Türkiye’ye sığınan Suriyeli bazı mülteci kadınlar için özelikle sınır bölgelerde bir pazar oluşturulduğu; para karşılığı erkeklere ikinci üçüncü eş olarak satıldığı, tecavüze uğradıkları artık bilinen bir gerçek.
Ruhsal Travma Toplantıları’nın tam da bu nedenle anlam ve önemi büyük...
Bu toplantılardan amaç; mültecilik de dâhil olmak üzere savaşın ve çatışmanın farklı yönlerinin tartışılmasına olanak sağlamak, insanlara destek olabilmek.
Sorunun doğru tanımlanması ve yol gösterici ölçütlere ihtiyaç duyulduğu için de ortak deneyim ve bilgi paylaşımı bu toplantılarda önemli rol oynuyor.
Bir savaşın yaralarını sararken ve özellikle de mülteci kadınlara ve çocuklara yaşatılan kâbuslara çözüm üretirken yeni ağır travmalara yol açılıyorsa bu en ‘basit’ haliyle haberdir.
Suriyeli mültecilerin yaşadıkları travmaları konu alan son panelde, Suriyeli bir kadının kamp çalışanı tarafından tecavüze uğradığı, ancak bu olayla ilgili işlem yapılamadığı ortaya çıkınca Milliyet Burcu Karakaş’ın bu haberine “Öncüpınar Kampı’nda mülteci kadına tecavüz” başlığı ile yer verdi.
Manipüle haber
Psikolog Mustafa Çetinkaya söz konusu habere şu sözlerle itiraz ediyor:
“Haberde yer alan içerik, yeterince araştırma yapılmadan kullanılmış ifadeler barındırmakta ve kamuoyunu yanlış yönlendirmektedir. Öncelikle bilimsel ortamlardaki tartışmalarda hasta ile ilgili tedavi süreçlerinin paylaşıldığını belirtmekte yarar vardır. Ancak olgu aktarımı mevzubahis haberde yayınlandığı biçimiyle gerçekleşmemiştir. Haberde maddi hatalar mevcuttur; olgunun Öncüpınar kampıyla ilgisi bulunmamaktadır. Haberde belirtildiği gibi kongreye Kilis ilinden de katılmıyorum ve şuanda orada çalışmıyorum.
Ayrıca, olgunun kamuoyuyla paylaşılma biçimi hasta yararına olmadığı gibi bilimsel bir toplantı sırasında paylaşılan mesleki deneyimlerin kamuya bu şekilde aktarılması gazetecilik etiği ile de hiçbir biçimde bağdaşmamaktadır. Bu konu ile benim haber sahibi ile hiç bir konuşmam olmamış, bilgim olmaksızın bilime ve olayın taraflarına zarar verici şekilde manipüle edilmiştir.”
İtirazın gerekçeleri
Habere itiraz eden Psikolog Mustafa Çetinkaya;
- “Öolgu aktarımı mevzubahis haberde yayınlandığı biçimiyle gerçekleşmemiştir” diyor. Bunun Türkçesi; “Evet böyle bir olay gerçekleşmiştir ama yayınlandığı biçimiyle değil.” Ancak nasıl gerçekleştiğini de söylemiyor.
- Çetinkaya tekzip metninde “Haberde belirtildiği gibi kongreye Kilis ilinden de katılmıyorum ve şu anda orada çalışmıyorum” diyor. Haliyle ‘orada şu anda çalışmıyorum’ diyerek aslında bu olay gerçekleştiği sırada orada mı çalışıyordu sorusunu akla getiriyor. Ancak bu sorunun yanıtını da gönderilen açıklamada bulmak mümkün değil.
- “...Olgunun Öncüpınar kampıyla ilgisi bulunmamaktadır” diyor ama hangi kampla ilgisinin bulunduğunu da açıklamıyor.
- “Bu konu ile benim haber sahibi ile hiç bir konuşmam olmamış, bilgim olmaksızın bilime ve olayın taraflarına zarar verici şekilde manipüle edilmiştir” diyor. Bu tür toplantılar da bilgi sunumunu haber yaptığınızda sunumu yapan kişiden muhabirler ayrıca izin almaz. Ancak böylesine önemli haber değeri taşıyan bir bilgi için kendisiyle de ayrıntılar için konuşulmalıydı.
- Haberin taraflara zarar verici manipüle bir haber olarak değerlendirilmesi de büyük bir haksızlık. Üstelik tecavüz eden kamp görevlisinin ve tecavüze uğrayan Suriyeli kadının kimliği açıklanmamışken...
‘Araştırılmalıydı’
Buradaki sorun bir toplantıda ortaya çıkmış bir tecavüz olayı var. Bu haber olacaksa ayrıntılarıyla araştırılmalıydı. Bir kampta tecavüze uğrayan kadın şikâyetçi olmasa bile neden bu olayla ilgili hukuki sürecin başlatılmadığı, tecavüz eden görevlinin halen kampta çalışıp çalışmadığı, kampın güvenliğinden sorumlu personeli kimin atadığı, kamu görevlisi olup olmadıkları gibi çok sayıda soruya yanıt aranabilirdi.
Prof. Dr Sevda Alankuş’un sözüdür. Der ki; “Gündelik hayatta kırılma yaratan her olay haberdir. Savaşsa önce kadınların gündelik hayatında kırılma yaratıyor.”
Dolayısıyla mülteci de olsa bir kadının kendi hayatında kırılmalar yaratan bir tecavüz olayını yargıya taşımamasının, bir savaşın yarattığı travmadan bazen çok daha büyük olduğunu anladığımızda bu tür haberlerin ne kadar önemli olduğunu öğrenmiş olacağız... Bu kadar önemli bir habere haberin içeriğini bir tarafa bırakıp, maddi hatalar gibi gerekçelerle itiraz etmek de ayrıca hoş değil.