Göz her zaman ölçümüdür, gördüklerimizi değerlendirmek için?
Mesela AY... siz gökyüzünde tırnağınız kadar görüyorsunuz diye o kadarcık mıdır gerçekte?
Kafasında bir senaryo yazıp sonra ona inananlar var... "Kesin böyle yapmıştır, böyle böyle demiştir? Ben biliyorum demiştir demiştir!..."
Hayır nereden bu kadar emin konuşabiliyorsun?
Zan' ettin farkında mısın? Sandın yani?
Peki ya sandığın gibi değilse?
Bu işler çok hassas dostum.. Öyle "sandıydım" demeyle de sıyrılınmıyor üstelik..İnanıyorsan öte tarafı da var bu işin.
Kuran çok sert uyarıyor bu konuyla ilgili. Kötü zanda bulunan herkesi lanetliyor ve onlar için Cenennem azabı vardır diyor.
Neden bizi böyle bir şeyden men etmek için bu kadar sert bir uyarı yapıyor sizce?
Eğer sandığın gibi değilse o kişinin kul hakkına girmiş oluyorsun da ondan.
Ve kul hakkı kişinin hayatına düğüm koyan en büyük blokajlardan birisi. Asla karşılıksız kalmaz!
Gerçek dışı değerlendirmelerle ilgili çok sevdiğim ve sık sık anlattığım bir hikaye var..
Adam gece yarısı şehir dışında otomobiliyle giderken birden lastiği patladı. Güç bela otomobili kontrol altına alıp durdurdu. Bagajı açtığında lastiği değiştirmek için krikosunun olmadığını fark etti. O esnada uzaktan bir ışık gördü. "Şansım varmış orada birileri hala uyumamış,gider kapıyı çalar, başıma gelenleri anlatır ve bana bir kriko ödünç verebilirmisiniz diye sorarım. O da tabiki neden olmasın al götür işin bitince getirirsin der" diye düşündü.
Adam tam çiftçinin evine doğru yürümeye başlamıştı ki ışık söndü. Bu işe çok canı sıkılan adam kendi kendine söylenmeye başladı. "Şimdi adam yattı rahatsız ettiğim için kızacak. Ve belki krikosu için para bile isteyecek, bende bu yaptığınız hiç hoş değil insanlığa sığmaz ama yine de size bir dolar veririm" derim. O da hem beni geceyarısı beni yataktan kaldıracak hem de 1 dolar vereceksin ha? Ya 5 dolar verirsin ya da gider krikoyu başka yerde ararsın!" diyecek diye düşündü.
Adam kendi kendine iyice kızmıştı. Bahçe kapısına geldiğinde söylenmeye devam ediyordu.
"5 dolar ha!? Sana 1 dolardan fazla vermem. Hay aksi kör şeytan, şu aksilik olmasaydı kriko gerekmeyecekti. Yaptığın düpedüz dolandırıcılık!"
Bu düşüncelerle evin kapısına varmıştı. Kapıyı hızlı hızlı vurdu. Çiftçi kapının üzerindeki pencereden başını uzatıp "Kim o?" dedi...
Adam durdu ve kapıya bir yumruk daha indirdikten sonra bağırdı.
"Seninde krikonunda canı cehenneme! Malın senin olsun istemiyorum!"
Kendi kafamızdan bir hikaye yazarız sonrada inanırız.. Yapmaz mıyız?
Yapmasak keşke..
**Tabi bu işin obsesif kompulsif boyutu var birde. Eğer kişi çok fazla olmamış olaylar üzerinde senaryolarla hayatını zehir ediyorsa psikiyatrik bir destek almalı.
Sevgiler tüüm kalbimden:)
Nur Demir