Can Dündar

Can Dündar

candundarada@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Yok, yok, bizimkileri değil; Sovyetler’dekileri... 20 yıl önce bugünlerde Gorbaçov’un Sovyetler’in sonunu hazırladığını düşünenler, darbe yapmaya karar vermişti.
BBC’nin o yıllardaki Moskova muhabiri Bridget Kendall, darbe girişiminin kilit aktörlerini konuşturmuş.
Son derece öğretici bilgiler... Çünkü 19 Ağustos 1991 günü Rusya Federasyonu Başkanı Yeltsin’in tank üzerine çıkarak önlediğini sandığımız darbede Amerikan “erken uyarı sistemi”nin devreye girdiği ortaya çıkıyor.
ABD’nin o dönem Moskova’daki Büyükelçisi Jack Matlock, darbe planını 1991’in Haziran’ında öğreniyor. Hemen Kremlin’e gidip Gorbaçov’u uyarıyor:
“Size karşı bir darbe hazırlanıyor. Her an uygulanabilir” diyor.
Gorbaçov başta ciddiye almıyor, gülüyor.
Ama daha sonra yayımlanan kitaplardan öğreniyoruz ki, KGB Başkanı’nın Rus Savunma Bakanı ile yaptığı konuşmayı Amerikan gizli servisi dinliyor, ABD Başkanı Bush, bu görüşmeyi, Rusya Federasyonu Başkanı Yeltsin’e bildiriyor.
Erken uyarı sonuç veriyor. Ve darbe önleniyor.
* * *
Bugün Libya haberlerini 20 yıllık bu anıların ışığında okuyunca -şu anda bu kez isyancılardan yana- nasıl bir istihbarat akışı olduğunu hayal edebiliyorsunuz.
Washington’un darbeleri, isyanları ne zaman ihbar, ne zaman teşvik ettiğini düşünüyorsunuz.
Mesela 12 Eylül’de askerlerin darbe hazırlığından haberdar değiller miydi?
Niye 20 yıl önce Gorbaçov’a yaptıkları “kıyak”ı 30 yıl önce Demirel’den esirgediler?
Neyse ki 1993 girişimi her nasılsa deşifre oldu da yeni bir faciadan kurtulduk.
* * *
Neyse, bunları bırakalım da -hayli şişmanlamış görünen- Gorbaçov’un, dönemin İngiliz Başbakan’ı John Major’a anlattığı bir fıkrayla bitirelim:
“Sovyetler devrilmeden önceki dönemde Moskova’da gıda kısıtlaması varmış. Uzun süre ekmek kuyruğunda bekleyenlerden biri yanındakine dönüp,
‘-Ben bu işten bıktım komşu’ demiş; ‘Hepsi Gorbaçov’un yüzünden... Karar verdim, öldüreceğim bu adamı...‘
İki gün sonra tekrar kuyrukta karşılaşmışlar. Komşusu ‘Ne oldu Gorbaçov işi‘ diye sorunca bizimki boyun bükmüş:
‘Yapamadım. Gorbaçov’u öldürme sırası çok uzundu.’”
Şükür ki artık sadece iş bağlama kuyruğu var Moskova’da...
Yarın Libya’da olacağı gibi...


Yine sinema


Geçen haftaki “Sinemada tekelleşme” yazıma açıklamalar gelmeye devam ediyor.
Mars ve AFM gruplarının birleşmesiyle her 4 salondan 1’inin bu grubun olacağını, AVM’lerde bu yoğunlaşmanın yüzde 71’e ulaşacağını yazmıştım. Birleşen gruplardan açıklama geldi:
“AVM’lerdeki 950 salonda Mars-AFM ortaklığının payı yüzde 45’tir” diyorlar. Bu veriyi düzeltiyorum.
Özen Film’in sahibi Mehmet Soyarslan, “Asıl yüzde 60-70’lik hâkimiyet, 100 kopya altında vizyona giren yabancı filmlerde ortaya çıkıyor” diyor.
Büyülü Fener’in işletmecisi İrfan Demirkol örnekliyor:
“Yeni vizyona giren filmlerden:
* Patrondan Kurtulma Sanatı’nın 57 kopyasından 38’i (yüzde 67),
* Suikast’ın 25 kopyasının 15’i (yüzde 60),
* Her Yerde Aşk Var’ın 25 kopyasının 17’si (yüzde 68),
* Vampir Cehennemi’nin 7 kopyasının 6’sı (yüzde 86) hâkim grupta...
Mars+AFM tercihini yapıyor, kopya kalırsa diğer sinemalar filmi gösterebiliyor. Bu durumda az kopyalı filmlerin salon bulamaması, kopya bulamayan sinemaların da kapanması kaçınılmaz.”