HDP Grup Başkanvekili Pervin Buldan, İmralı’da Abdullah Öcalan’la devlet heyeti arasında gerçekleşen iki görüşmeyi geçtiğimiz hafta Milliyet’e değerlendirdi.
Buldan bu görüşmelerde sürecin devam etmesi konusunda konsensüs (uzlaşma) sağlandığını, Öcalan’ın Kürt sorununun çözümü için iki yasa üzerinde ısrar ettiğini ve moralinin önceki görüşmelere nazaran yüksek olduğu yönünde bir değerlendirme yapınca Milliyet habere “İmralı ile iki konuda uzlaşma” başlığını attı.
Haberin spotunda ise “İmralı’da Öcalan’la görüşme heyetinde yer alan Buldan, ‘Bölgesel Özerk Yönetim Yasası’ ve ‘Demokratik Sivil Toplum Yasası’ konusunda hükümetle uzlaşmaya varıldığını söyledi” ifadelerine yer verildi.
Sürece ilişkin mutabakat
Söz konusu haberde devletle Öcalan arasında sağlanan mutabakattan kasıt; sürece ilişkin talepler ve yapılması gerekenlerle ilgili ön görüşmede uzlaşmaya varılması üzerine. Yani sürecin işlemesi adına yapılan bir mutabakat söz konusu.
Haberin içerisinde Öcalan’ın Kürt sorununun çözümünün bu iki yasaya bağlı olduğunu ve bu nedenle bu yasalar konusunda “ısrar ettiği” bilgisine de yer veriliyor. Devletin bu yasalarla ilgili tutumunun ne olacağı yönünde bir bilgi olmadığı halde haberi “uzlaştılar” başlığıyla vermek, haliyle kastı aşan bir durum yaratmakta.
HDP, Milliyet’in bu haberiyle ilgili başlık ve spotta yer alan ifadelerin gerçeği yansıtmadığını belirterek bir düzeltme gönderdi.
Tekzip metninin içeriği
Milliyet düzeltmeyi kurum içi Ombudsman aracılığıyla değil, yazı işleri üzerinden yayımlamayı tercih edince HDP bu kez de Milliyet gazetesinin bu tekzibi yansıtma biçiminin en az tekzip edilen haberin kendisi kadar sorunlu olduğu gerekçesiyle bir düzeltme daha gönderdi.
HDP gazeteye gönderdiği ikinci tekzipte gazetenin ‘anlaşmaya varıldı’ şeklindeki başlığını eleştirdikleri halde, tekzibin, sanki gazetenin başlığını değil, Grup Başkanvekili Buldan’ın sözlerinin düzeltilmesi olarak verilmesini eleştiriyor. Milliyet’in sorumluluğu kabullenmemesinin objektif yayıncılık kriterleriyle bağdaşmayacağını da belirterek.
Haber başlık ve spot
HDP Grup Başkanvekili Pervin Buldan’ın İmralı görüşmelerine ilişkin genel bir durum değerlendirmesini konu alan kasetin çözümü, Namık Durukan’ın bu kaset çözümü üzerinden yaptığı haber, editöryal denetimden geçtikten sonra gazetede yayımlanan haber ve habere yönelik bir düzeltme taleplerini göz önüne alarak bir değerlendirme yapmak gerekiyor. Görünen o ki; HDP iki konuda da haklı.
Devletle konsensüs sağlanması ya da görüşmelerin içeriği konusunda mutabakat sağlanması bu yasalar üzerinde bir anlaşma yapıldığı anlamına gelmiyor. Öcalan’ın söz konusu iki yasada ısrar ettiği bilgisine rağmen başlıkta ve spotta maksadı aşan ifadeler olduğunu kabul etmek gerekiyor. Ancak bu çelişkiye neden olan ifadeler yazının içeriğinde de yer almakta.
Uzlaşı varsa ısrar olmaz!
Dolayısıyla daha önce de belirttim yine yazmakta yarar görüyorum:
Editöryal tercihlerle haberin önemli unsurları öne çıkartılabilir, kısaltılabilir, spot ve başlıklarda değişiklik yapılabilir. Ancak burada önemli olan; haberin özünü ve içeriğini bozacak kısaltmalardan, içerikle örtüşmeyen alakasız başlıklardan ve anlam kaymasına yol açacak spotlardan kaçınılmasıdır. Kısacası editörler haberi okumak zorundadır.
Birbiriyle çelişen bilgilere dikkat çekmesi ve muhabirlere soru sorarak hatayı en aza indirmesi gerekir. Örneğin söz konusu haberde “hükümetle iki yasa konusunda uzlaştılar” derken bir alt başlıkta madem bu iki yasa konusunda uzlaşmaya varılmış o halde neden Öcalan hâlâ bu iki yasa konusunda ısrar ediyor? diye sorabilmek gibi...
Hatayı kabullenmek
Devletin Kürt sorunun çözümüne ilişkin masaya oturmadan önce talepler konusundaki hassasiyeti bilinen bir gerçek. Bugün bu talepleri dinler hale gelmesi bile bir uzlaşmadır. İlerde bu maddelerde uzlaşılabilir de bilemeyiz ama bu olasılığı haber kaynağının size verdiği bilgi ya da temennisi üzerinden yorumlayamazsınız. Olmayan bir şeyi olmuş gibi göstermek meslek etiğine de uymaz. Ayrıca devletle yapılan görüşme ayrı bir şey bu yasaların hükümet üzerinden değerlendirilmesi ayrı.
Ve en önemlisi... Haber yaptığım dönemde birçok kez haberimdeki yanlışın önüne geçmek için kendimi Ombudsmana şikâyet etmiş biri olarak söylüyorum. Bir gazetenin ya da gazetecinin hatasını kabul etmesi o gazetenin ve gazetecinin büyüklüğünü gösterir. Gelen okur mektuplarından da biliyorum ki hatayı düzeltme yoluna giden gazeteye de gazeteciye de okuru büyük bir güven duyuyor.
Namık Durukan’a söz konusu yanlışlığın düzeltilmesi için Ombudsman’a başvurduğu için teşekkür ederim.