Başbakan’ın dün il başkanlarına konuşurken en çok alkış alan sözü neydi?
“Anayasa değişikliğiyle 12 Eylül’den hesap sorulacak.”
Demek tabanda böyle bir hassasiyet var.
Peki adama sormazlar mı:
“Daha bir gün önce CHP liderinin ‘Gelin şu yüzde 10 barajını indirelim’ teklifini neden reddettiniz?”
* * *
Yüzde 10’luk seçim barajı, bir 12 Eylül çocuğudur.
1983 doğumludur.
Amaç, “sakıncalı” partileri Meclis’ten uzak tutmak, koalisyona mani olmak, tek parti iktidarını sağlamlaştırmaktır.
O baraj sayesinde Özal, yıllarca tek başına iktidarda kalabilmiştir.
Her farklı görüşün “sakıncalı” sayıldığı darbe döneminde Erdoğan’ın mensup olduğu Milli Görüş ve “çevredekiler”, bu antidemokratik sisteme karşıydı.
Ama ne zaman ki AKP ile “çevre”, “merkez”e geldi; ne zaman ki baraj, Erdoğan’ın lehine işlemeye başladı; Başbakan’ın dilinde “demokrasi”nin yerini “istikrar” aldı.
“Siyasette istikrar için yüzde 10 barajı çok önemli”ydi.
Hatta (daha fenası) “Türkiye, barajın indirilmesine henüz hazır değil”di. (12.02.2010 tarihli demeci)
Hani halkçıydık; milli iradeye güveniyorduk?
Hani demokrattık; tek parti yönetimine karşıydık?
Hani sivildik; 12 Eylül’den hesap soracaktık?
* * *
Yüzde 10 barajında ısrarın tek bir anlamı var:
”12 Eylül’ün keyfini biraz da biz sürelim.”
Yoksa hangi demokrat bu tabloyu savunabilir:
DEHAP Diyarbakır’da yüzde 56 oy alıyor.
AKP’nin oyu kaç?
Yüzde 16...
Yüzde 56 oyla DEHAP kaç milletvekili çıkarıyor?
Sıfır.
Yüzde 16 oyla AKP kaç milletvekili çıkarıyor?
Sekiz.
Neden?
Çünkü DEHAP Türkiye genelinde yüzde 10 barajının altında kalmış.
O çok yüceltilen “vatandaşın tercihi” hiçe sayılarak Güneydoğu’da 2 milyon oy çöpe atılmış.
AKP, halkoyuyla değil, o baraj sayesinde iktidar olmuş.
Bugün sıkılmadan savundukları sistem budur.
Sonra da Başbakan dün “BDP Kürtleri temsil etmiyor, bizde daha fazla Kürt milletvekili var” diyor ve inanmamızı bekliyor.
* * *
Yüzde 10’a dair iktidarın tüm argümanları çürüktür:
“İstikrar” mı?
Barajın istikrar getirmediğini, koalisyonları bitirmediğini 90’lı yıllarda gördük.
“ ’Aşırılar’ı Meclis’e sokmamak” mı?
Buna da yaramadığı görüldü. BDP’liler son seçime bağımsız girip Meclis’te yerlerini aldılar.
“AB standardı” mı?
Dün Rıza Türmen de yazdı: 47 Avrupa devleti arasında yüzde 10 barajı olan bir tek devlet yok. Büyük çoğunlukta baraj yüzde 6’nın altında...
* * *
O halde?
Bu haliyle baraj bir tek şeye yarıyor:
AKP iktidarının sürmesine...
Adalet Bakanı bile “Türkiye bu barajla orta ve uzun vadede yürüyemez” dedi geçenlerde...
Şimdi Kılıçdaroğlu, “Barajı yüzde 7’ye indirelim” diyerek somut teklifini ortaya koydu ve “Barajdan CHP de memnun” diyenlere net bir cevap verdi.
Başbakan ne dedi?
“Olmaz, istikrar bozulur.”
Bu referandumun “12 Eylül’e karşı demokratik anayasa” için yapıldığına hâlâ inanan varsa inansın.
O baraj orada durdukça boş laftır.
Ve bilinmeli ki, Demirel’den sonra ülkemizin yeni “Barajlar kralı” Recep Tayyip Erdoğan’dır.