Mısır veya hiçbir ülkenin medeniyet katmanı, Anadolu medeniyetleri kadar ne derin ne de yüksektir. Lakin biz bir türlü on bin yıllık bu muazzam kültürümüzle bağ kuramadık
Mısır’da geçtiğimiz günlerde Eski Eserler Müzesi’ndeki firavun mumyaları, başkent Kahire’nin caddelerinden kortejle Ulusal Mısır Medeniyetleri Müzesi’ne nakledildi. Tüm dünyanın hayran kaldığı bu programı, karmaşık duygularla izledim. Takdir etmenin yanı sıra kıskandım, keşke dediklerime bir yenisinin katılmasından üzüntü duydum. Biz Anadolulular neden onlarca kültür katmanından oluşan kadim geçmişimizin biriyle bile bu denli bağ kuramadık? Nihayetinde Mısır denilince akla sadece piramitler gelir; Anadolu gibi ne çeşitlilik ne zenginlik ne de tarihsel takvim bakımından öncelere gidebilir. Göbeklitepe’den başlayan Anadolu’nun ve dünyanın inanç, kültür ve tapınak tarihi, günümüze kadar birçok medeniyet katmanları oluşturur. Luvi, Hatti, Hurri, Hitit, Urartu, Frig, İonya, Likya, Karya, Helenistik Dönem, Roma, Selçuklu ve Beylikler dönemleri, Osmanlı, sadece başlık olarak alabildiğim medeniyetlerin isimleridir.
Anadolu’nun yüksek medeniyeti
Mısır veya hiçbir ülkenin medeniyet katmanı, Anadolu medeniyetleri kadar ne derin ne de yüksektir. Lakin biz bir türlü on bin yıllık bu muazzam kültürümüzle bağ kuramadık! Mısırlıları kıskanmamın temel sebebi bir şeyin nasıl yapılacağını bilmemize rağmen, bunu yapamamanın verdiği üzüntü kaynaklıdır. Mısır muhteşem bir şekilde tüm dünyanın bakışlarını ülkelerine çevirdi. Bugün dünyada pek çok ülke, savaş, ekonomik kriz veya binbir türlü olayla haber konusu olurken, Mısır yeni açtığı müzesiyle gündeme geldi. Bu, sadece yeni bir müze açılışının görkemli gösterisi değildir; aynı zamanda neyin ne olduğunu bilen kültürlü bir anlayışın zaferi, erdemi ve sunumudur.
Ruhları onurlandıran tören
18 kral ve 4 kraliçeye ait 22 firavunun mumyaları, yeni müzeye devlet töreniyle nakledildi. Firavunların bir dönem Mısır’da hüküm sürmeleri, onların devlet töreniyle nakledilmelerini gerekli kılar düşüncesine gıptayla saygı duyuyorum. Âlicenap bir tutum ve davranış. Ruhlar ölümsüzdür değerli dostlar. Bu firavun ve eşleri, fani bedenleri için düzenlenen töreni seyretti ve binlerce yıl yönettikleri ülkelerinin yeni sakinlerini teşekkürlerle selamladı. Firavunlar dönemini yansıtan kıyafetler, dönemin atlı iki tekerlekli arabalarıyla âdeta zamanla birlikte bizleri de gençleştirdi. Binlerce defa teşekkür ederim Mısırlı yetkililere, bu zarif vefaya.
Homeros’a doğum günü partisi
Hey koca yurt Anadolu! Biz ne zaman Homeros oğlunun doğum gününü kutlayacağız? Diyojen için Sinop’ta Fener alayında yürüyeceğiz? Tales adına Miletos’ta bilim ve felsefe etkinliklerinde düşüncelere dalacağız? Dede Korkut onuruna Bayburt’ta düzenlenen toyda coşacağız? Mısır firavunu Ramses’i, Kadeş’te toza dumana katan oğlun Hattuşili için Zafer alayı düzenleyeceğiz? Apollo ve Dionysos için bahar ve bağ bozumu şenliklerinde eğleneceğiz? Biz ne zaman antik tiyatrolarımızda, Sofokles’in oyunlarını, o devrin tüm detaylarını yaşayacağız? Ve ne zaman biz demeyi öğreneceğiz de toprak ana, sana ve yurdun Anadolu’muza vefamızı ödeyeceğiz! Şayet bütünsel anlamda biz demeyi öğrenebilirsek her hafta Anadolu’da düzenleyeceğimiz festivaller, gösteriler sayesinde, dünyanın bakışlarını sürekli gıptayla üzerimize çekeriz. Kültür, değerleri ortaya koyar; turizm ise bunu lanse eder. Turizm ile kültürün farkını, ama birbiriyle yakın ilişkisini artık iyice bilmemiz gerek.