17.12.2023 - 11:08 | Son Güncellenme:
Alıç, milattan sonra 600’lü yıllara uzanan geçmişiyle insanlık tarihinin en önemli besinlerinden biri. Özellikle Çin ve birçok medeniyetin potansiyelini çok erken yıllarda keşfettiği alıçtan, günümüzde de birçok farklı alanda yararlanılıyor. Geçmişte ise alıç en çok, sindirim problemleri, kalp yetmezliği ve yüksek tansiyon için bitkisel bir ilaç olarak kullanılmıştı.
Gülgiller ailesinden olan alıç bitkisinin anayurdu henüz bilinmiyor. Şifa dolu bu meyvenin Türkiye’de de yaklaşık 20 türü yetişmektedir. Alıç meyvelerinin rengi sarıdan kırmızı-koyu kırmızı veya siyaha kadar değişebiliyor. Tatları ise ekşi.
Alıçın içerisinde bulunan besin ve bileşiklerden birkaçı ise; Quercetin, kolin, asetilkolin, klorojenik asit, B1 vitamini, B2 vitamini, C vitamini, kalsiyum, demir ve fosfor. Tüm bu değerli içeriğinin yanında alıç, bir de flavonoidlerle kan akışını iyileşmesini de sağlıyor.
Alıç meyvesi, bağışıklık sisteminizi güçlendirebilecek anti-bakteriyel ve iltihap önleyici özelliklere sahip. Yapılan bir deneyde alıç ekstresinin, Streptococcus aureus ve Klebsiella pneumoniae isimli zararlı bakterilerine karşı önemli anti-bakteriyel etki gösterdiği, bazı zararlı bakterileri de öldürdüğü bulundu.
Geçmişte kronik iltihap, tip 2 diyabet, astım ve bazı kanserler türleri başta olmak üzere birçok hastalığın tedavisi için alıç kullanılmıştı. Karaciğer hastalığına sahip farelerde yapılan bir çalışmada alıç meyvesi özü, iltihaba neden olan bileşiklerin seviyelerini önemli ölçüde düşüş sağlamıştı.