Can Dündar

Can Dündar

candundarada@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Gazetecilik hayatımın en heyecanlı dönemlerinden birini 1987’de yaşamıştım. Rahmetli Ercan Arıklı, “Söz” gazetesini çıkaracaktı. Gazetenin ilk manşeti, bizim “Özel Haber Ekibi”nden bekleniyordu.
Tam o günlerde elimize ulaşan bir belge, Arıklı’ya “İşte bu” dedirtti.
Bunlar, 1979’da İranlı öğrencilerin Tahran’daki Amerikan Büyükelçiliği baskınında ele geçirdikleri diplomatik yazışmalardı. Çuvallar dolusu evraktan bir kısmı ABD’nin Türkiye’deki faaliyetleriyle ilgiliydi.
Avni Özgürel’le günlerce bir büroya kapanıp belgeler üzerinde çalıştık. Washington’un Türkiye’yi demiryolu hatlarından, buğday stoklarına kadar nasıl yakın incelemeye aldığı ve hangi yetkililerden bilgi topladığı belgelerde açıkça yazılıydı.
“Söz”, 8 Kasım 1987 günü “Amerika’nın Yararlandığı Türk Yetkililer” manşetiyle çıktı. Birinci sayfada, belgelerde en çok adı geçen yetkili olan, Org. Tahsin Şahinkaya’nın fotoğrafı vardı.
O ilk sayfa, hâlâ çalışma odamın duvarında asılıdır.
* * *
WikiLeaks belgelerini okurken yaklaşık çeyrek asır sonra benzer bir heyecan hissettim.
Daha belgelerin pek azı açıklandı, ama bu kadarıyla bile Amerikan diplomasisi, bu kez global çapta açık verdi; kirli çamaşırlar ortaya serildi.
“Sanal çağın Robin Hood’u”, “halkın haber alma teşkilatı” WikiLeaks, ABD’nin arşivini kamulaştırıp uluslararası topluma dağıtırken dünya liderlerinin maskesini de çekip aldı, küresel siyasetin ikiyüzlülüğünü öğrenmemizi sağladı.
* * *
İlk sızıntı paketinde ipliği pazara çıkanlar, “İran’ı bombalayın” diye kulis yapan Suudi Kralı, Türkiye’nin bir enerji merkezi olmasını engellemeye çalışan “Kardeş Azerbaycan”ın Devlet Başkanı ile “Türk ordusu, İslamcı yükselişe daha ne kadar sessiz kalacak” diye soran Mossad Başkanı oldu.
Tabii dünkü gazetelerde fazla yer bulamasa da ABD belgelerinde AKP hükümetinde yolsuzluğa en çok adı karışan bakanların isimlerinin sayıldığına, bu arada Başbakan’ın, damadı, dünürü ve imam hatipten sınıf arkadaşları için ticari kulis yaptığı iddialarının da bulunduğuna dikkat çekelim.
Sanıyorum yeni belgeler açıklandıkça, ABD-PKK ilişkileri, çuval geçirme olayı, e-muhtıra dosyaları açıldıkça resmi müzakerelerin kibar diplomatik dilinin gerisindeki siyasi hesaplara, ikiyüzlülüğe belgeleriyle tanık olacağız.
* * *
Arkadan konuşan bir arkadaşınızın kapatmayı unuttuğu telefonunu dinlemek gibi bir şey bu... Bundan sonraki ilişkinizde hiç o sözleri duymamış gibi yapabilirsiniz, ama duyduklarınız ilişkinize muhakkak yansıyacaktır.
Ankara’nın artık İlham Aliyev’e aynı gözle bakması mümkün mü?
Ya da Davutoğlu’nun kendisini “Çok tehlikeli bir İslamcı” olarak gören Amerikalılara...
* * *
Velhasıl, özlenen “şeffaf devlet”i gerçekleştirmek, korsanlara kısmet oldu.
Belgeler, diplomasinin smokinini çıkardı, “ev hali”ni bize gösterdi.
“Kediye kedi denen”, sahici değerlendirmeler okuma şansına kavuştuk.
Şimdi düne göre çok daha gerçekçi bir dünya algısına sahibiz. Dostu düşmandan ayırabilir, buna göre pozisyon alabiliriz.
Teşekkürler WikiLeaks!