Bir zamanlar bahçesinde pek çok nar ağacı bulunan bir adam vardı. Güzün büyük bir kısmında narları evinin önüne gümüş siniler içine koyar ve sinilerin üzerine kendi eliyle yazdığı levhalar koyardı: ‘Bir tane al; karşılıksızdır. Afiyet olsun.”
Ancak insanlar sinilerin yanından geçip gider; hiç kimse narlardan almazdı.
O zaman adam kendi kendine uzun uzun düşündü. Sonunda ertesi güz narları evinin önüne gümüş siniler içinde koymadı. Fakat büyük harflerle yazdığı şu levhayı kapısına astı:
‘Bu ülkenin ürettiği en iyi narlar burada. Fakat'
Öyle değil midir? Bir şeyi hiç karşılıksız yapıyorsanız bırakın bir teşekkürü, kıymetini bilen çok az oluyor. Sanırım bunun sonsuza dek akacağını sanıyorlar.
Eğer siz değerini bilmezseniz bir süre sonra ellerinizden uçar gider ve bedel ödemek zorunda kalırsınız.
Derler ya hani "iyilik yap denize at balık bilmezse halıik bilir!"
Aslında buna çokta takılmamak lazım..
Sonuçta yapılan hiç bir şey karşılıksız kalmaz...
Bakın Kuranda Rahman suresinde ne diyor:
"Hel cezâul ihsâni illâl ihsân"
(İyiliğin karşılığı iyilikten başka bir şey olabilir mi?)
Aynı şekilde kötülüğün cezası da kötülük!
(Ceza dendiğinde biz kötü bir karşılık olarak alıyoruz sadece ama aslında "ceza" iyi yada kötü karşılık anlamında kullanılan bir kelime!)
Yani iyiliğe de ceza ile karşılık veriliyor.
Bu dünyada her şey karşılıklar esasına göre işler..
Ne bir katre hayır karşılıksız kalır ne bir katre şer!
(Şems)
Kişi yaptığı iyiliklerin görülmediğini - emeğine haksızlık edildiğini fark ettiğinde bir süre sonra artık iyilikten vazgeçebiliyor!
Biz yine de iyiliği ellerimizle öldürmeyelim!
Gül veren elde hep GÜL kokusu kalır biraz!
Unutmayın; başkalarının hayatına dokunduğunuzda kendi yaşamınızı da iyileştirirsiniz.
Sevgiler tüüüm kalbimden
Nur Demir
https://www.facebook.com/NrlStyle/
http://nrlstyle.blogspot.com.tr/
Bu dünyada her şey karşılıklar esasına göre işler..
Ne bir katre hayır karşılıksız kalır ne bir katre şer!
(Şems)