Ali Canip Olgunlu

Ali Canip Olgunlu

alicanipolgunlu@gmail.com

Tüm Yazıları

Başını sürekli güneşe çeviren ve güneş batınca boynunu büken ay çiçekleri sıra sıra dizildikleri tarlaları sarıya boyuyor

Yüzü sürekli Güneş’e dönük olmasına karşın, ona ayçiçeği deriz. Bir diğer adı günebakan; günçiçeği de deriz ona, gündoğdu ve günâşık da… Rengini Güneş’ten alır, yüzü hem Güneş’e hem Ay’a benzese de rengini aldığı Güneş’e doğru yönelir. İngilizcesi sunflower, Fransızcası tournesol, Almancası sonnenblume… Dikkat edilirse güneşle ilintili bir anlam yüklenen kelimelerle adlandırılır. Lakin Türkçede Ay ile ilgili bir isim verilmesinin sebebi Türk kültürünün Ay’a yönelik olmasındandır. Ay dişidir ki, “ay ana” deriz, Güneş ise erildir ve “gün ata” olarak ifade ederiz. 

Haberin Devamı

Güneş’i seyretmeye kalkışırsak, bir süre sonra gözlerimiz kamaşır, dayanamayız haşmetine. Ay, Güneş’in yansımalarından dolayı seyredilebilir; Ay’ın güzelliğini gösteren Güneş’in ışınlarıdır. Onu aynasından seyret; Güneş’in gün batımına doğru ayrılma vaktiyle gün doğumu arasındaki vakit aralığında. Ay, Güneş’in varlığının kanıtıdır. Güneş batar Ay doğar; Güneş doğar Ay Güneş’in gölgesinde kalır. 

Günebakanın hüzünlü yüzü

Su perisinin aşkı  

Helen mitolojisinde ayçiçeği, Güneş’in tanrısı Apollo ile lirik bir aşk hikâyesinde yer bulur. “Güneşe bakan aşkından dolayı kara dumana karışan” deyimi bu sarı, ay yüzlü çiçekle ilintilidir. Clytie adlı su perisi, Apollo’yu görür görmez âşık olur. Günün hangi saatinde? Elbette Apollo’nun en yakışıklı olduğu yani güneşin akşama doğru saatlerinde… Güneşe gün boyu kimse bakamaz lakin gün sonuna doğru kimse seyretmeye doyamaz. Su perisi Clytie de Apollo’nun bu haline âşık olur, ancak Apollo yüz vermez her nedense? Güzeller güzeli su perisi, güneşe yani Apollo’ya baka baka gözleri kamaşır, başı döner ve nihayetinde aşkının ateşi karşısında yanar yakılır ölür. Güneşi öğle vakti izleseydi başka türlü yanardı; lakin Apollo’yu ışınlarının en az etkili, ancak büyüleyici etkisi en yakıcı zamanında izlediği için yandı; buna aşk ateşi de denilir ki, aşk ateşinin yakıcılığı fiziki ateşin yakıcılığından daha etkilidir. Apollo, su perisinin ölümüne çok üzülür ve babası Zeus’tan bir şeyler yapmasını ister. Bu cansız beden bir şekilde hayat bulmalıdır. Zeus, biricik oğlunun isteğini baştanrı dahi olsa sınırlı gücü doğrultusunda gerçekleştirir ve cansız bedeni sarı saçlı bir çiçeğe dönüştürür. İşte bu çiçek, bizim günebakan dediğimiz, ayçiçeği dediğimiz çiçektir. 

Haberin Devamı

Günebakanın hüzünlü yüzü

Edirne’deki ayçiçeği tarlaları göz alabildiğine uzanıyor.

Yaşamın evreleri 

Vincent van Gogh, ayçiçeğini beş farklı sarı renk tonunda resmeder. Ayçiçeğinin yaşamının farklı evrelerini gösterir. Tomurcuklanmadan çiçek açmalarına ve nihayetinde çürümelerine kadar hayatlarının akışını, zamanın etkilerini; bir anlamda insan yaşamının evrelerini, ayçiçeğini kişileştirerek anlatır. Van Gogh, ayçiçekleri tablolarında resmetmekten ziyade bir anlatım sergiler. İnsanoğlu güneşe bakmalı, o doğarken şükrederek; o zenit noktasındaysa küçülerek, o batarken hamdederek. Ayçiçeklerinin boyları, sarı tonları, büyüklükleri farklı farklıdır; lakin yağları birdir. İnsanoğlu da çeşit çeşittir; bu çeşitlilikler, farklılıklar gibi görülmemeli, özleri yani yağları birdir. Hepimizin yağı birdir ve insan olarak bakalım birbirimizin ay yüzlü yüzüne.  

Haberin Devamı

Güneş hiçbir haliyle yakmaz insanları; mesafesini ayarlayabilmişse şayet insan. İnsanlar da insanlardan şikâyet ediyorsa mesafeyi koyamadıklarındandır elbette. Mesafeyi bildiğini sanarak, bu mesafeyi koruyamayanlardadır eksiklik elbette. Ayçiçekleri güneşe bakar, insan ayçiçeğine bakakalsın bir süreliğine ve koyamadığı mesafeden dolayı hata yapmalarına sebep olanlardan özür dilesin.  

Günebakan çiçeği bizi bize hatırlatır, seni de sana sensiz gösterir. Veda çiçeğidir günebakan. Vesselam ise; en kısa yoldan selamıdır.