Can Dündar

Can Dündar

candundarada@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Dün, hükümet için güven oylamasına dönüşen referandumun anayasayı yenilemek için bir şans olmaktan çok, yanlış bir üslubu cezalandırmak, doğrusunu cesaretlendirmek için bir fırsat oluşturduğunu yazmıştım.
Oylarımızla karşı çıkabileceğimiz yanlış üslup,“Hayır”cıları şer ittifakı olarak gören; “’Evet’ demeyen yarın huzurumuza gelmesin” diyen üsluptu.
Bunun, değiştirilmek istenen 12 Eylül zihniyetinden bir farkı yok.
Üstelik bu tehdit, paketin muhtemel katkılarından daha kalıcı olabilir.
12 Eylül’e “Hayır” diyorsak, taklitlerinden de sakınmalıyız.
* * *
“Cesaretlendirmek gerek” dediğim yaklaşım ise, CHP’nin yeni liderine ait...
Kemal Kılıçdaroğlu, kurultay konuşmasıyla başlattığı dönüşümü, adım adım uygulamaya koyuyor.
Muhalefette uzun yıllar kalmaktan iktidar hevesini yitiren, kuruluşundaki yenilikçi misyonu kaybeden, küçülen, eskiyen, tutuculaşan CHP’yi bir kilimi kışa hazırlar gibi dövüyor, tozunu attırıyor.
Söyleşilerinde, mitinglerinde, herkesin başta tahmin ettiğinden çok daha kapsamlı bir yenilenmenin ipuçlarını veriyor.
Cumhuriyetçi CHP’yi demokrat bir çizgiye çekiyor. İkisinin pekala bir arada bulunabileceğini gösteriyor.
* * *
Van’da “Mustafa Muğlalı Kışlası”nın “33 kurşun olayı”nı hatırlatan adına itiraz etmesi, kendisi için küçük, CHP için büyük bir adımdı. CHP’nin, devleti ve askeri her koşulda savunmaktan vazgeçtiğinin, giderek sivilleştiğinin işaretiydi.
Hükümete karşı muhtıra kaleme alan eski Genelkurmay Başkanı Org. Büyükanıt’a üstün hizmet madalyası verilmesini eleştirmesi, Genelkurmay’ı Heron skandalı konusunda bir an önce açıklama yapmaya davet etmesi, askere müdahale yetkisi veren kanunu değiştirmeyi teklif etmesi de, ezberbozan hamlelerdi.
“Türban sorununu biz çözeriz” diyerek “itiraz eden parti”den “çözüm arayan parti”ye evrilmesi önemliydi. Partide bir grubu çözüm üretmek üzere harekete geçirmesi, vaatlerin sözde kalmayacağı umudunu veriyordu.
Güneydoğu’ya af vaadi ise, şartları belirtilmeden ve biraz hazırlıksız dile getirildiği için eleştirilse de Kürt sorununun çözümünde Erdoğan’a söz bırakmayan cesur bir adımdı. Üstelik Kılıçdaroğlu, bu konudaki eleştirilere rağmen -daha önce herhalde genel merkez baskısıyla yaptığı gibi- geri adım atmadı.
* * *
CHP’yi Başbakan’ın tabiriyle “kumsalların partisi” olmaktan kurtarıp adım atamadığı Güneydoğu’ya, “devletle özdeşleşti” diye ondan uzaklaşmış aydınlara, dışlanmak üzere olduğu Sosyalist Enternasyonal’e yaklaştırabilecek çıkışlar bunlar... CHP’nin yakın geçmişini bilenler için, partide bir kırılma noktasını ve önemli politika değişikliklerini işaret ediyorlar.
Bu referandum, bir yanıyla da Kılıçdaroğlu’nun bu açılımının güven oylaması olacak.
“Hayır”, aslında biraz da “eski CHP zihniyetine hayır” anlamı taşıyacak; yenisini onaylayacak.
Referandum yenilgisi ise Kılıçdaroğlu’nun cesaretini kırabileceği gibi “bu çıkışlar yüzünden kaybettik” diyen tutucu kanada koz ve geri dönme ümidi verecek.
Böyle bakınca referandum, anayasanın çok ötesinde değişiklikleri de oylamaya gebe görünüyor.