Belma Akçura

Belma Akçura

bakcura@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Küresel ısınma ve iklim değişikliği doğuracağı sonuçlar itibariyle, dünya gündemindeki en önemli konulardan birini oluşturmakta. Birleşmiş Milletler’in küresel ısınmadan ötürü dünyayı bekleyen tehlikelere dikkat çektiği son raporu da felaketlerin boyutunun çok büyük olabileceği yönünde. Yüzlerce bilim insanının araştırmalarına dayanarak hazırlanan rapora göre; elimizden kayıp giden dünya; giderek daha çok kirlenecek, daha yoksul olacak, gıda ve su kıtlığının arttığı, sağlık sorunlarının çoğaldığı, ülkelerarası yeni çatışmaların ortaya çıktığı bir döneme girecek. Dolayısıyla hükümetlerin iklim değişikliği politikaları ve olası felaketlere karşı alınacak önlemler akademisyen çevrelerinde gündeminde.
Haberde başlığın önemi
Geçtiğimiz hafta Boğaziçi Üniversitesi’nde; iklim değişikliğinin tarımdan insan sağlığına ve altyapı sistemlerine kadar hayatımızın her alanını nasıl etkileyeceği konusunda gerçekleşen toplantı Milliyet’te “Gıda fiyatları yüzde 85 artacak” başlığıyla yer buldu.
Okurumuz Nazan Demirci haberin başlığının ilk anda ekonomi haberi izlenimi doğurduğunu hatırlatarak şöyle diyor: “Küresel ısınmanın fiyatları nasıl etkileyeceğini bilmek, insan yaşamını ve sağlığını nasıl etkileyeceğinden daha mı önemlidir? Ayrıca bu gidişe dur demenin, alınacak önlemlerin önemine de değinmenizi beklerdim. Kaldı ki; söz konusu toplantıda sadece Türkiye’deki iklim değişikliği ve onun sonuçlarından bahsedilmedi. Bu konuda dünya alarm veriyor. Hiçbir ülke bundan muaf değil. Türkiye’yi vurması beklenen kuraklık sonucu, tarımsal verimlilikte büyük düşüş olacak. Olumsuzluklar en çok kadın ve çocukların yaşam kalitesini etkileyecek” diyorsunuz Nasıl etkileyecek? Bunun yanıtı haberinizde yok. Türkiye bu konuda ne yapacak bu da belirtilmiyor. Söz konusu haber aynı sayfada yer verdiğiniz Cumhurbaş-kanımızın bisiklete binmesinden daha önemsiz değildi.”
Haberi yapan muhabirimiz Burcu Ünal da farklı düşünmüyor. Ünal konuya ilişkin gönderdiği açıklamada şöyle diyor: “Çevre haberleri söz konusu olduğunda sadece Milliyet’te değil ana akım medya genelinde ciddi bir sıkıntı yaşanıyor. Kuraklık gelip kapımıza dayanmışken ve bilim insanları ‘İklim değişikliği konusunda hazırladığımız korku senaryoları gerçekleşmeye başladı’ diye bas bas bağırırken bile bunca duyarsızlık, çevre haberlerine bu kadar az yer ayrılması gerçekten çok acı. Her zamanki gibi her şey için çok geç olduktan sonra büyük ihtimalle ‘mecburi’ haberler yapılacak. Fakat aslında o gün panelde de sık sık vurgulandı ki iklim değişikliğinin neden olacağı etkileri tamamen ortadan kaldırmak mümkün olmasa da alınacak önlemler ile bu etkileri en aza indirgemek mümkün. Bu da ancak ve ancak ana akım medyanın konuya dikkat çekmesi, kamuoyunun bu konuda bilinçlendirilmesi ve de böylece karar alıcıların dikkatinin çekilmesi ile gerçekleşebilir.”
İklim değişikliği etkisi
Okurumuz ve muhabirimiz haklı. Unutmayalım ki; dünyanın bir felaket olarak gördüğü iklim değişikliği ve küresel ısınmayı, hâlâ turist sayısındaki artışa bağlayarak bilinçsizce sevinen bir ülke konumundayız. Dolayısıyla çevre haberlerine duyarlılık, çevre bilinci yaratmak medyanın görevlerinden biridir. Yazıişleri çevre haberlerine gereken özeni göstermek ve çevre haberlerinin aslında hepimizin, insanlığın geleceği açısından ne kadar önemli olduğunu yeniden yeniden hatırlatmak durumunda. Yani çevre haberlerini “kısaltmak” dünyanın ömrünü kısaltmaktır.

Haberin Devamı

EROTİK SİNEMA VE MAHALLE BASKISI

Haberin Devamı

Kartal’da 73 Sineması’nın kapatılması için Cevizli ve Tamirhane Mahallesi’nde yaşayan bir grup Tamirhane Merkez Camii önünde ‘homoseksüel fuhuş yuvası, kapatılmalı’ ifadesinin bulunduğu afiş ve pankartlarla imza kampanyası başlatınca Milliyet habere “Erotik sinemaya mahalle baskısı” başlığıyla yer verdi. Haberde ayrımcı bir dil kullanan mahalleliye sinemanın işletmecisi Halil Çınar’ın “Camilerin önünde imza toplayarak bizi çıkartmaya çalışıyorlar. Bu yaşadığımız mahalle baskısının en güzel örneğidir” ifadeleriyle tepki gösterdiği de belirtilmekte.
‘Bir grup mahalle değil’
Kaos LG Dış ilişkiler Koordinatörü Murat Köylü haberde şu noktalara dikkat çekiyor: Haberinizde ayrımcı bir dil kullanılmamasına karşın, sinema işletmecisinin imza kampanyasını mahalle baskısı olarak yorumlaması ve haberde bunun öne çıkartılması sorunludur. Bir gruba ait imza kampanyası bütün bir mahalle baskısı olarak tanımlanamaz. İkincisi homoseksüel fuhuş yuvası, kapatılmalı’ ifadesi sorgulanmalıydı. Yani homoseksüel olmasalar bu mekânda fuhuşa izin mi verilecekti? Üçüncüsü dedikodu şeklinde gelişen olayın kaynağı nedir? Neye dayanarak bunu kesin bilgiler olarak sunabiliyoruz. Üstelik Sinema işletmecisinin iddiası önemidir ve bu iddianın üzerinde de durulmalıydı. Ayrıca “erotik sinema” ifadesi ne kadar doğru? Her filmde erotizm olabilir. Erotizm ile pornografi arasında ciddi fark vardır. Bu tür haberlerde Kaos LG gibi sivil örgütlenmelerinde görüşlerine yer verilmelidir. Aksi halde bu tür iddialar ve sonrasında yapılan olası saldırılar daha da meşru hale gelebiliyor.”