Federasyon batmış, sucuklu yumurta istemişler!

Futbol Federasyonu Başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu’nun TFF eski başkanı Mehmet Büyükekşi döneminde mali tablolar üzerinde kalem oyunu yapıldığını açıklaması dikkate alınmamıştı.
Hacıosmanoğlu seçimli mali genel kurulda ibra edilen Büyükekşi yönetiminin bütçeyi 5 milyon artıda gösterdiğini, ancak yaptıkları inceleme sonunda federasyonun 272 milyon lira zararda olduğunu ifade etmişti.
Büyükekşi ise günlerce sessiz kaldıktan sonra “Her şey usulüne uygundur” gibi kısa bir açıklama yapmıştı.
Türkiye Futbol Federasyonu özerk bir kurumdur. Özel yasası vardır. Hepsinden önemlisi “bağımsız” olduğu belirtilen bir denetleme mekanizmasına sahiptir. Ancak anlaşılıyor ki onun da güvenirliği kalmamış.
Mali tabloların vahameti ortaya çıktıktan sonra TFF’de ciddi bir tasarruf dönemi başladı. Nerede ise iğneden ipliğe...
Boğazın lüks restoranlarında misafir ağırlamaktan tutun, Hakem Akademisi’ndeki başı bozukluğa, kıymeti kendinden menkul danışmanlara ve dudak uçuklatan ödemelere önlem alındı.
Maaş ödeyemeyecekti!
Adını vermeyeceğim bir yönetim kurulu üyesi şu itirafta bulundu; “İşin boyutları o kadar büyük ki, frene basmasaydık üç ay sonra personel maaşı ödeyemeyecek duruma gelecektik.”
Yüz milyonlarca liraya hükmeden federasyonun düştüğü duruma bakın!
İyi de bu sorumsuzluğa, keyfiyete ve kurumu zarara uğratan zihniyete hesap sorulmayacak mı?
Önüne konan bilançoları gözü kapalı onaylayan ve yönetimleri aklayan denetleme kurulları sorgulanmayacak mı?
İbra edildikten sonra seçimi kaybedince arkasına bakmadan gidenlere söylenecek iki kelam yok mu?
Genel kurullarda “bir an önce bitse de dönsek” diye el kaldırıp indiren delegelerin suçu yok mu bu tabloda?
Avrupa Futbol Şampiyonasına iki uçak dolusu “misafir” götürmenin 5 milyon euroyu aşkın masrafı konuşulmayacak mı?
Turnuva bittikten sonra üç gün daha lüks otellerde ağırlanan bazı medya mensuplarının gece yarısı oda servisini arayıp “sucuklu yumurta” istemesi ne kadar gizlenecekti?
Odalarına hediye olarak konan milli takım forması ile yetinmeyip TFF yetkililerine “bir tane daha” diye dil dökenler hoş mu görülecekti?
Sayın Hacıosmanoğlu; bildiklerinizi kamuoyu ile paylaşın da, dürüstlük abidesi olarak ortalıkta dolaşan maskaraların maskeleri düşsün!

Tımarhanelik olduk!

“Fanatik dedikleri tımarhanelik taraftardır. Gerçekleri görmezden gelme hastalığı öyle bir hal almıştır ki, sağduyu yok olmuştur. Bu yok oluştan geriye, şuursuzca sağa sola saldıran bir öfke kalmıştır.”
Eduardo Galeno (Uruguaylı yazar)

Biz yabancı istiyoruz, onlar bizi!

Süper Ligde işi iyi gitmeyen kulüplerin camialarının gözünde itibar kaybetmemek için tutundukları tek dal, yabancı hakem talebi.
Geçen sezon fiyasko ile sonuçlanan yabancı Video Yardımcı Hakem (VAR) denemesi gözümüzün önünde.
Ama olsun, Türkiye’de koşullar belli, vurun abalıya.
Ne dernek, ne federasyon, ne Merkez Hakem Kurulu bırakın hakemin arkasında durmayı, onları savunacak durumda değil.
Hakem sahipsiz, hakem kaderine terk edilmiş, bunu gören hakem de kendi derdine düşmüş!
Bunca olumsuzluğun içinde bir örnek vermek istiyorum.
Halil Umut Meler Türkiye’nin FIFA’daki tek elit hakemi. Bir zamanlar Cüneyt Çakır’a yapıldığı gibi el üzerinde tutulması gerekir değil mi?
Nerede? Meler bu sezon Süper Ligde 6 maça çıkmış. Hiçbiri dişe dokunacak cinsten değil.
FIFA ve UEFA bize inat, önemli görevler vermiş Meler’e. Şampiyonlar Ligi, UEFA Uluslar Ligi, FIFA Dünya Kıtalararası müsabakalarında şimdilik 6 maç.
Bitmedi, körfez ülkeleri de talepkâr olmuş. Kuveyt Premier Liginden sonra şimdi de Suudi Liginden Meler’e özel istek gelmiş.
İlginç değil mi; biz yabancı hakem istiyoruz, yabancılar bizimkileri!