Hepimiz biliyoruz ki; şiddete maruz kalan, öldürülen, cinsel tercihleri yüzünden aşağılanan, ayrımcılığa, istismara uğrayan kadınları, çocukları, eşcinselleri koruyan, kollayan yasalarımız yok, hiç olmadı!
Hükümet özellikle kadın ve çocuklara yönelik cinsel suçlara ‘ağır cezalar’ getirmek amacıyla yasal düzenlemelere gideceğini söyleyince haliyle söz konusu yargı paketinin takipçisi de önce kadınlar oldu...
Ancak kadınlar şokta!
Kadın örgütlerine göre; söz konusu yargı paketinde kadına karşı şiddet ve kadın cinayetleri konusunda tek bir düzenleme yok!
Tam tersine, kadınlara tecavüz sırasında uygulanan/uygulanacak şiddet konusunda erkeklere yeni “ceza indirimleri” geliyor!
Basına çağrı!
Şiddete Son Kadın Platformu çatısı altında bir araya gelen 242 kadın örgütü TCK’da yapılması düşünülen değişikliklere karşı kamuoyunu uyarmak, özellikle de Türkiye basınını cinsel suçlarla etkin mücadele ve “kadın cinayetlerine son” vermek için birlik olmaya çağırıyor.
Medyanın demokratikleşme adı altında yapılan bazı yasal düzenlemeleri kamuoyunda tartışmaya açmasının önemine değinen kadınların pakete ilişkin eleştirileri ise şöyle:
“Cinsel suçlara ceza artırımından söz edildi ama erkeklere ceza indirimi planlanıyor. Cinsel suçlarda kadın ve çocuğun beyanı esas alınmıyor. Cinayet davalarında haksız tahrik indiriminin uygulanmasının önüne geçecek bir düzenleme yapılmıyor. Aksine tahrik indirimiyle erkekler yine koruma altına alınıyor. Çocuk tacizinde verilen ceza düşürülüyor! Suçluya ‘hastalık’ teşhisi koyarak suç yine meşru hale getiriliyor. Çocuk yaşta ve zorla evlendirmeye ceza getirilmiyor ama evlilik dışı ilişkileri cezalandırılıyor. 15-18 yaş arası genç kadın ve erkekler arasındaki cinsel ilişkiye dair hapis cezasını artırmak gibi...”
Kadınlara göre; cinsel şiddetle mücadele açısından kadın danışma merkezleri, kadın/çocuk sığınakları, Alo şiddet hattı ile cinsel şiddet kriz merkezleri yaşamsal önem taşıyor. Bu kurumsal mekanizmalar oluşturulmadan, kağıt üzerinde yasaları ağırlaştırmak/ hafifletmek hiçbir toplumsal /cinsel sorunu çözmeyecek!
Görünen o ki; söz konusu yasal düzenlemelerin önemli bir kısmı cinsel taciz ve saldırıyı önlemeyecek, çocukları ve kadınları korumayacak, saldırganlar üzerinde caydırıcı etkisi olmayacak düzenlemeler...
LGBT birey unutuldu
Dolayısıyla konunun medya açısından önemi de ortada.
Basın hukukçuların sivil toplum örgütlerinin bu konuya ilişkin değerlendirmelerine yer vermeli.
Aksi halde; eşcinsellere, kadınlara ve çocuklara yönelik cinayet, tecavüz, taciz olaylarında yargı kararlarını eleştirmeye devam edeceğiz...
Tıpkı geçtiğimiz günlerde Avcılar’da yaşayan Seda isimli trans kadının öldürülmesi olayındaki mahkeme kararı gibi... Mahkeme maktulün “travesti” olmasını gerekçe göstererek katilin cezasını müebbetten 15 yıla düşürmüştü.
Sonuç itibariyle TBMM’de bekleyen TCK değişikliği paketinde kadın ve çocuk var ama düzenlemeler sorunlu. LGBT ise yine yok, yine unutturuluyor.
Ayrımcı yasa çözemez
Peki, Türk Ceza Yasası, yurttaşların hiçbir ayrımcılığa maruz kalmadan suçtan korunmasını sağlamak değilse nedir?
Vatandaşını cinsel tercihi yüzünden ayrıştıran onu sistemin dışına atan bir yasal düzenleme o toplumun ayrımcı ve şiddet yanlısı eylemlerine çare olabilir mi?
Medyaya en büyük eleştiri; bir yasal düzenlemeyi tartışmaya açmadan, kamuoyunu o konuda bilgilendirmeden haberi olduğu gibi paylaşmak, demokratik kitle örgütlerinin tepkilerine yeterince yer vermemek...
Konuya ilişkin olası sonuçları her şey olup bittikten sonra yazmanın anlamı var mı? Kadınlar bu yasalara itiraz ediyor. Önce kadınları dinleyin!