01.12.2023 - 16:27 | Son Güncellenme:
AIDS'in artık etkili tedavilerle kontrol altına alınabildiğini söyleyen Prof. Dr. Kıvanç Şerefhanoğlu, "HIV enfeksiyonunu taşıyan kişiye HIV pozitif birey denir. HIV virüsü başlıca CD4+ T hücrelerini etkileyerek vücudun bağışıklık sistemini zayıflatır. Vücudun bağışıklık sisteminin zayıflaması verem, çeşitli enfeksiyonlar ve kanserler gibi hastalıkların ortaya çıkmasını kolaylaştırır. HIV enfeksiyonu tedavi edilmediği takdirde ölümle sonuçlanmaktadır. Ancak artık etkin tedavilerle sorun kontrol altına alınabilmektedir" diye konuştu.
HIV enfeksiyonunun ilk olarak 1981 yılında Amerika'da saptandığına dikkat çeken Prof. Dr. Şerefhanoğlu, “Ülkemizde ilk olgu 1985 yılında tespit edilmiştir. HIV enfeksiyonu nedeniyle günümüze kadar dünya genelinde yaklaşık 40 milyon insan hayatını kaybetti. Dünya genelinde yaklaşık 39 milyon HIV pozitif kişi yaşamakta ve bunların çoğunluğu (üçte ikisi) Afrika kıtasında. 2022 yılında, dünya genelinde 630 bin kişi bu hastalık nedeniyle yaşamını yitirdi. Ülkemizde ise maalesef HIV pozitif birey sayısı giderek artmaktadır. Ülkemizde şimdiye kadar tespit edilen toplam vaka sayısı 39 bin 437. Sadece son 10 ayda bin 728 yeni vaka tespit edilmiştir" açıklamasında bulundu.
ETKİLİ TEDAVİLERLE HASTALIK KONTROL ALTINA ALINABİLİYOR
HIV virüsünün cinsel ilişki, emzirme ve kan verme ile bulaştığına dikkat çeken Prof. Dr. Şerefhanoğlu, “Hamilelikte virüs anneden bebeğine geçebilir. Virüs öpme, sarılma, aynı tabaktan yemek yeme, banyo ve tuvalet gibi sosyal temas gerektiren durumlarda bulaşmaz. Bu nedenle HIV pozitif bireylerin dışlanmaması, işlerinden uzaklaştırılmaması, yurt gibi toplu alanlarda kalmasının engellenmemesi gereklidir. HIV enfeksiyonu günümüzde etkili ilaçların varlığı ile ölümcül olmaktan çıkmış kronik bir hastalık halini almıştır. Antiretroviral therapy (ART) olarak bilinen etkili tedaviler ile virüs tamamen yok edilemese de, enfeksiyon etkili bir şekilde kontrol altına alınmakta ve AIDS gelişmesi engellenebilmektedir. Tedavinin aksatılmaması ve ömür boyu kullanılması tedavinin etkinliği için çok önemlidir" ifadelerini kullandı.
TEDAVİ UYGULANMAYAN HIV ENFEKSİYONUNUN BELİRTİLERİ DEĞİŞEBİLİYOR
Tedavi uygulanmayan HIV enfeksiyonunun belirtilerinin hastalığın safhasına göre değiştiğinin altını çizen Prof. Dr. Şerefhanoğlu, “Enfeksiyonun ilk dönemlerinde hastalarda hiçbir belirti görülmeyebilir. Bir kısmında ise ateş, cilt döküntüsü, boğaz ağrısı ve baş ağrısı gibi şikâyetler görülebilir. Zaman ilerledikçe enfeksiyon bağışıklık sistemini zayıflatır ve bazı belirtiler ortaya çıkar. Bunların başlıcaları; bezelerde büyüme (boyun, koltuk altı, kasıkta), kilo kaybı, ateş, ishal ve öksürük. Hastalık daha da ilerlediğinde AIDS safhası meydana gelir ve ölümcül fırsatçı enfeksiyonlar, kanserler görülür" dedi.
Antiretroviral ilaçların kullanılması ile HIV enfeksiyonu ölümcül bir hastalık olmaktan çıkmış ve kronik bir hastalık halini aldığına dikkat çeken Prof. Dr. Kıvanç Şerefhanoğlu, “Tedavi ile sağlıklı ve uzun bir yaşam sağlandığı gibi, cinsel yolla bulaşmayı da engeller. Tedavi ile virüs tamamen kontrol altına alındığı takdirde (kanda virüs yükü sıfırlanınca) korunmasız cinsel ilişki ile virüs bulaşmaz" dedi.
HIV ENFEKSİYONUNUN TANISI ÇOK KOLAY
HIV enfeksiyonunun tanısının çok kolay olduğunu belirten Medicana Ataköy Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Bölümü'nden Prof. Dr. Kıvanç Şerefhanoğlu, “Basit bir kan testi ile
birkaç saat içinde sonuç alınır. Bu testler ile virüse ait yapılara ve vücudun ürettiği antikorlara bakılır. Günümüzdeki testlerde enfeksiyonun vücuda girmesinden sonra 10'uncu günden itibaren virüs tespit edilebilmektedir. Ancak şüpheli bir durum halinde 3-6 ay sonra testin tekrar edilmesi önerilir. Enfeksiyonun bulaşmasının engellenmesi için çok eşlilikten kaçınılması, cinsel ilişkide prezervatif kullanılması gereklidir" diye konuştu.