaması bütün dengeleri altüst ediveriyor.
* * *
Gayri resmi aktörlerin çağındayız.
Kaygan zeminde rahat at oynatan bu küçük oyuncular, resmiyetin aczinden de güç alarak son derece kırılgan bir ortam yaratıyorlar.
Bunu bertaraf edebilmek için güçlü dayanaklara sahip olmak lazım.
Mesela Başbakan gibi “Karşımızda CHP-MHP-BDP-PKK-İmralı cephesi var” dediniz mi, baştan kaybettiniz demektir.
Çünkü iki gün sonra Cumhurbaşkanı onları (PKK ve İmralı dışında) Köşk’e davet edip akıl almak zorunda kalabilir.
Siz de çaresizliğinizle sınır boyunda tam siper olup “Dik duruş gösteriyoruz” demek zorunda kalırsınız.
Oysa çok aktörlü yeni dönem, çok daha kucaklayıcı bir dil, soğukkanlı tavır ve yapıcı politikalar gerektiriyor.