Türkiye’nin ilk ve tek “Sakin Şehir”i Sığacık’a orkinos semirtme çiftliği izni veren Çevre Bakanlığı’nı eleştirmiştim geçen gün...
Bakanlık’tan açıklama geldi.
Diyor ki:
“Balık çiftlikleri konusunda yıllardır bir arpa boyu yol alınamamış, hem üreticiler, hem de çevre sakinleri sabır taşları çatlayacak noktaya gelmişti. Bakanlığımızın kararlı çalışmaları neticesinde son bir yılda düzene girdi.”
Peki 10 yıldır kıyıda çiftlikler kurulup deniz kirletilirken, ahali ayaklanırken ve “bir arpa boyu yol alınmazken” hükümette kim vardı?
AKP değil mi?
Bakan, “Benden önceki bakanların yapamadığını son 1 yılda ben yaptım” demek istiyor.
* * *
Peki Sığacık’ta ne yapılmış?
Açıklamada özetle söylenen şu:
1) Çiftlik, Gazipaşa’daydı, buraya taşınıyor.
2) 3 km açıkta 25 metre derinde, 6 kafes kuruluyor.
3) Dokuz Eylül Üniversitesi Çevre Mühendisliği “kirlilik riski yok” dedi. Ortak kurumlar sakıncalı olmadığı konusunda mutabakata vardı. Biz de olur verdik.
Hangi kurumlar?
Tarım Bakanlığı... Turizm Bakanlığı... Denizcilik Müsteşarlığı... Çevre Genel Müdürlüğü... İzmir Valiliği...
Ne zaman vermişler oluru?
18 Ağustos’ta...
* * *
Karar alan kurumlara bakarsanız, Türkiye’de merkezi yönetimin egemenliğini anlarsınız.
Yerel yönetim, belediye, bölge halkı seyirci...
Bakanlık, ancak 16 Ağustos’ta Belediye Başkanı’nı davet edip durumdan haberdar ediyor. Karar verilmiş bile...
Oysa Başkan Tunç Soyer kişisel çabasıyla uğraşıp didinip kasabasını uluslararası bir büyük organizasyona dahil etmiş, “Sakin Şehir” ilan ettirmiş.
Toplantıda diyor ki:
“Bu çiftlik nedeniyle unvanımızı kaybedersek, bu karara imza atanların hepsinden hesap sorarız.”
Sonra dönüyor Seferihisar’a, bütün partilerin ilçe başkanlarını topluyor. Durumu anlatıyor.
“Kampanya başlatıyoruz. Direneceğiz” diyor.
Tüm başkanlar tam destek veriyor.
İlk eylem bugün öğleyin Sığacık’ta Leman Bisiklet Kulübü ve Perşembe Akşamı Bisikletçileri’nin katılımıyla başlıyor.
* * *
Asıl sürpriz şu:
Bakanlığın kararı belediye başkanına tebliğ ettiği gün, Danıştay, bölgedeki Yağcılar Köyü muhtarlığının başvurusunu inceliyor. Ve Sığacık’a da balık çiftliği kurulmasının yolunu açan “Bölge Çevre Düzeni Planı”nda yapılan revizyonu ve potansiyel balık çiftliği alanlarını belirleyen işlemi iptal ediyor.
Yani yeni çiftlik kararı, çıktığı gün hukuk engeline takılıyor.
* * *
Peki adını “Çevre” koyduğunuz Bakanlık, yatırımcıyı kolladığı kadar, yerel yönetimle de işbirliği yapsa, dünyanın en güzel körfezlerinden birinde ve tertemiz bir denizin kenarında yaşayan yöre halkının çevre kirliliğine dair endişelerine kulak verse, sivil toplum kuruluşlarını, çevrecileri, Greenpeace’i dinlese daha iyi olmaz mı?
“Ben yaptım oldu” derseniz karşınızda Sığacık’taki gibi ya hukuku bulursunuz ya da “Yaptırmayız” diyen yöre halkını...