Nerede Bornova tarihinden söz edilse Levantenler ve onların en büyük izleri olan köşkler sohbetin ana konusu olur. Bu doğaldır, hakikaten Bornova’nın son 300 yılında büyük izler bırakmışlardır, ama Bornova’nın tarihi sadece Levantenlerden ibaret değildir.
Mesela bir Büyük Cami’si vardır Bornova’nın. İzmir’de halen faal olan, en eski camidir. İnşa tarihine dair herhangi bir bilgi bulunmadığı için sanat tarihçilerinin tespitlerinden anlıyoruz ki, caminin mimari karakteri beylikler ve hatta belki de Selçuklular dönemine denk düşer.
Büyük Cami etrafında yüzlerce yıldan bu yana var olan bir de muhteşem Büyük Çarşı vardır. 1970’lerden itibaren nüfus artışıyla paralel olarak yeni alışveriş ve sosyal hayat odakları oluşsa da Büyük Çarşı günümüzde de hâlâ Bornova’nın kalbinin attığı yerdir.
Bornova Büyük Çarşı’ya dair ilk kayıtlara II. Bayezid ve I. Selim devri veziriazamlarından Hersekzâde Ahmed Paşa’nın 1511 tarihli vakfiyesinde rastlıyoruz. Bu tarihin daha eskilere de gitmesi kuvvetle muhtemel ama ilk resmi kayıt olan 1511’i baz alsak bile nereden baksak 500 yıldan fazla bir geçmişi var.
Büyük Çarşı, Avrupalı gezginlerin seyahatnamelerinde de bahsedilen bir yerdir.
Moritz Butch (1863 yılında Bornova’ya geldi): “Köyde (Bornova) oldukça ehemmiyetli bir çarşı ve oldukça büyük bir hamam vardır.”
Francis Herve (1837 yılında Bornova’ya geldi): “Sokaklarının üzeri asmalarla kaplı, altında yürürken üzüm salkımlarının sarktığı bir çarşısı da vardır.”
Charles Colville Frankland (21 Haziran 1828’de Bornova’ya geldi): “Büyük bir pazarı, güzel bir camisi ve doğuya özgü yapıları var.”
Cümleleriyle bahsetmişler Bornova Büyük Çarşı’dan.
Bornova Büyük Çarşı, medresesi (Dar-ül Kurra), binalar arasında kaybolup giden hamamı, türbesi, haziresi ve Büyük Cami ile birlikte küçük bir külliye durumundadır.
Kahvehaneler, lokantalar, nalburlar, kasaplar, kuru kahveciler, berberler bilirler ki ekmek yedikleri bu mekânlar kendilerinden önceki yüzlerce yıl boyunca başkalarının da ekmek teknesi olmuştur. Ve o yüzlerce yıldan süzülüp gelen kültürle esnaflık yapılır Büyük Çarşı’da.
Çarşıda dükkânlar besmeleyle açılır. Camiye ya da yemeğe giderken kapının önüne konulan bir sandalye ya da bir paspas sapı karşılıklı güven için yeterlidir. Büyük Çarşı, doğumda lohusa şekerinden, ölümde kefen bezine kadar her şeyi ve hatta yanında da sıcacık bir merhaba sözünü bulabileceğiniz yerdir Bornova’da. Büyük Çarşı, hâlâ alışverişini yapan çocukların satıcıya “Parasını akşam işten gelirken babamdan alırsın” dediği yerdir.
Efendidir, kolay kolay efendiliğini bozmaz Büyük Çarşı. Ama biraz kırgındır. 70’li yıllardan itibaren sağına soluna yapılan o koca koca binalar yüzünden kuytuda kaldığı gibi, yönetenlerin gönüllerinde de kuytuda kalmıştır sanki.
Abisidir diye herkesin Kemeraltı’nın üzerinde yoğunlaşmasını kıskanmaz ama, içten içe de merak eder, “Acaba sıra ne zaman bana gelecek?” diye...
Üzmeyin Büyük Çarşı’yı.