Can Dündar

Can Dündar

candundarada@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Eski bir CHP milletvekili anlatıyordu geçenlerde... Kılıçdaroğlu’nu aramış:
“Parti Meclisi için adayım sayın Genel Başkanım” demiş.
Telefonun diğer ucunda “derin bir sessizlik” olmuş.
CHP lideri bir süre susmuş.
Sonra “Hayırlı olsun” demiş. Kapatmışlar.
Durum, anlaşılmış.
* * *
Bugünlerde CHP’de çok sık yaşanan bir sahne bu...
Kılıçdaroğlu “Parti Meclisi listesini bizzat, ben, kendim yapacağım” dedi ya...
Buradaki “3’lü vurgu” (yani aynı anlama gelen “bizzat”, “ben” ve “kendim”in aynı cümle içinde kullanılışı) herkesin aklında kaldı.
Bu, “İşime karışmayın” demekti.
Karışmaya kalkanlar, kendini hatırlatanlar, listeye isim sokuşturmaya çalışanlar, partide “derin sessizlik”le karşılaştılar.
Bunun üzerine birçoğu, kendi ismini medya aracılığıyla duyurma ya da hatırlatma yolunu seçti.
* * *
CHP’deki hava, Genel Başkan’ı çalışacağı ekibini kurmak konusunda rahat bırakmak yönünde... Herkes buna hem hakkı hem ihtiyacı olduğuna inanıyor.
“Parti içi demokrasi”, “çarşaf liste”, “delegenin iradesi” lafları pek telaffuz edilmiyor. “Liderin engelsiz çalışma hakkı”, “Parti Meclisi ile Genel Merkez’in uyumu” lafları revaçta...
Deniz Baykal’ın da çarşaf liste hatırlatmasıyla, ilerde “Ben uyarmıştım” diyebilmek için tarihe bir not düştüğü, kurultayda konuyu gündeme getirmeyeceği tahmin ediliyor.
Partinin önde gelen isimlerinden biri ile sohbet ettik:
“İlk kez bir genel başkan ‘Başarısız olursam giderim’ diye söz verdi. Bu çok önemli... Bize elimizden geldiğince destek olmak düşer” dedi.
* * *
Kurultayda herkes listedeki isimlere odaklanmış olsa da kamuoyu asıl, Kılıçdaroğlu’nun konuşmasını merak ediyor.
Seçime 6 ay kala gerçekleşen bu kurultayda, CHP liderinin artık iktidar eleştirisiyle sınırlı kalmaması ve kapsamlı bir iktidar programı ortaya koyması bekleniyor.
Özellikle Kürt sorunu, laiklik tartışması, sivilleşme, yoksulluğa çözüm gibi konularda hem partisinin tavrını netleştireceği, hem de örgüte seçim kampanyası için bir kılavuz vereceği sanılıyor.
CHP’nin sadece gündeme yolsuzluk dosyaları taşıyan ve iktidarı eleştirmek dışında iddia taşımayan bir parti görünümünden sıyrılması, her alanda alternatif politikalar ortaya koyması, bu arada bir gölge kabine oluşturması da beklentiler arasında...
Bu kurultayla parti içi muhalefetten kurtulduktan ve kendi kadrosunu kurduktan sonra Kılıçdaroğlu’nun önünde hiçbir engel, zorluk, bahane kalmamış olacak.
Konjonktür yanında, kamuoyunda kredisi var, partisinin oyları yükseliyor. Şimdi CHP seçmeni, Genel Başkan’dan kendisine dönük sempatiyi, yenilenmiş bir kadroyla pekiştirmesini, çoğu yerde muğlak görünen, ikircikli kimi parti politikalarını netleştirmesini ve bugün bir iktidar yürüyüşünü ateşlemesini bekliyor.
CHP “Kemal”e erecekse, gün bugündür.