Petrolde tarihi haftayı geride bıraktık. ‘Fiyatlar ilk kez eksi oldu. Petrol piyasaları istikrara kavuşmadan hiçbir finansal piyasa ve hatta dünya ekonomisi istikrara kavuşamayacaktır’
Geçtiğimiz “tarihi haftayı” önce bir kayda geçirelim. Petrol fiyatları hem fiziksel, hem de finansal piyasalar tarihinde ilk kez eksi oldu!
Bir varil finansal petrol alana üste 37 dolar (hatta bir ara 40 dolar) verdiler! Haftalardır yazılarımda mutlaka petrole yer veriyordum ve iddiam şuydu:
Petrol piyasaları istikrara kavuşmadan hiçbir finansal piyasa ve hatta dünya ekonomisi istikrara (eski günlerine dönmesinden değil, oynaklığın azalmasından söz ediyorum) kavuşamayacak!
Tüm dünyanın kulaklarından petrol fışkırdığı, depolama kapasitelerinin tümü neredeyse dolmuşken önce fiziksel petrol eksiye geçmişti.
Son 3 - 4 haftadan bu yana depolama kapasitesi olmayan ABD’deki kayaç petrolü üreticileri; kuyuları kapatmamak adına (“shut-in” kuyu kapanırsa yeniden ya açılamıyor, ya da çok masraflı oluyor!) depolama kapasitesi olan rafinerilere varil başına 3 dolara kadar “üste para verip” üretimlerini sürdürmeye çalışıyorlardı.
Düzenleme hatası
Ardından geçtiğimiz hafta vadesi dolan ABD ham petrolü WTI’nın future (vadeli) kontratlarında fiziksel teslim almak istemeyen ama bu kontratta uzun pozisyonu olanlar, bu petrolden “kurtulmak adına” üste para verdiler.
Düşünsenize ‘çok ucuz’ diye ‘birisi nasılsa benden alır’ diye 1 dolara bir varil petrol alıyorsunuz, kimse sizden almayınca üste 40 dolar vermek zorunda kalıyorsunuz. Birkaç gün içinde 41 dolar zarar ediyorsunuz.
Aslında burada bu kontratların işlem gördüğü CME’nin (Chicago Merchantile Exchange) büyük bir düzenleme hatası olduğunu ve bunun ileride finansal piyasalar için çok büyük bir risk oluşturacağını görüyorum.
Neden derseniz... Bu kontratı almak için 10.000 dolar bir teminat (marjin) yatırıyorsunuz. (İleriki vadelerde 4 - 5.000 dolarlara kadar iniyor)
Maksimum kaybedebileceğiniz tutarın bu olması, bir başka deyişle bir varil petrolün -10 (yazıyla eksi on) doların altına inmesine müsaade etmemeleri gerekirdi! Bundan sonra borsalara da güven azalacak demektir!
İki şey çok önemli
Petrolde çok net bildiğim iki şey var! İlki, dünya sokağa çıkmadan petrol fiyatları istikrara kavuşmayacak. İkincisi de; ya ABD’nin kayaç petrolü üreticileri de “gönüllü kesinti” ile OPEC+’ya dahil olacaklar, ya da petroldeki fiyat savaşı devam edecek ve ABD’li kayaç petrolü üreticileri “batarak” üretim kesintisine “mecburen” katılacaklar!
Bu dengelenme olmadan hiçbir finansal piyasanın da istikrara kavuşabileceğini düşünmüyorum!
İÇ PİYASADA NELER OLDU?
Önceki hafta BDDK tarafından swap (döviz ile TL’nin belli bir süre ve önceden anlaşılan faizler üzerinden takas edildiği finansal işlem) işlemlerinde bankaların öz kaynaklarının yüzde 10’una kadar indirilen yabancı bankalara TL verildiği yönlü swap işlemlerinde oran yüzde 1’e indirilmişti.
BDDK’nın önceki hafta başında aldığı kararla, bankalar için yeni bir “rasyo” daha ihdas edildi: Aktif Oran. Bu oranın hesaplanmasında “pay” kısmı; “takipteki krediler hariç bankaların bireysel ve ticari müşterilere kullandırdıkları krediler tutarının toplamına”, “bankalarca satın alınan (yabancılarca ihraç edilmiş olanlar hariç) özel sektör tahvil ve bonoları ile Türkiye Cumhuriyeti hazinesinin ihraç ettiği her türlü borçlanma araçları, kira sertifikaları ve eurobond’ların yüzde 75’i” ve “bankaların Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’na (TCMB) swap yoluyla verdikleri yabancı paranın TCMB alış kurundan hesap edilen Türk Lirası (TL) cinsinden toplam değerinin yüzde 50’si” toplanarak oluşturulacak.
