Ali Canip Olgunlu

Ali Canip Olgunlu

alicanipolgunlu@gmail.com

Tüm Yazıları

Anadolu’nun düşünce mimarlarından Hacı Bektaş Veli, her ağustosta birçok ritüelle anılır ve yaşatılır

Yunus Emre, Hazreti Mevlânâ, Hacı Bektaş Veli, Ahi Evran, Şemsi Tebrizi, Sadrettin Konevi adlı, aynı dönemin çağdaşı olan bu veliler, düşünceleriyle 13’üncü yüzyıl Anadolu’sunu aydınlatmışlardır. Her biri birer aydınlık feneri olan bu Hakk dostlarından Hacı Bektaş Veli, her ağustosta, düşüncesi, öğretisi doğrultusunda anılır. Hacı Bektaş ilçesinde, Semah ayinleri, söyleşiler ve birçok ritüelle anılır ve yaşatılır. 

Haberin Devamı

Dört kapı kırk makam, Hacı Bektaş Veli’nin düşünce dünyasının makamıdır. Gerçi makamların en makbulü makamsız olmaktır ki, Hacı Bektaş Veli’nin vuslatı sonrasında, makamsızlığı takipçileri tarafından makamlaştırılmıştır. 

Anadolu’ya Horasan bölgesinin Nişabur şehrinden göç eden Pir, 13’üncü yüzyılda, İç Anadolu Bölgemizin Sulucakarahöyük beldesine yerleşir. 13’üncü yüzyılda Moğol istilasıyla âdeta kaos yaşayan Anadolu halkına dinin temel kurallarını, insanıkâmil ahlakı temelinde anlatarak, halkı bu zulümden hem korumaya çalışır hem de inanç dairesinde gelenek ve göreneklerini muhafaza etme misyonunu üstlenir. İslam öncesi Türk gelenekleri ile İslam dininin temel ilkelerini hem korur hem de her şeyi mümkün olduğu kadar basite indirgeyerek halka hitap eder. 

“Temsili pir” seçilir 

Kendisinden sonra, Balım Sultan, Hazreti Pir’in düşüncelerini bir yola koymak ihtiyacı duyar ve Bektaşilik tarikatının temellerini atar. Eş deyişle Hacı Bektaş Veli, bir tarikat kurucusu değildir; Hazreti Mevlânâ gibi… 

Bektaşilik, Balım Sultan ile başlayan tarikatlaşma sürecinde; Şiilik ve 16’ncı yüzyılda da ise Alevilik düşünceleri ve siyasi konjonktürün etkisiyle iç içe girer. Özellikle yeniçeri askerî sınıfının kurulma aşamasında Hacı Bektaş Veli, bu birliğe “temsili pir” olarak seçilince, Bektaşilik kırsalda yaşayan halkın yanı sıra Osmanlı hanedanının en seçkin askerî sınıfı olan yeniçeriler arasında temsil edilir hale gelir. 

Küpe merasimi 

Bektaşi dervişlerinin bazıları evlenmeyi reddettikleri için, onlara “Mücerred dervişler” denir ve kulaklarına taktıkları halka küpe ile diğerlerinden ayrılırlardı. Günümüz Hacı Bektaş Veli dergâhında bulunan bir dut ağacının altında bu küpe takma merasimi düzenlenirdi. Evlenmeme sözü veren derviş, şayet bu sözünde duramazsa kulağındaki küpe sert bir şekilde çekilir ve kulak memesi yırtılırdı. “Eski kulağı kesikler” deyiminin kökeni bu eylemden gelir. Şayet derviş sözünde durursa diğer kulağına küpe, Kerbela’da takılırdı.

Haberin Devamı

Kerbela, hem Şii hem de tarihsel düşünce dairesinden Şiiliğe karşı sapma yaşayan Bektaşiler için önemli bir şehirdir. Aslında Sünniler için de önemlidir. Lakin Şii ve Bektaşiler her yıl muharrem ayının onuncu günü Kerbela’da şehit edilen Hazreti Hüseyin’i anmak için pek çok ritüel geliştirmişlerdir. On günlük bir yas orucu tutulur; asla zevk, neşe veren eylemlerde bulunulmaz. Onuncu gün ise zincirlerle sırtlarına belli bir ritimle vurularak kan akıtılır. Aşure bu ayda yapılmakla birlikte Şiiler asla yapmaz. Bektaşiler ise onuncu gün harici bir günde aşure yapar. Çünkü matem günü yemeği helvadır ve helva kavrulur. Aşure ise bir kutlamanın yemeğidir ve acıların yaşandığı günde yapılmamalıdır. 

Haberin Devamı

Bektaşilerin tarikat büyüklerine “baba” denir. Birbirlerine “can” diye seslenirler. Dede makamı Alevilerde olur. Bektaşiler babagan kolunu yürütür. Dergâhta teslimiyet taşları, post, hırka, teberra asası önemlidir. Hiçbir kapının eşiğine basılmaz; Hazreti Ali, kapının eşiğidir. İlim irfan, kapının eşiğini işaret eder. 

“Eline, beline diline hâkim olmalısın.” 

“Kadınları okutunuz.” 

“Marifet nefsi öldürmek değil nefsi bilmektir.” 

Hacı Bektaş Veli’nin ruhu şad, mekânı cennet, makamı âşıklıktır. Selam olsun.