İbadetlerin en güzel hali gizli tutulunca açığa çıkar. İnsanlardan gizlediğin oranda Yaradan’ın nezdinde aşikâr olur
İslam dininin en lezzetli ibadeti günün beş vakti kılınan namazdır. Keza namaz yüce Yaradan’ın kullarıyla konuşması, buluşmasıdır. Yaradan’ın kullarına farz kıldığı ibadetlerden bir diğeri ise oruçtur. Her yıl bir ay yerine getirilmesi farz olunan oruçla kullar, Yaradan’a diğer zamanlardan daha çok yaklaşma fırsatı bulur. Oruç, sahurdan iftara kadar aç kalmak değildir; bedensel değil ruhsal bir olgunlaşmayı sağlar. Oruç sayesinde beden dinlendirilir, ruh yükseltilir. Keza bedene bağlı olanlar ve ruhtan haberdar olamayanlar, ramazan ayı boyunca sadece aç kalırlar; iftar gelince de nefisleri onlara her türlü yiyeceğin yanı sıra ağır yükler getirir.
Yaradan’ın özgür kıldığı kulları, değil ramazan boyunca, her gün perhiz disiplininde yaşamalıdır. Bu dünyada açlık çekenlerin olduğunu bilirken, nasıl her öğün tıka basa yiyebilirsin? Keza bedenin istekleri seni sana bağlar; namaz, oruç ve zekât ise seni başkalarına bağlar. Varlık içinde yokluğu yaşayarak öğrenirsek varlıkta da yoklukta da teslim olmaya ulaşırız. Teslimiyetin mükâfatını Yaradan teselli olarak kullarına bağışlar.
İbadetle övünülür mü?
İbadetlerin en güzel hali gizli tutulunca açığa çıkar. İnsanlardan gizlediğin oranda Yaradan’ın nezdinde aşikâr olur. Bilen bilir cancağızım; hiç ibadetle övünülür mü? Övün sessizce kendi gönlünün derinliğine göre sadece... Hele hele ibadetlerini yapmayanı/yapamayanları kınama! Her kim, bir başkasını kınarsa Yaradan tarafından belli ki kınanmış demektir. Keza kulla Yaradan arasına hiç kimse giremez. Oruç tutarak noksan sıfatlarımızı olgunlaştıralım, nefsimizi iyiden iyiye terbiye edelim, kendimizde beğenmediğimiz huylarımızdan kurtulalım. Namaz ve oruç, insanları insanı kâmil yoluna götüren en değerli iki yoldur. İbadetlerimizin Yaradan tarafından övülmesi için, ibadetlerimizi bir başkasına övmemeliyiz.
Zamanının eseri olmak
Ramazan ayıyla her insan bir kez daha mucizeler gerçekleştirme imkânı elde eder. Nedir mucize? Her kim kendisinde beğenmediği bir huyunu, davranışını düzeltirse bundan daha büyük bir mucize olamaz. Hem de bu mucizeyi Yaradan’a göstermiş olursun. Çünkü Yaradan, kullarını saf ve tertemiz gönderdi bu fani dünyaya. Kirlenen, kusurlarla dolan kullarına acır Yaradan. Bu durumda Yaradan, nefsinin istekleriyle kendisini kirleten kullarının Yaradan’ın değerlerine, ahlakına sarılarak yeniden saflaşmasından memnun olur. Kendisinden uzaklaşmış kulu yeniden kendisine yaklaşmıştır. İşte buna sufiler “mucize” derler. Bu ramazan herkes kendisinde bulduğu, gördüğü kusurları temizlesin ve Yaradan’a mucizelerle yaklaşsın. Yaradan’a yaklaşan kişi özgürleşir, ben demekten vazgeçer biz demeyi öğrenir. Oruç böyle bir anlamda mucize vasıtasıdır, aç kalmak değil! Birileri muhtaçken diğerlerinin sefahat içinde olmaması gerektiğini öğrenmektir. Hakk tarafından halka seslenen bir dindir İslam. Lakin halka yabancı bir dille anlatılmamalıdır vesselam.
Yaradan’ı anlayabilmek, görebilmek için Yaradan, her şeyi cömertçe en basite indirgemiştir. İslam’ı halka anlatanların da Yaradan’a uyması gerekir ve halka her şey en anlaşılır şekilde aktarılmalıdır.
İnananlar, zamanın, mekânın ve makamın sınırlarında, Yaradan’ın sürekli yaratma eyleminin devam ettiği ilkesini dikkate alarak aydınlatılmalıdırlar ki çağa ayak uydurabilsinler. Keza Yaradan, zamanının eseri olabilenlere hayrandır. Yaradan’ın hayreti üzerimize nasip olsun, ramazan ayımız mübarek olsun.