12.02.2024 - 15:52 | Son Güncellenme:
Yapılan son araştırmalar kalp, şeker ve kanser gibi hastalıklardan korunmanın sırrının oturma biçimimizde olduğunu ortaya koydu. Hepimize çekici gelen sandalye ve koltuklar rahatlattığı kadar tehlikeli de olabilir.
Tanzanya'nın kuzeyinde avcı-toplayıcı olarak yaşamlarını sürdüren Hadza kabilesinin insanları, ne kalp krizi geçiriyor ne de benzeri hastalıkları. Oysa onlar da oturup dinleniyor, hem de bizlerle hemen hemen aynı süreyi dinlenmek için harcıyorlar. Peki neyi farklı yapıyorlar?
The Lancet dergisinde yayımlanan araştırmada, uzun süreli hareketsizliğin dünyada her yıl 5 milyonu aşkın kişinin ölümüne neden olduğuna dikkat çekildi. Bu da, hareketsiz bir yaşam tarzının tıpkı sigara ve obezite gibi sağlığa zarar verebileceği anlamına geliyor. Saatler boyunca hareket etmeden oturmak beden alıştırmalarını hiç aksatmadan yapanların bile yaşamlarını kısaltıyor.
Hadza kabilesinde yapılan çalışmaların sonucu birçok araştırmacıyı şaşırttı. Kabiledeki avcı-toplayıcılar normal popülasyondaki insanlar gibi dinlenip otursa da en belirgin farkları oturma biçimlerindeydi.
Hadzalılar, avlanma sonrasında evlerine döndüklerinde gölgede oturup bir yandan da ateş yakıp yemeklerini pişiriyor ve dostlarıyla sohbet ediyorlar. Ancak sanayileşmiş ülkelerdeki insanların tersine, oturmak onları hasta etmiyor.
1990'lı yılların başlarında araştırmacılar oturmanın kendi başına sorunlara neden olup olamayacağını öğrenmeye koyuldular. Yapılan araştırmalar uzun süre oturduklarını belirten insanlarda kalp hastalığına yakalanma ve daha genç yaşta ölme olasılığının daha yüksek olduğuna işaret ediyordu.
Kişinin ayakta durduğunda ya da yürüdüğünde bacak ve göbek kasları dik durmayı sağlıyor. Sandalyede oturmak ise bu kasların devre dışı kalmalarına ve kendilerini salmalarına neden oluyor. Bu nedenle uzun süre ara vermeden oturmak, kan damarlarının sertleşmesine ve kalp damar hastalıklarına sebep oluyor. Ancak ufak bir ara vermek damarların işlevini yeniden canlandırmasını sağlıyor.
Hadzalıların sırrı da burada saklı. Gün içinde daha az dinlenerek, ya da dinlenme sürelerini ayakta durmak ve yürümek gibi eylemlerle keserek vücutlarını hareketsizliğin tehlikelerinden koruyor olabilirler.
Peki koltuk ve sandalye olmadan nasıl dinleniyorlar? 1950'lerde yapılan bir araştırma 'e seiza' adlı geleneksel oturma biçiminin egemen olduğu Tokyo’da eğitmenlik yapan antropolog Gordon Hewes, dünyada uygulanan yaklaşık 1000 insan duruşunu incelediği çalışmasında az eşyalı toplumlarda insanların genelde çömelerek ya da diz çökerek dinlendiklerini ortaya koydu.
Hadzalılar da çoğunlukla çömelerek dinleniyordu. Bu da, Hadzalılar'ın, uyuşukluğun tehlikelerinden nasıl korundukları konusunda, asıl püf noktanın oturma biçimi olabileceği yönünde üçüncü bir varsayımı beraberinde getirdi.