Amcam: “Kahraman aslanlar… Göreyim sizi… Önümüzden kaçan sürüyü Bornova’yı aldıktan sonra tepeleyeceğiz. Hadi aslanlar peşimden kısa kararla süratli…”
Hep birden amcamın peşinden atlarımızı kısa kararla süratliye kaldırdık. Bornova’nın bir tarafından düşman müfrezesi çıkarken diğer tarafından da biz giriyorduk. Sokak aralarında saklanmak isteyen bir iki düşman askerini hemen esir alıverdik ve Ahmet Çavuşa teslim ettik. Bornovalılar dün akşamdan beri bizim süvarileri bekliyorlarmış. Manisa’nın kurtuluşunu kaçan düşman askerlerinden işitmişler. Dağınık kaçan düşman askerleri, “Türkler yarın muhakkak İzmir’e girer” diye konuşmuşlar.
Bugünkü harp amcamı öyle coşturmuştu ki, Bornovalıların bizi candan karşılayışlarına dayanamadı. Meydanlıktaki bir taşın üzerine çıktı. Kendisini delicesine alkışlayan Bornovalılara hitaben coşkun bir nutuk söyledi:
“Muhterem Bornovalılar: Biz zafere hak kazandık. Damarlarında hürriyet ve istiklal ateşi dolaşanların zafer peşinden gelir. Zafer zekanındır. Zafer kahramanlarındır ve zafer hakkı olanlarındır. Korkakların hakkı mağlubiyettir. Ölüm, ölümden kaçanlara musallat olur. Biz Büyük Başkumandan Ulu Gazimizin bize vermiş olduğu hedefe varmak için dörtnalla zafere koştuk. Karşımızda zafer neşesiyle dalgalanan bu şanlı bayrağımızı göğsünüz kabara kabara alkışlayın. Alkış, zafere hak kazanan insanların hakkıdır. Bu bayrak altında ciğerlerinizi hür bir milletin evlatları gibi iftiharla şişiriniz.
Bu toprakları alırken kanını ve canını bu yurdun kurtuluşu ve bu milletin istiklali uğrunda feda eden aziz şehitlerimizi unutmayınız. Kurtuluşunuz aziz ve mukaddes olsun aziz Bornovalılar.
Amcam İbrahim Hakkı’nın her cümlesi coşkun ve sürekli alkışlarla kesiliyor ve alkışlar dakikalarca sürüyordu. Bornovalılar uzun esaret yıllarından sonra şanlı ve kahraman ordumuza kavuşmuş bulunuyorlardı. Çılgınca, kendilerinden geçercesine bayram yapmaları tabii idi.”
Bornova özellikle Havuzbaşı ve Meyhane Boğazı civarında (Meyhane Boğazı denilen yer günümüzdeki 455 sokaktır) yaşanan çetin çatışmaların ardından düşman askerinden temizlenmiş, gerekli tedbirler alınıp ortalık sakinleştikten sonra Yüzbaşı İbrahim Hakkı ve bölüğü de akşam saatlerine yakın İzmir’e doğru yola çıkmıştı.
14. Süvari Alayının 1. Bölük Komutanı Yüzbaşı İbrahim Hakkı Bey, 9 Eylül 1922 günü sabahı Bornova’ya giren ilk birlik komutanı olarak tarihe geçti. Yüzbaşı İbrahim Hakkı Bey, İstiklal Savaşı sürecindeki başarılı hizmetleri nedeniyle albaylığa terfi ettirilen en genç subay olarak bilinir. İsmet İnönü ve Celal Bayar’ın teklifi ile Gazi Mustafa Kemal Atatürk tarafından kendisine “Erginakın” soyadı verilmiştir.
Yüzbaşı İbrahim Hakkı o günkü kahramanlıkları ile “Bornova Kurtarıcısı” olarak tarihe geçti. 1954 yılı temmuz ayında vefat eden İbrahim Hakkı Erginakın muhtemelen o günün koşulları nedeniyle mütevazi bir mezara defnedilmişti. İzmir Büyükşehir Belediyesi geçtiğimiz yıllarda İbrahim Hakkı Erginakın’ın kabrini yenileyerek çok güzel bir anıt mezar haline getirdi. Akıl edenlerin, emeği geçenlerin bir teşekkürü hak ettiğini düşünüyorum.
Celal Sıtkı Gürler’in, “Bu Vatan Bizimdir” adlı anı kitabı sayesinde 9 Eylül 1922 günü Bornova’nın Türk ve Rum nüfusunun yoğun olarak yaşadığı mahallelerde yaşananlara biraz daha ışık tutulmuş oldu.