Altan Altın

Altan Altın

Altan.Altın@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Öyle anıtsal yapılar vardır ki kentin adını andığınız da aklınıza aynı anda o anıtsal yapı da gelir.
“Paris” ile Eyfel Kulesi, New York ile Özgürlük Anıtı, Atina ile Parthenon, Pisa ile Pisa Kulesi ve Ankara ile Anıtkabir bunlardan birkaç tanesidir.
İzmir’imizin de bir Saat Kulesi vardır ki akıllardaki “İzmir” imajının tamamlayıcı parçasıdır adeta…
Bugün İzmir’imizin mücevheri Saat Kulemiz’den bahsedelim.
1901 yılı Padişah 2. Abdülhamit’in tahta çıkışının 25. yılıdır ve 25. yıl anısına devletin 30 civarında vilayet ve kazasında anıtsal eserler yapılmasına karar verilmiştir. Bu eserlerden biri de İzmir’de yapılacaktır. Vali Kamil Paşa’nın başkanlığında Belediye Reisi Eşref Paşa’nın da aralarında bulunduğu bir kurul oluşturulur. Kurul ilk toplantısını 1 Ağustos 1900’de yapar ve alınan ilk kararla eserin yapılacağı yer belirlenir. Sıradaki iş eseri kimin yapacağına karar vermektir. Adaylar arasında yapılan değerlendirme neticesinde Frenk Mahallesi’nde bir mimarlık ofisi olan Raymond Charles Péré üzerinde fikir birliğine varılır.
Mimar Péré hemen çalışmalarına başlar ve yaptığı birkaç mimari çizim örneğini kurula sunar. İçlerinden bir tanesi, yani günümüzdeki Saat Kulesi’ni resmeden çizim beğenilir.
Şimdi lütfen bu yazının içeriğindeki çizime dikkat edin!
Mimar Péré’in Konak Meydanı’na dikilecek anıt eser için yaptığı alternatif eskizlerden biri de bu çizimdir. Eğer o gün günümüzdeki Saat Kulesi’nin eskizi beğenilmeseydi muhtemelen görmekte olduğunuz çizimdeki proje hayata geçirilecek ve bugün Konak Meydanı’nda o eseri görecektiniz.
Proje tespitinin ardından İzmirlilerin de katılımıyla 1 Eylül 1900 tarihinde temel atılır. O gün halkın görmesi için saat kulesinin ahşaptan yapılan bir maketi de sergilenir.
Bir maket de İstanbul Pera’daki kuyumcu Zinguili Usta’ya yaptırılmıştır. 900 ayar gümüşten imal edilen 90 cm yüksekliğindeki maket Sultan 2. Abdülhamit’e gönderilir ve çok beğenilir. Başlıbaşına muhteşem bir eser olan bu maket halen Topkapı Müzesi depolarındadır. İzmir tarihi konusunda gerçek bir derya olan değerli dostum Yaşar Ürük’ün depolarda bekleyen bu muhteşem eseri gün ışığına çıkarmak ve fotoğraflamak için yıllar boyunca verdiği mücadele gerçek bir başarı hikayesidir.
1 yıl içinde tamamlanması gereken inşaat çalışmaları hızla başlar. Gövde inşası için gereken taşlar Denizli’den, sütunlar için gereken yeşil ve bordo mermerler de Marsilya’dan getirilir (bu sütunlar zamanın etkisi ve kirlilik yüzünden renklerini yitirmişlerdir). İnşaat tamamlandıktan sonra Alman İmparatoru II. Wilhelm tarafından armağan edilen saat de yerine monte edilir ve 1 Eylül 1901’de binlerce İzmirlinin huzurunda muhteşem bir törenle İzmir Saat Kulesi hizmete girer.
1929 ve 1974 yıllarındaki depremlerde iki kez başlık kısmı yıkılan ve bu kısmı tekrar yapılan Saat Kulemiz yılların ve on yıllar boyunca yanı başından geçen araçların egzos gazının yarattığı yıpranma yüzünden geçen günlerde restorasyon sürecine girdi. Sayın Yaşar Ürük’ün her fırsatta dile getirdiği kulenin tam altından geçen metro yüzünden ortaya çıkan titreşimlerin etkisini engeller mi bilinmez ama umarız bu restorasyon İzmir’imizin mücevheri Saat Kulemizin ömrüne ömür katar.