“Payda” kısmı ise “bankalar mevduatı hariç tüm TL cinsi mevduat/katılım fonu tutarı toplamına”, “altın ve kıymetli maden hesapları da dahil olmak üzere, bankalarda tutulan yabancı para(YP) cinsinden mevduat/katılım fonu tutarı toplamının 1.25 ile çarpılması ile oluşacak tutarın” eklenmesi ile oluşturulacak.
Her ay bakılıyor
Aktif Rasyonun; her ay sonu itibariyle, o aya ilişkin aylık ortalamasının mevduat bankaları için yüzde 100’ün, katılım bankaları için yüzde 80’in altına düşmemesi gerekiyor. Bankaların bu oranları tutturamaması durumunda önemli cezalarla karşılaşmaları söz konusuydu.
Geçtiğimiz hafta içinde bazı bankalar kredi tarafına ağırlık verirken, bazı bankalar da Hazine tahvillerine yatırımı tercih ettiler. Düzenleme öncesinde yüzde 12.20 yıllık bileşik seviyesinde olan gösterge tahvili yüzde 8.80’e dek geriledi. Daha da geriler mi? Bankaların tercihlerine bağlı! 1.25 katsayıdan dolayı DTH’ları “kovalayacaklarsa” daha fazla düşmeyebilir, ancak yeni ihalelerde Hazine bonosu/devlet tahvili stoklarını artırabilirler. DTH’ları koruyacaklarsa da gerek kendi ihraç ettikleri, gerekse de kamu veya diğer kurumların eurobond’larına yatırımı artırabilirler...
Merkez’de öncelik istihdam
Merkez Bankası politika faizini yüzde 9.75’ten 8.75’e indirdi. Enflasyonu önceleyen bir Merkez Bankası yerine, istihdam ve “işliliği” önceleyen bir politika izleniyor. Buna da çok fazla itiraz etmek durumunda değiliz. Dikkat edilmesi gereken, kullanılan kaynakların “kılcal damarlara” inecek bir yol/yöntem ile yapılmasıı. Aktif Rasyo, TCMB’nin faiz indirimi şimdilik şirketler, kurumlar bazında önlemler.
Sıkça söylediğim gibi gerçekten ihtiyacı olan kayıtlı/kayıtsız tüm vatandaşların TCKN’lerine ulaşacak, bunun da amacına uygun dağıtılacağı bir yol/yöntem izlememiz gerekiyor. Aksi takdirde şirketlerin öncelikleri çok farklı olabilir.
Bir Brezilya eksik kalmıştı
Brezilya’da politik bir deprem yaşanıyor. Yolsuzlukla mücadele konusunda iddialı, popüler Adalet Bakanı Sergio Moro’nun; federal polis şefi Mauricio Valeixo’nun Devlet Başkanı Jair Bolsonaro tarafından görevden alınması sonrasındaki istifası ülkede siyasi bir karışıklık yarattı.
Kovid-19 salgını sırasında izlediği sağlık politikası nedeniyle eleştirilen Bolsonaro’nun halk içinde desteğinin gittikçe azalıyor olması, oğulları hakkında kara para aklama soruşturmaları gibi sebeplerle; daha önceki başkan Dilma Rousseff gibi görevden alınması tartışmalarını da beraberinde getirdi.
Brezilya’daki siyasi karmaşa bizi neden ilgilendiriyor demeyin. Küresel finansal piyasalar ‘bileşik kaplar’ gibi çalışıyor. Hepsi birbirine bağlı! Brezilya’daki bu kargaşa Brezilya reali’nin geçtiğimiz hafta 5.20’lerden 5.74’lere yükselmesine neden oldu. Geçen cuma Brezilya borsa endeksi Bovespa yüzde 5.45 değer kaybetti.
Uzak da olsa Brezilya bizim de içinde yer aldığımız gelişen ülkelerin önde gelenlerinden birisi. Orada yaşanan depremin artçıları mutlak bize de gelecektir. Her ne kadar bize gelene kadar etkileri azalacak olsa da mutlaka bazı olumsuz yansımalarını hissedeceğiz.
Hani ben haber vereyim de... Tam da bu Kovid-19 ile uğraşırken, Brezilya da nereden çıktı demeyin!
Özay Şendir
Öğretmenlik ve sosyal statü
24 Kasım 2024
Didem Özel Tümer
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’dan ABD’ye YPG mesajı: Sineye çekmeyeceğiz
24 Kasım 2024
Abbas Güçlü
Öğretmenler neden mutsuz?
24 Kasım 2024
Zeynep Aktaş
Her şey faizlere kilitlendi
24 Kasım 2024
Ali Eyüboğlu
Aşkın Nur Yengi: ‘‘Rekabet derdimiz yoktu’’
24 Kasım 2024