Jest ve mimikle hakem olmak!
Merkez Hakem Kurulu Başkanı Ferhat Gündoğdu hafta içinde HT Spor’da bir programa katılmış.
İzlemedim, gazetelerden okudum.
Sonuçta Türk hakemliğinin patronu!
Ağzından çıkan her cümleye bakmak gerek.
Örneğin; “Kendisini TFF’nin önünde gören hakem arkadaşlarımız, uyarılara rağmen davranışlarını değiştirmedi” demiş.
Peki; siz ne yaptınız bu tespitinizden sonra?
8 Mart krizindeki gibi şahsınızı ortada bırakacak yöneticiler olmadığına göre, koca federasyona kafa tutan hakemleri niye kadroda barındırıyorsunuz?
Adınızın “profesyonel operasyoncuya” çıkmasından mı korkuyorsunuz?
Bu arada; FIFA ve UEFA Hakem komitesi başkanları ile aranız nasıl? Umarım iyidir.
Vincic’i eğitimci yapın
Gelelim yabancı hakem ve derbiyi yöneten Slavko Vincic konusuna.
MHK Başkanı, “Vincic’den hakemlerimize örnek verdim. Vücut dili, jest ve mimiklerini. Bunlar Yasin Kol’un son maçındaki performansında etkili oldu” demiş.
Demek ki her şey dört dörtlük yapılırken, Türk hakemlerinin tek eksiği çene kaslarının zayıflığı imiş.
Bu cümleyi kurmak zorunda kalsam, yüzüm kızarırdı.
TFF, UEFA Hakem Konvansiyonu üyesi olduktan sonra sayısız eğitimci geldi ülkemize.
Bunlardan en önemlisi, şu an UEFA Hakem Komitesi Başkanı olan Roberto Rosetti.
Fakat çok acemi imiş. Vincic’in doksan dakikaya sığdırdığı dersi iki yılda verememiş hakemlerimize.
İnsanların aklı ile dalga geçmeye çalışanlara önerim, hakemliğe veda edecek olan Vincic’i çağırın, kendi kontratınız bitene kadar yanınızda eğitimci yapın.
Her hafta bir hakemimize jest ve mimikleriyle örnek olur, yarım sezonda Türk hakemliği tavan yapar, sonra dünyayı sallar!
Makam sahibi olmuş ama liyakatten bihaber insanların “kabul edilmiş çaresizliği” tam da budur işte.
Trabzonspor ve Bumerang
2021-22 sezonunda gelen şampiyonluktan sonra Trabzonspor camiasının yüzü gülmedi.
Ahmet Ağaoğlu görevi bırakınca, Ertuğrul Doğan tek aday olarak girdiği genel kurulda başkan oldu.
Kendisinin Trabzonspor sevdası ve fedakârlıkları inkar edilemez.
Batma noktası gelmiş kulübü düzlüğe çıkarmak ve sportif başarı elde etmek, her babayiğidin harcı değil.
Lakin hayalini kurduğu hedeflere ulaştığı söylenemez.
Doğan’ın seçildiği günden bu yana iki yıl geçti.
Peki, Trabzonspor bu süreçte kaç teknik direktör değiştirdi?
Fatih Tekke’nin ilan edilmesiyle beş.
Bu zaman zarfı; bir başkana açılan kredi adına uzun sayılmayabilir.
Süre kısa ise; beş teknik direktörle çalışmak normal midir?
Yaşamın her alanında insanların yolunu aydınlatan bir sözcük vardır; “İstikrar.”
Trabzonspor özelinde ise; yönetimde, teknik direktör ve kadro tercihinde geçerli olan koşuldur.
Taraftarın her talebine evet demek, tribünden yükselen her sese kulak kesilmek, medyanın nabzına göre şerbet vermek, “Bumerang etkisini” getiriyor aklıma.
Biraz dinlenseydiniz Şenol Hocam!
Hatayspor yenilgisi sonrası Trabzonspor’da teknik direktör değişikliği kaçınılmazdı.
Kasketler masaya kondu, Şenol Güneş “sorumluluk benim” dedi, yönetim onayladı.
Tuhaf olan, “başarısızlığını” kabul eden hocanın iki gün geçmeden Trabzonspor’un geleceğe dönük proje teklifine evet demesi.
Süreçte en çok yıpranan ve “son dokuz yılın en kötü Trabzonspor’u” gerçeğinin mimarı olarak görülen Güneş’in neden acele ettiğini anlayamadım.
Biraz dinlenseniz, stresten uzaklaşsanız, küçük bir dünya turuna çıksanız fena mı olurdu hocam?
Veee o basın toplantısında bulunmasaydınız keşke.
Kimin fikri ise, verilmek istenen mesajlar birbirine karıştı!
Tekke’ye de haksızlık edildi.
Ta kendisidir
“İnsan en deli canlı türüdür. Görünmez tanrıya tapar. Gözünün önündeki doğayı ise katleder. Farkına varmaz ki katlettiği doğa, taptığı tanrının ta kendisidir.” -Hubert Reeves